Ne yazık ki yine ‘katliâm’ boyutuna varan bir terör saldırısı ile daha karşılaştık. İstanbul Güngören’deki patlamada 20’ye yakın insan vefat etti, yüz elli civarında kişi de yaralandı. İstanbul’un merkezini kana bulayan bu katliâmı gerçekleştirenleri, gerçekleşmesine zemin hazırlayanları zerreler adedince kınıyoruz.
Katliâma davetiye çıkarırcasına, önce ‘öncü bomba’ patlatarak milletin merakını cezbetmek; ardından da asıl büyük bombayı patlatmak her halde bir planın neticesidir. Patlamanın çok yakınında bir akrabamız oturuyordu, fakat yıllık izin sebebiyle şehir dışındaydılar. “Acaba zarar-ziyan var mı?” diye merak ettiler. Bu sebeple, dün patlamanın meydana geldiği bölgeye gittik, ama o saatlerde bölge polis kontrolu altındaydı, dolayısı ile hadise yerine ulaşmamız mümkün olmadı.
Dünyanın da lânetlediği bu terör saldırısı üzerine elbette onlarca yorum ve değerlendirme yapılacak. Ancak hadise sonrası medyanın nisbeten mutedil tavrı da dikkat çekti. Çünkü böyle hadiseler karanlık hadiselerdir ve aydınlatılması gerçekten de zaman alır. İlk gün, ilk saatlerde yapılan yorumlar, değerlendirmeler yanıltıcı olabilir. Bazı terör örgütleri isimlerini duyurmak için dahi olsa böyle karanlık katliâmları sahiplenebilirler. Bu bakımdan, hadisenin aydınlanması için yetkili uzmanların çok titiz çalışmalar yapması gerekir.
Şunu da kabul etmek gerekir ki, bu ve benzeri çirkin, kanlı terör hadiselerini kimlerin yaptığını tesbit etmek, hatta ‘maşa’ları yakalamak bile tek başına terörü sona erdirmek için çare olamaz. ‘Maşa’ları yakalamak ve hadiseleri aydınlatmak elbette çok önemlidir, ama daha da önemlisi millete güven verebilmektir. Terörün onlarca hedefinden biri de milleti yılgınlığa, ümitsizliğe ve çaresizliğe sürüklemektir. Bu tuzağa düşmemenin bir yolu da teröre karşı kararlı mücadele vermek ve bataklığı kurutacak tedbirleri almaktır.
Meselâ bu hadisede, görgü şahitlerinin anlatımına bakılırsa ilk bomba patladıktan sonra insanlar yaralılara yardım ve biraz da merak sâikasıyla bölgeye akın etmiş. O sırada asıl bomba patlamış ve ortaya alışık olunmayan bir katliâm manzarası çıkmış.
Dün, hadisenin yaşandığı bölgeye gittiğimizde yine kalabalık bir ‘meraklı ordusu’nun olay yerine yakın sokaklarda bekleştiğini gördük. Orada bekleyenler de, ölü ve yaralı sayısının artmasında ‘merak’lıların payı olduğunun farkındaydılar, ama yine de bekliyorlardı... Allah (cc) muhafaza etsin, ya aynı şekilde başka bombalar da patlatılırsa?
Irak, Afganistan ve benzeri yerlerde yaşanan kanlı katliâmların bir benzerine şahit olduk. Sorumluların titiz bir çalışma sonrası ortaya çıkarılması ve adalete teslim edilmelerini temennî ediyoruz. Daha da önemlisi, böyle katliâmların bir daha tekrarlanmaması için duâ ediyoruz.
Türkiye, kimden gelirse gelsin, her türlü terör hadisesini toptan ve kökten reddetmelidir. Ancak bu şekilde kanlı bombaları etkisiz hâle getirebiliriz...
29.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|