Pilot Ali Ağabey
Yaklaşık otuz yıldır tanışıp görüştüğümüz ve Üstad Bediüzzaman ile alâkalı hatıratını en çok dinlediğimiz Emirdağ şahitlerinden biri de emekli pilot astsubay Ali Demirel Ağabeydir.
Muhtelif zamanlarda kendisinden dinlediğimiz hatıralarının bir hülâsası şudur:
“Ben henüz Üstad Bediüzzaman’la görüşüp tanışmadan evvel bazı risâleleri temin edip okumaya başlamıştım. Bunlar teksir edilmiş nüshalardı. Tayınımın Diyarbakır’a çıkmasından itibaren, Nur talebeleriyle de tanışma imkânını buldum. Benim Risâle-i Nur dairesine intisabım bu devrede başladı.
“1952 senesinde, Jet kursuna katılmak maksadıyla Diyarbakır’dan Eskişehir’e geldim. Bu esnada Emirdağ’da olduğunu bildiğimiz Hazret-i Üstad’ı ziyaret etmeye karar verdim.
“Üstad’ın ziyaretine gitmek isteyen daha başka arkadaşlarımız da vardı. Bazıları Üstad’ı daha evvel ve hatta birkaç kez ziyaret etmişlerdi. Neticede, yedi kişilik bir kafile ile Emirdağ’a doğru yola çıktık. Bu sırada, hacdan yeni gelen Hacı Hilmi Efendi de, Üstad’a götürmemiz için bir hediye paketi hazırladı. Bu zat Üstad’ın sadık bir dostu idi.
“Emirdağ’da artık âdet haline geldiği gibi, biz de önce Mehmet Çalışkan Ağabeyin bakkaliye dükkânına gittik. Onların tavassutu ile de Üstad’ı ziyaret ettik. Bu arada Hilmi Efendinin hediye paketini takdim ettik. Üstad paketi açtı ve içinden tam sekiz adet hurma çıktı. Biz de Üstad ile birlikte tam sekiz kişi idik. Üstad, bu tevafuka dikkat çekerek ‘Fesübhanallah’ dedi ve sayı saydırarak kur'a çektirdi. Sayıya göre sırası gelenin en büyük hurmadan almasını söyledi. Biz de dediğine uymaya çalıştık. Tevazu gösterip küçük hurmadan almak isteyenleri de ikaz etti, en büyüğünü almasını söyledi.
“Üstad ise, mukabilsiz hediye almadığını, alamadığını ifade ile, kendisi de mukabil bir hediye göndermek istediğini söyledi. Bu arada etrafına epeyce bir bakındı, durdu. Sonunda bir tesbih buldu ve bize uzatarak şunları söyledi: ‘Tesbih, mübarektir. Bunu benim hediyem olarak kendisine götürün. Ona selâmımı söyleyin. Hilmi Efendi birkaç defa ziyaretime geldi, tekrar zahmet edip gelmesin. Ben onun ziyaretine geleceğim.
“Hakikaten, Üstad unutmadı ve bu hadiseden beş sene sonra (1957’de) Hilmi Efendinin hafızlık merasimine dâveti üzerine, Üstad trenle Isparta’dan Eskişehir’e geldi.
“Benim Hazret-i Üstad’ı görüp ziyaret etmem birkaç defa daha tekerrür etti. Yine Emirdağ’da, Isparta’da, İstanbul’da, vesâire…
“Bir ziyaretimiz esnasında, tayyarecilere çok duâ ettiğini, her an ölümle karşı karşıya kaldıkları için, onların birer kahraman olduklarını söyledi.
“Burdurlu olduğumu öğrenince, aslen Burdurlu olan Binbaşı Asım, Mustafa Çavuş, Rasih Hoca ve Abdurrahman Cerrahoğlu gibi kahraman talebelerinin olduğunu ve keyfiyet itibariyle bunlara pek ehemmiyet verdiğini anlattı.
“Üstad’ı son ziyaretim 1959 yılı sonlarında İstanbul’daki Piyer Loti Otelinde oldu. Çok sıkı bir takip ve tarassut vardı. Otel odasında kalabalık olunca, Üstad bir ara sinirlendi. Orada bize şunları söyledi: ‘Divan-ı Harb-i Örfi Reisi Hurşit Paşa bana ‘Said, sen de mürteciymişsin’ diye sordu. Ben de ona ‘Meşrûtiyet, bir zümrenin istibdadından ibaretse, bütün cin ve ins şahit olsun ki, ben mürteciyim’ dedim. ‘Kardaşlarım, bir emir versem, yüz Şeyh Said hadisesi gibi Türkiye’yi karıştırabilirim. Amma, bin Şeyh Said kadar kuvvetimiz olsa, biz yine müsbet hareket edeceğiz ve asayişi muhafaza etmeye çalışacağız.’
“Üstad’ımızın bu kabil dersleri çok yerinde olup bizlere çok tesir ederdi.”
Tarihin yorumu = 6 Ağustos 1945
İlk atom bombası
JAPONYA'NIN Hiroşima Adasına atom bombası atıldı. Amerikalılar tarafından Japonya'nın Hiroşima şehrine atılan bu ilk atom bombası, bir bakıma II. Dünya Savaşının da sonunu getirmiş oldu. Havada patlatılan bomba 20.000 TNT (dinamit) gücünde. Yaklaşık 10 km karelik alanı yerle bir eden bombanın etkisiyle 66.000 kişi öldü, 69.000 kişi de yaralandı. Aradan üç gün geçtikten sonra Nagazaki'ye atılan ikinci bir atom bombasından sonra, Japonya mağlûbiyetini ilân etti ve II. Dünya Savaşı bu sûretle son buldu.
06.08.2008
E-Posta:
[email protected]
|