Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Fatihlerin, Âkiflerin heykeli



Muhafazakâr diye bildiğimiz siyasilerin, tarihe mal olmuş makbul ve mübarek şahsiyetlerin heykelini dikme yönündeki arzu ve iştiyakını oldum olası anlayabilmiş değilim.

Üstelik, onların bu heykelcilik merakı, ne onlara, ne de bağlı oldukları siyasî partiye bir faydası var. Hatta, zarar üstüne zarar verdiğini söyleyebiliriz.

Bakınız, Fatih ilçesinin ANAP'lı ilk belediye başkanı (1984), rekor seviyedeki bir oy oranıyla (% 53.53) seçimi kazandığı halde, bir sonraki seçimde partisi tarafından aday bile gösterilmediği gibi, daha sonraki yıllarda hangi partinin adayı olduysa, kendisiyle birlikte o partinin oylarını da dibe vurdurmuştur.

Bu siyasî iflâsın başka sebepleri de olmakla birlikte, en büyük sebebinin İtfaiye Parkına başkanlığı zamanında diktirmiş olduğu "Sultan Fatih Heykeli" olduğuna inanıyoruz.

Son belediye seçimlerinde yine bir partinin başkan adayı idi. Propaganda çalışması günlerinde, sanki bir üstün meziyetmiş gibi Fatihli seçmenlere bu heykel mârifetini övünerek anlattığına şahit olunca, onun siyasî ikbâlini kendi eliyle karattığına kanaat getirdik.

* * *

Gariptir ki, bu heykelcilik merakı ANAP'lılardan sonra AKP'lilere bulaştığına şahit oluyoruz.

Birkaç sene evvel, Ankara Belediye Başkanının 50 metrelik Mevlânâ/semâzen heykelini yaptırma niyet ve arzusu gündeme gelmişti. "Böyle sanatın içine tükürürüm" sözüyle de meşhûr olan sayın Başkan'a hiç gecikmeden biz de fikrimizi, tepkimizi ifade ettik. Neyse ki, bundan vazgeçildi.

Ne var ki, aynı durum, üstelik çok ileri boyutta olmak üzere İstanbul Belediyesini meşgul etmeye başladı.

Bir ara, Sivriada'da (Hayırsızada) bir 110 metrelik büyük bir semâzen heykelinin yapılması düşünüldü.

Bununla ilgili tartışmalar henüz bitmeden, bu kez Boğaz'ın girişine Kadıköy mendireğine yakın bir noktada yine on metrelerce yükseklikte bir Sultan Fatih heykelinin proje çalışması gündeme damgasını vurdu.

O günlerde de fikrimizi söyledik ve sonradan bunlardan hiçbirinin tahakkuk etmediğini sevinerek gördük.

* * *

İstanbul'da devâsâ heykellerin yapılmadığına sevinirken, bir de baktık ki Ankara'da Taceddin Dergâhı önünde kocaman bir Mehmed Âkif heykelini dikivermişler.

Bu garabetin farkına, 12 Mart'ta İstiklâl Marşının yıldönümü vesilesiyle orada yapılan bir resmî tören vesilesiyle vardık.

Devlet ve hükümet büyüklerinin resimlerini, heykel resmiyle aynı kare içinde görünce, içimiz bir tuhaf oldu. Üzülmedik desek, yalan olur.

Zira, düşünce ve kanaatimiz şudur ki: Fatih gibi, Âkif gibi mânevî cephesi kuvvetli tarihî şahsiyetler, heykellerinin yapılmasına asla taraftar değiller. Rızaları yoktur ve olması da imkânsız.

Dolayısıyla, heykellerini dikmekle, hem onların kemiklerini sızlatıyor, hem de sevenlerini üzmüş oluyoruz.

Esasen, onların heykelini yaparak, onları mânen yaşatmıyor, belki bu yönleriyle öldürmeye çalışıyoruz.

Buna ise, hiç kimsenin hakkı yoktur.

Evet, bir kez daha soruyoruz: Kim ne hakla, üstelik onların arzularının hilâfına, dahası itikadların aykırı bir tarzda giderek oraya buraya heykellerini dikiyor?

Birileri çıkıp bu suâlin cevabını vermeli. Aksi halde, bu ve benzeri sorular onların peşini bırakmayacak, her vesileyle karşılarına çıkmaya devam edecek.

Âkif'in heykeli önünde

Devlet ve hükümet erkânı, İstiklâl Marşının kabul gününde (12 Mart) M. Akif'in heykeli önüne giderek saygı duruşunda bulundu.

Onların merhûm Âkif'e sevgi ve saygu duyduklarından zerrece bir şüphemiz yok. Ama, o mübarek zât için heykel yapılmasının da, Âkif'in "iman dolu göğsündeki serhaddine" aynı derecede bir saygısızlık olduğuna inanıyoruz.

Evet, farklı dünyanın insanları için aynı şeyler söylenmez belki; ama, Fatihlerin, Âkiflerin heykelini dikmek, bize göre onları mânen öldürmeye çalışmak anlamına geliyor.

15.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.03.2008) - Dinden soğuma gerekçesi

  (13.03.2008) - Yanlışa "Taraf" olmayalım

  (12.03.2008) - Son Şeyhülislâm'a organize iftira

  (11.03.2008) - Sıcak bölgeden

  (07.03.2008) - Demokratlar'ın gelişi

  (06.03.2008) - Bazı ilkler yaşanıyor

  (05.03.2008) - Hıristiyana saldırı Yahudilere yarar

  (04.03.2008) - Yahudiler'in 500. yılı

  (03.03.2008) - Kıyafetten Hilâfete 3 Mart inkılâpları

  (01.03.2008) - Şark'ın ihyâsı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri