Yüzyılın en başarılı şirket yöneticisi seçilen Jack Welch, Türkiye’ye yaptığı bir ziyaret esnasında dikkat çekici mesajlar vermiş. ABD’li General Electric’in (GE) efsanevi CEO’su Jack Welch, 1981-2001 yılları arasında GE’nin CEO’luğunu yapmış ve bu süre içerisinde şirketin piyasa değerini 14 milyar dolardan 600 milyar doların üzerine taşımış. Bu başarısı sebebiyle Welch, ‘yüz yılın en başarılı yöneticisi’ olarak kabul ediliyor.
Jack Welch’in mesajını şu tesbit özetliyor: “Eğer hedefinizi belirler ve buna göre stratejiler geliştirirseniz, Türkiye’yi dünyanın merkezine yerleştirebilirsiniz.” (Sabah, 20 Nisan 2008)
Peki, ‘hedef’i belirlemek o kadar zor mu ki, Türkiye ‘dünyanın merkezi’ olamıyor? Basit gibi görünse de, Türkiye şartlarında hedef belirlemek kolay değil. Çünkü, en başta işleri doğru-düzgün yürütmekle görevli olan ‘bürokrasi’, hedef belirlemenin önünde ciddî bir engel olarak duruyor.
Tabiî bu noktada başka çelişkiler de yaşıyoruz. Türkiye’yi idare edenler de bürokrasiden yana her zaman dertliler. Bürokrasiyi tayin edenlerin, aynı zamanda tayin ettikleri bürokratlardan/kişilerden yana dert yanmaları her hâlde bize mahsus bir çelişki olsa gerek. Vatandaş, bürokrasiden yana zaten dertli. İlâve olarak yöneticilerin, bürokrasiden şikâyetlerini dinlemek de ayrı bir dert oluyor.
“Hedef belirleme”nin önündeki engellerden biri de ‘o kafa’ anlayışıdır. Bunu da, “Halka rağmen, halk için” anlayışı temsil eder. Meselâ, ‘yıllar’ı planlaması gerekenlerin bunu yapmayıp; vatandaşın ‘kıyafeti’ ile kavga etmesi başka türlü nasıl izah edilebilir? Bütün dünya, çevreyi, ekonomiyi, sağlığı, kalkınmayı, huzuru, yardımlaşmayı konuşurken; Türkiye’yi ‘idare eden’lerin neleri tartıştığı hatırlansın... Böyle bir tartışmadan ‘hedef’ tesbiti çıkabilir mi?
“Yüzyılın en başarılı şirket yöneticisi” seçilen Jack Welch, Türkiye’deki yöneticiler için de ‘öğüt’ler sıralamış:
* Şirkette çalışan her bireyin kurumsal hedefin ne olduğunu ve kendisinin bu konuda katkısının ne olacağını iyi bilmesi gerekir.
* Her şirket belirli değerler çevresinde toplanır ve bu değerlere uyulur.
* Her kimden gelirse gelsin, her türlü fikir dinlenip değerlendirilmeli.
* Çıta sürekli yükselmeli.
* Unutmayın, en iyi ekibe sahip olan kazanır.
* Öyleyse ekibini iyi kolla, eğit ve onlara değer verdiğini her fırsatta göster.
* Çalışanlarınıza karşı dürüst olmazsanız başarılı olmayı beklemeyin.
* Dünyayı görmek istediğiniz gibi değil, gerçekten olduğu gibi görün.
Elbette, bu ve benzeri ‘altın öğüt’ler ilk defa dile getirilmiyor. Üstelik bu tesbitleri yapmak için ‘en başarılı şirket yöneticisi’ olmaya da ihtiyaç yok. ‘Akıl için yol bir’ tesbitini hatırlatan bu öğütler, sahip olduğumuz ‘değerler bütünü’nün parçaları. Değerini bilelim, yeter...
23.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|