H. İbrahim CAN |
|
Avrupa Birliği yeni başlıkları askıya alırken |
AB Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye’yi mutlu edecek bir sonuç elde edilemedi. Ancak Kıbrıslı Rum’ların müzakerelerin limanların açılmasına kadar tamamen askıya alınması talebi de kabul edilmeyip, bu konuda bir karara varılması bir yıl daha ertelendi. Kıbrıs’ta 2010 yılı Nisan ayına kadar bir çözüme ulaşılması umut edildiğinden bu erteleme Türkiye açısından olumlu sayılıyor. Ancak Kıbrıs’ta müzakerelerin bu tarihe kadar sonuçlanıp, anlaşmaya varılması çok iyimser bir beklenti. Görüşmelerin şu anki gidişatına bakılırsa, Rumların umursamaz tutumları yüzünden bu pek de mümkün görünmüyor. Dolayısıyla AB’nin yaptığı yalnızca bugünü kurtarmaktan ibaret. Toplantı sonrası yayınlanan kararda; Türkiye’nin müteaddit çağrılara rağmen Kıbrıs Rum kesimine Türkiye’nin hava ve deniz limanlarının açılmasına ilişkin ilâve protokolü uygulamaya başlamadığı, bunun da müzakereleri etkilediği vurgulanıyor. Bilindiği üzere 8 başlık bu yüzden askıya alınmış durumda. Rumların talebi uyarınca beş başlık daha askıya alınacak. İşçilerin serbest dolaşımı da bu başlıklardan birisi. Toplantıda bir parmak bal da ihmal edilmiyor ve çevre başlığının kısa süre içinde açılması karara bağlandı. Böylece Türkiye’nin üyelik sürecinin en az on yıl daha süreceği ve sonrasında ne olacağının da belirsiz olduğu bir kez daha ortaya çıktı. 120 bin sayfa AB müktesebatının iç hukuk haline getirilmesinin zorlukları bir yana, bu tür askıya almalar ve ertelemeler de süreci önceden tahmin edilemeyecek kadar uzatıyor. 35 başlıktan müzakereleri sürdürülebilecek çok başlık yok şu anda. Olanların bir kısmında ise standartlarımız AB’den hayli farklı. Aslında bu görüşmelere müzakere demek yanlış. Zira AB’nin beklediği bütün mevzuatının Türkiye tarafından alınıp, aynen kabul edilip uygulamaya konulması. Yani ortada bir pazarlık ya da tartışma yok. Türkiye’nin üyeliği ufukta hiç görünmezken, müzakerelere aynı gün başladığımız Hırvatistan’ın en geç 2011 yılında üye olacağı belirlendi. Bu arada aday ülkelere sağlanan vize kolaylıkları bile Türkiye’ye verilmedi. Buna karşın üyelik sürecinde bulunmayan Sırbistan ve Karadağ’a bile vize muafiyeti getirildi. Bu kararla bir kez daha görüldü ki; Avrupa Birliği’ne üyelik yolu hayli engebeli. Bu arada çıkar çatışmaları, siyasî rekabet, olağan üstü göç ve hızlı yaşlanmaya bağlı sosyal güvenlik sistemleri çöküşleri, Avrupa Birliği’nin gelecek on yılına damgasını vuracak sorunlar. Ancak bütün bu süreçte Türkiye’nin en büyük kazanımı; uluslar arası standartlara kişi hak ve hürriyetlerinin yerleşmesi ve teminat altına alınması, demokratik rejimin bütün kurumlarıyla işler hale gelmesi olacaktır. Bu da hiç de küçümsenecek bir başarı değildir. 11.12.2009 E-Posta: [email protected] |