Şimdi hemen başlayarak mutlu ve ferah bir şekilde devam ettireceğimiz bir işi, çok önemli ve ertelenmeyecek bir işi yapmak zamanı: Okumak. Okumak işini yapmak insanı mutlu eder. Okumayı severek ve isteyerek, ihtiyaç olduğunu bilerek ve anlayarak yapmak insanı çok çok daha mesud eder.
Herkesin gizli kalmış kabiliyetleri, cehdleri, gayretleri ve çalışmaları okumak ile ortaya çıkabilir veya ortaya konabilir. Okumak için yola çıkmamız, geç kalmamız gerekmektedir. Eğer biz okumayı elde edersek okumak bizi hiç bırakmayacaktır. Okumanın yaşı başı yoktur. Yeter ki okumak ihtiyaçtır, okumamız gereklidir şuuruna erelim. Zaten bu düşüncenin elde edilmesiyle arkası gelecektir.
“Sen de geçebilirsin anadan, yardan, serden,
Senin de destanını okuyalım ezberden.
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden…
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın:
Fatih’in İstanbul’u feth ettiği yaştasın. A. N. Asya
İlim öğrenmeye, okumaya bir ibadet şuuruyla bakabilirsek, başarının muvaffakiyetin okumaktan geçtiğini anlayabilirsek, iki günü birbirine eşit olanın zarardide olduğu haberine gönülden inanabilirsek, ibadet vakitlerinin dışında yaptığımız her çalışmanın da ibadet sayılabileceği şuuruna varabilirsek:
Muhakkak bir surette okumalıyız. Anlayarak okumalıyız. İsteyerek okumalıyız. Severek okumalıyız.
Hiç kimseye yaşadığı zamanın bütün ilimleriyle (Edebiyattan astronomiye, kelâmdan matematiğe, tefsirden fiziğe kadar) mücehhez olunuz, donanınız, yedi tane dil bilerek ve İstanbul’u feth ederek Sultan Mehmed Fatih olunuz demiyoruz.
Hiç olmazsa herkes kendi nefis ve şeytanını, tembelliğini ve vurdum duymazlığını yenerek, alt ederek kendi fethini ve Fatih’liğini ilân edebilir. Bunun yolu, en kestirme en kısa ve en ehemmiyetli olarak okumaktan geçer.
Okuyalım, okuyalım ve ne kendimize ne de başkalarını zulmeder hale gelmeyelim. Okumayı seven ve sevdiren ve dahi sevilen birileri olalım inşallah.
29.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|