Fillerin kavgası yine çayırların ezilmesine sebep oldu. Gürcistan’da yaşanan kargaşa, kavga ve savaşın aslında Amerika ve Rusya arasında yaşandığı ifade ediliyor ki, bu tesbiti dile getirenler haksız da sayılmazlar...
Gürcistan, Türkiye’nin sınır komşularından biri. Karadeniz’in en uç noktası olan Sarp’daki sınır kapısı, Türkiye’nin Gürcistan üzerinden Kafkaslara açılmasına sebep oluyor. Aynı şekilde Gürcistan da Sarp’taki bu sınır kapısıyla nefes alabiliyor.
Karadeniz Sahil Otoyolu Rize’nin ilçelerinden geçerek Artvin’in Hopa ilçesine, oradan da sanırdaki yerleşim birimi Sarp’a uzanıyor. Yol boyunca Gürcistan’a geçmeyi bekleyen yüzlerce, belki de binlerce tır sıra bekliyor. Biz de Gürcistan’a, Batum’a geçmek niyetiyle ‘sınır ticareti’ yapan bir esnafla Sarp Sınır Kapısına kadar gidebildik. Ancak Batum’a geçme imkânı olmadı. Çünkü güvenlik problemi devam ediyor.
Bu vesile ile, “Filler dövüşür, çayırlar ezilir” tesbitinin doğruluğunu bir defa daha görme imkânı bulduk. Çünkü savaş, görünürde Gürcistan ile Rusya arasında yaşansa da, faturayı Türkiye ödüyor. Normal günlerde yol boyu sıralanan ilçelerdeki ticari hayat canlıyken, esnafın ifadesiyle savaş sonrası işler bıçak gibi kesilmiş. Elbette asıl kayıp Gürcistan’da yaşandı, ama belki de bu kısa savaşın ikinci fatura ödeyeni Türkiye oldu. Türkiye’yi doğrudan etkilememiş görünse de sınır ilçelerindeki esnafın bu krizden zararlı çıktığı aşikâr. Gürcistan’a ‘hamur mayası’ satan küçük ölçekli bir firma, savaşla birlikte ticari hayatın tamamen kesildiğini ve normale dönmesi için belki de bir iki ay geçmesi gerektiğini hatırlattı. Tabii bunun bir de maddi faturası var.
Bütün bunların yanında savaşın siyasî ve sosyal neticelerini de ayrıca tartışmak gerekir. Maddî zararlar bir şekilde telafi edilir, peki sosyal ve siyasî neticeleri aynı ölçüde, aynı kolaylıkta telafi edilebilir mi?
Uzmanların da ifadesiyle, krizin temelinde Rusya’nın; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde atılan ‘tohum’ların boy atması sebep oldu. O dönemde atılan ırkçılık tohumları, bu günlerde savaş sebebi oluyor. Fiilen ayrı devlet olan, ama dünya ülkelerinin tanımadığı küçük ‘devlet’ler, Rusya’nın da teşvikiyle savaşlara sebep oluyor.
Türkiye bütün komşuları ile ilişkilerini sıcak tutmak durumundadır. Rusya ile sınır komşusu olmasak bile, en az sınır komşularımız kadar ilişkilerimizin olduğu da bir gerçek. Gürcistan, belki de Amerika’ya fazla güvendi. Ya da her zaman olduğu gibi Amerika yine önce ‘menfaat’ dedi ve bu tercihinin faturasını da Gürcistan ödedi.
Türkiye-Gürcistan sınırının Türkiye tarafında yer alan Sarp, işlerin ‘sarp’a sardığını gösteriyor. Kısa süren savaşın yaralarının da kısa sürede sarılması en büyük temennimiz. Sarp sınır kapısında kötü bir huyumuza daha şahit olduk. “Bize birşey olmaz” anlayışı, orada da kendisini hissettirdi. Dışışleri Bakanlığı, işlerin normale dönme vaktine kadar Türk vatandaşlarının Gürcistan’a geçmemesi gerektiği hususunda ‘tavsiye’ açıklaması yapmıştı. Ama ‘benim işim acele’ diyen çok sayıda tır şoförü Gürcistan’a, Batum’a geçmeyi tercih etti. Uluslararası Nakliyeciler Derneği temsilcisi, çaresizlik içinde ellerini iki yanına açıp; “Bu inat bize pahalıya mâl olur” diyordu.
Bu ‘inat’ın Sadece bize değil, Gürcistan’a da pahalıya mal olmamasını ve ‘sulh’un, barışın Gürcistan’a ve bütün dünyaya hakim olmasını dileyelim.
İşlerin ‘sarp’a sarmasının sorumlusu ise maalesef yine ‘fil’ler oldu.
14.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|