Dünyada olan biten hadiselerin pek çoğu, uluslar arası haber ajanslarının ‘süzgeci’nden, daha doğrusu ‘sansür’ünden geçerek bizlere ulaşabiliyor. Bütün dünyanın olduğu gibi, İslâm dünyasının ciddî problemlerinden biri de budur.
Son günlerde ifade edildiği üzere dünya üzerindeki Müslüman nüfus, Katolikleri de geride bırakmış durumda. Buna rağmen, milyarı aşan nüfusla ilgili haberler dünya kamuoyunu meşgul edemiyor.
Bu durumun onlarca, belki de yüzlerce sebebi var. Zaman zaman ifade edildiği üzere, İslâm ülkeleri arasında bir haberleşme ağı kurulmasına da acilen ihtiyaç duyuluyor. Öyle İslâm ülkeleri var ki, neredeyse adlarını dahi bilemiyoruz. Bunun yanında, meselâ Amerika’nın herhangi bir kasabasında ‘yaprak düşse’ haberdâr oluyoruz. Çünkü sistem bu şekilde kurulmuş... Pek çok gazetenin ‘dış haberler sayfası’, daha ziyade ‘Amerika’da neler oldu sayfasın’a dönüşmüş durumda. Bu çelişki, Türkiye’nin aşması gereken çelişkilerden sadece biridir.
Uluslar arası ‘ifsat şebekeleri’nin dolaylı katkısı olan bu durum, kuru bir iddiâdan ibaret değildir. Avrupalı ya da Amerikalı gazeteciler de bu gerçeği ifade etmekten geri kalmıyorlar. Meselâ, New York Times’ın Türkiye ve Ortadoğu temsilcisi Lynsey Addario bu itirafçılardan biri. Pek çok İslâm coğrafyasında mesleğini icrâ eden Addario, 2004 yılında Sudan’ın Darfur bölgesine gitmiş ve orada yaşananları fotoğraflarla belgeleyip bir sergi açmış.
Ortadoğu’da da görev yapan Amerikalı gazeteci, Amerikan halkının ve dolayısıyla dünyanın; gerçeklerden habersiz olduğunu ifade ederken şöyle demiş: “Ortadoğu’ya gittiğinizde ve orada uzun süre kaldığınızda, insanların farklı değerleri olduğunu görüyorsunuz. İnsanların değerlerini ve hayatlarını yargılamam ne kadar doğru bilmiyorum, çünkü her ikisi de tamamen farklı hayatlar, ama yine de Ortadoğu’nun genelde yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Özellikle ABD’de halk, Ortadoğu’daki insanların ne kadar misafirperver ve canayakın olduklarından habersiz.” (Cumhuriyet, Pazar eki, 13 Nisan 2008)
İnsanların gerçeklerden habersiz olması bir yana, yaşananların özellikle gizleniyor olması da ayrı bir vak’a. New York Times’ın Türkiye ve Ortadoğu temsilcisi Lynsey Addario, “ABD medyasının, savaş sırasındaki tutumu sık sık tartışılıyor. Editörlerle, yaptığınız haberler hakkında konuşurken, o çelişkiyi hissedebiliyor musunuz?” sorusuna şu cevabı vermiş: “Bir takım görüş ayrılıklarını ABD’ye döndüğümde yaşadım. Felluce’de yaralanan askerlerle ilgili bir haber yapmıştım. Life Magazine, fotoğraflarımı, dört ay boyunca elinde tuttu ve sonunda yayımlamamaya karar verdi. Bana dedikleri şuydu: ‘Fotoğrafların içeriği ve görsel yanı çok kuvvetli. Amerikalılar, bununla başa çıkamaz.’” (agg.)
Amerikalı editörler endişelerinde haklı! Çünkü Amerikalılar ve bütün dünya; yalan, yanlış ve ‘sansür’lenmiş haberlerle başa çıkamıyor! Bu fasit daire kırıldığında, gerçeklerin anlaşılmasını kimse engelleyemeyecek.
Genelde bütün dünya, özelde de ‘İslâm dünyası’nda yaşananlardan ‘sansür’süz bir şekilde haberdar olmak en temel hakkımız...
15.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|