Türkiye'deki terör örgütlerinin birbiriyle irtibatlı olduğu, hatta sıkı–fıkı ilişkiler içinde bulunduğu yönündeki tezler, söylenti ve iddialar giderek kuvvet buluyor.
İşte bakınız. Türkiye'nin batısında (Silivri'de) Ergekon terör örgütünün başı sıkışmaya başladığı aynı anda, Türkiye'nin doğusunda daha etkin olan PKK ve yandaşları harekete geçerek ortalığı savaş alanına çevirdi.
Oysa, bunlar birbirinin hep zıddıymış gibi bir görüntü veriyordu.
Eğer öyle olsaydı, birinin başına belâ geldiğinde, diğerinin sevinmesi, olup bitenleri alkışlaması gerekiyordu.
Demek ki, bunlar birbirinin zıddı falan değil, düpedüz birbirin ikizi, yahut iki gün evvel vurguladığımız gibi birbirinin "matruşka"sı.
PKK'nın kurucusu, hamisi ve ilk patronu olduğu giderek kesinlik kazanan Ergenekoncuların başı, Türkiye tarihinin en büyük ve en medyatik duruşmasıyla derde girdiği aynı zaman zarfında, Öcalan'a işkence yapıldığı bahanesiyle şurada burada ortaya çıkıp avaz avaz bağıranlar, aslında yapı olarak nasıl bir karakteristik özelliğe sahip olduklarını ilân ediyorlar.
Gerisi tümüyle yalandır, bahanedir, istismar ve kamuflasyon çabalarından ibaret atraksiyonlardır.
Diyarbakır'da toplanan DTP'liler, siyasî ve ideolojik mânâdaki grup kimliklerini konuşturarak ve Öcalan hatırına "Kürt halkı iki gündür sokaklarda" diyerek, aslında Kürt halkına da çok ağır bir isnat ve iftirada bulunmuş oldu.
Evet, hiç şüphe edilmesin ki, hakiki Kürtler, sözde Ocalan hatırına, gerçekte ise Ergenekonculara yarayan o kundaklamalardan ve sokakları cehennem yerine çevirme hareketlerinden bin defa münezzeh ve müberradır.
Biz de, kendi payımıza o fitne körükleyici açıklamaları şiddetle reddediğimizi buradan bütün dünyaya ilân etmek istiyoruz.
Tarihin yorumu 23 Ekim 1921
Malta sürgünleri
Malta adasında sürgünde bulunan İngiliz muhalifi Osmanlı ileri gelenlerinin serbest bırakılmasıyla ilgili anlaşma İstanbul'da yapıldı.
23 Ekim 1921'de İstanbul’da biraraya gelen Ankara hükümeti temsilcisi Hamit Bey ile İngiliz işgal güçleri temsilcisi Sir Rumbold, İngiliz esirleriyle Malta’daki Osmanlı tutukluların değiştirilmesi hususundaki anlaşmayı imzaladılar.
Aynı gün serbest bırakılan Malta sürgünleri, İstanbul yerine doğrudan Anadolu'ya geçmeyi tercih ettiler. Sürgünden kurtulanların ilk durağı (31 Ekim) İnebolu iskelesi oldu.
Zıt muhalifiler
Bügün bağımsız ve küçük bir takımada devleti olan Malta, İtalya'nın güneyinde yer alır.
O tarihlerde bir İngiliz sömürgesi olan Malta, İstanbul'un işgali sonrasında, yani 1919–1921 yıllarında İngiliz muhalifi Osmanlı entelektüeli için tam bir sürgün diyârı olmuş.
Yekûnu 145'i bulan sürgünlerin arasında asker, siyasetçi, idareci, gazeteci, bürokrat, âlim, düşünür gibi farklı meslek ve meşrepten kimseler vardı.
Önemli bir husus da şuydu: Bu kimseler, hem eski İttihatçı, hem de İngiliz muhalifi görünmekle birlikte, aralarında herhangi bir fikir ve inanç müşterekliği yoktu. Hatta, birbiriyle zıtlaşan ve hiç imtizaç edemeyen şahsiyetler de vardı.
Hepsinden ve hemen herşeyden önemli olan husus ise, sürgünlar arasında bulunan bazı şahısların, İngilizlerle gizli bir anlaşmaya varması, gelecekte hem İngilizlerin, hem de müttefik görünen diğer Avrupa devletlerinin istek ve menfaatleri doğrultusunda hareket edecekleri sözünü vermesidir.
Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde ırkçılığı bayraklaştıranların, İslâmî terbiye metotlarını dışlayanların, masonluğa kuvvet verenlerin ve yüzde yüz oranında eski işgal güçlerinin hoşuna gidecek politikaların tatbik edilmesinde aktif rol alanların durumu, kast ettiğimiz acı gerçeğin apaçık bir ifadesidir.
Sürgünler listesi
Malta'ya sürgün edilen tanınmış bazı şahsiyetler şunlar: Eski Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, gazeteci–politikacı Hüseyin Cahit Yalçın, eski Dahiliye Nazırı İsmail Canbulat, eski müfettiş Şükrü Kaya (ileride Dahiliye Vekili), eski Sadrazam Sait Halim Paşa (Türkiye'ye gelmedi, 7 Aralık'ta Roma'da Ermeni militanlarca öldürüldü), Sait Halim Paşanın kardeşi Bursa valisi Abbas Halim Paşa, H. Rauf Orbay, Kara Vasıf (ileride Tevhid–i Tedrisatçı Maarif Vekili), Cevat Çobanlı Paşa, Ahmet Emin Yalman, Ali Çetinkaya, Mehmet Eczacıbaşı, Süleyman Nazif, M. Kemal'in yakın dostu Abdülhalik Renda, Teşkilât–ı Mahsusa Başkanı Eşref Sencer Kuşçubaşı
* * *
Bu arada, Malta sürgünleri arasında olup daha evvel serbest bırakılan bazı şahıslar da var.
Meselâ, M. Kemal'in "Fikriyatımın atası" dediği Türkçü Ziya Gökalp ile birlikte 39 kişi 28 Nisan'da, yine M. Kemal'in en has adamlarından Ali Fethi Bey (Okyar) 8 Ağustos'ta serbest bırakılmışlardı.
23.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|