TBMM’nin kabul ettiği, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayladığı üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırmak amacıyla düzenlenen anayasa değişikliği teklifi, Anayasa Mahkemesi’’nde… 112 milletvekilinin imzasını taşıyan, 58 sayfalık dilekçede, değişikliğin iptali veya yok hükmünde sayılması ve dâvâ sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulması istendi. CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın Anayasa Mahkemesi’’ne yaptıkları iptal başvurusunun ardından yaptığı açıklama çokça tartışılacak nitelikteydi. “Bu Meclis yetkisini aşmıştır” dedi. Bu sözü Meclis Başkanına havale ediyoruz, cevabını vermek ona düşüyor…
* * *
YÖK’ün geçen hafta sonu bütün üniversitelere gönderdiği genelgeye rağmen, birçok üniversite öğrencisi “yargı kararları gerekçe gösterilerek” içeri alınmıyor. Üniversite kapılarında tam bir kargaşa yaşanıyor. Devlet büyüklerinin kapışmalarında en büyük zararı, bundan önce olduğu gibi, başörtülü öğrenciler görüyor. Okul önlerinde arbede yaşanıyor. Bazı öğrenci velileri özel güvenlik görevlilerince tartaklanıyor.
YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın anayasa değişiklikleri yürürlüğe girince, rektörlere, “yasak kalktı” uyarısında bulunmuş, anayasanın 10. ve 42. maddelerine göre uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanunî düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını açıklamıştı. Hatta YÖK, özgürlüklerin mahkeme kararıyla sınırlandırılamayacağını belirterek, anayasa değişikliğinin ardından başörtülü öğrencileri üniversiteye almayan rektörlerin suç işlediğini bildirdi. Bütün bunlara rağmen, öğrenciler birçok üniversite de hâlâ başörtüleri ile okullarına giremiyor.
* * *
Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişikliklerin meseleleri tam anlamıyla çözmeyeceği belliydi. Ancak şimdi bu söylemenin anlamı yok. Burada bir tuzaktan bahsetmekte fayda var.
Bilindiği gibi, anayasa değişikliği konusunda mutabakata varan AKP ve MHP, ek 17. maddenin kaldırılması konusunda da anlaşmıştı. MHP ısrarında devam ederken, AKP başta Anayasa Mahkemesi’nin kararının beklenmesini isterken, şimdi parti yetkilileri bir yandan maddenin çıkmasına gerek olmadığını söylüyor, diğer yandan Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra maddenin görüşeceğini söylüyorlar. Yani, AKP konu gündeme geldiğinden bu yana, birçok defa karar değiştirdi, bundan sonra da değiştirmeyeceğini kimse garanti edemez.
Yasağı devam ettiren rektörler, YÖK Kanununun 17. maddesi değişmeden başörtülüleri almayacaklarını da vurgulayıp, “Yasağın kalkması için Meclis, YÖK kanununun ek 17. maddesini de değiştirmeli” diyorlar. Peki, bunu demelerinin altında bir bit yeniği yok mu? Başörtüsü yasağının kalkması konusunda samimî olduklarını düşünmek çok zor. Daha önce hem anayasa değişikliği, hem de ek 17. maddenin değiştirilmemesi için söz söyleyenler, şimdi “yasağı kaldırmak için kanunun değiştirin” diyorlar. Bunun altında bir tuzak olduğu hemen görülüyor. Zira, bunu söyleyenler Anayasa Mahkemesi’nden yasakçı bir karar çıkmasını ümit ediyorlar. Bütün bunları gören MHP’nin de bu kanunun çıkarılması için ısrar etmesindeki niyeti anlamak zor.
Öncelikle, YÖK kanunun ek 17. maddesinin çıkması isteyenlere şunu sormak lâzım: Şu an yürürlükte olan ek 17. madde de “Yürürlükteki kanunlarla aykırı olmamak kaydı ile; Yükseköğretim Kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir” demiyor mu? Yani YÖK kanunun ek 17. maddesinde herhangi bir yasaklama yok. Tam tersine başörtüsü yasağıyla ilgili bir madde değil, serbestliğine ilişkin bir madde…” Peki neden kanunun değişmesini istiyorlar? Çene altı gibi garip bir formül gelirse, öğrencileri farklı bir şekilde mi mağdur edecekler?
Yoksa şimdiye kadar ki icraatlarından başörtülülerin özgürlüklerini düşündüklerini söylemek mümkün değil.
Şu aşamada, bu kanunun çıkması için söylenenlerin tam bir tuzak olduğu ortada. 1989 ve 1991 tarihlerinde Anayasa Mahkemesi’nin aldığı iki kararın gerekçesi yüzünden sürdürülen yasağın hiçbir kanunî dayanağı yok. Ama yasak fiilî olarak yıllardır sürdürülüyor.
Bu tuzağa düşülüp kanun hazırlanır, Anayasa Mahkemesi de maddeyi iptal ederse, yasak kanunî hale gelmiş olacaktır. 17 senedir bu yasak hiçbir dayanağı yokken devam ettirilebiliyorsa, bu durumda yasak daha katı bir şekilde uygulanacaktır. Artık, başörtülü öğrencilerin, eğitim hakkından bir 17 sene daha mağdur edilmelerine tahammülü kalmadı. Bu konuda adım atılırken, aceleye getirilmeden adım atılmalıdır. Adım atılırken de tuzaklara dikkat edilmeli…
29.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|