Gazete, televizyon ya da dış mekânlarda yer alan pek çok reklâm materyalinin, gerçekte ‘neyi’ tanıttığı tartışma konusu. Bu konuda en çok istismar edilenler de maalesef ‘hanım’lar. İlgili ilgisiz her ‘ürün’ün tanıtımında yer alan ‘kadın’ görüntüleri, gerçekte kadınlara zarar veriyor.
Bu uygulamaya karşı çıkması beklenen ‘feminist dernekler’ ise sus-pus! Tesettüre karşı çıkarken gösterdikleri ‘gayret’in yarısını bu konuda gösterseler, belki de bu istismar sona erecek. Ne var ki, çok cılız bir iki ses dışında, ‘kadın’ın reklâm yoluyla istismar edilmesine ses çıkaran olmuyor.
Hemen ifade edelim, bu konuda suçlu olan sadece görünüşte kadın haklarını savunan ‘feminist’ dernek ya da STK’lar değil. Her türlü ‘ürün’de kadın görüntüsü kullanan üretici firmaların da sorumluluğu var.
Başka bir çelişki de, ‘muhafazakâr’ bilinen bazı firmaların da bu yanlış yola sapmasıdır. Kamuoyunda ‘iyi’ imaja sahip olan pek çok büyük firma, ürünlerini tanıtırken; millet ekseriyetinin tasvip etmediği görüntülere yer veriyor. Onlara sorulsa belki de ‘reklâm ajansları’nı suçlayacaklar, ama ‘para’yı verenin ‘düdüğü’ çaldığı bir yerde bu bahaneye inanan olmaz. Muhafazakâr bilinen firmaların, belirli mahfillere ‘yaranmak’ için girdikleri bu yol, yol değil. Türkiye’de reklâm yapan ve kendi ürünlerini tanıtan her firmadan, Türkiye ve dünya gerçeklerine uygun materyal/afiş ya da reklâm filmi hazırlatması beklenir.
Bu tesbitleri firma ismi vererek isimlendirmeye kalksak, ‘dost’lar alınır. Ama ‘başörtüsü’ reklâmlarında bile ‘müstehcen’ ögeler olursa gerisini siz düşünün!
Reklâm, netice itibarıyla ‘müşteri’ye ulaşmak için kullanılan bir yol. O halde, reklâm metinlerinde ve görsellerinde Türkiye ortalamasına hitap etmek gerekmez mi? Büyük firmaların, özellikle ‘başörtülü’ fotoğraflara reklâmlarında yer vermemesi ne ile izah edilebilir? ‘Laiklik’ bunu açıklamak için yeter mi?
Aslında reklâm verenleri yola getirmenin yolu vardır, ama o da ‘reklâm alan’ların işine gelmiyor. Kartel medyasını bir yana bırakalım; ‘Türkiye gerçeklerine uygun yayın yapan’ medya bir araya gelse ve reklâm verenlere; “Bize, okuyucularımıza uygun reklâm metinleri hazırlayın” dese çok mu garip olur? Böyle uygulamalar dünyada var, ancak bizde ‘Para gelsin de ne olursa olsun’ anlayışı maalesef yol buluyor. Bu tavır, Türkiye gerçeklerine uygun reklâm metni hazırlamayan firmaların tavrından daha da ürkütücü olmalıdır.
Reklâm verenin karşısına bu şekilde bir taleple çıkmayıp, yayınlanmak üzere gönderilen metinlerde değişiklik yapmakla bir yere varılmaz. Geçtiğimiz günlerde böyle bir hadise yaşandı ve reklâm filminde değişiklik yapan yayıncı, aynı ‘ilân’ı yeniden yayınlamak durumunda kaldı.
Hiç komplekse gerek yok, uygun görmediğimiz ‘reklâm’ları, firma sahiplerine izah ederek iâde edebilmeliyiz. Unutmayalım; ‘para her şey’ değildir!
14.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|