* Koyulhisar ve Köyleri Hizmet Vakfı ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?
1980’li yıllarda İstanbul’daki Koyulhisarlılar bir dernek çatısı altında toplamış olup, 1994 yılına kadar dernek işlevini gayet güzel yürüterek, Örgütlü yapısını genişletmiş, köyler bazında dernekler kurulmaya başlamıştı. Koyulhisar’a kalıcı faydalar sağlamak hayırlı işler yapmak düşüncesiyle bir vakıf kurulması ihtiyacı doğdu. 1995 yılında 44 Koyulhisarlıyla İstanbul’da bu vakıf kuruldu. 1995’den bu yana da yaklaşık 10 yıl yönetim kurulları içerisinde yer aldım. Genel sekreterlik ve başkan yardımcılığı yaptım.
* Kuruluşundan günümüze vakfın hemşehrilerinize ne gibi hizmetleri oldu?
Vakfımız kuruluşundan bu güne kadar hep Koyulhisarlının yanında oldu. İstanbuldaki Koyulhisarlıları zaman zaman bir araya getirdi. Koyulhisar da Koyulhisar meclisini topladı, seminer ve söyleşiler düzenledi. Yayla göçü eğlenceleri düzenledi. Öğrenciler arası hikâye öykü ve şiir yarışmaları düzenledi. En önemlisi eğitime katkı sundu yani üniversite öğrencilerine burs verdi ve vermeye devam ediyor. Şu anda Koyulhisar’dan üniversiteye girecek öğrenci sayısını arttırmak için eğitim desteğinde bulunuyor.
* Burs verdiğiniz öğrencilerle bir araya geliyor musunuz. Onlardan beklentileriniz nelerdir?
Son dönemlerde burs verdiğimiz öğrencilerle bir araya gelemiyoruz. Her yıl ortalama 80 civarında öğrenciye burs verilmekte bunlarda Türkiye’nin her tarafına yayılmış durumda. Bir araya toplamanın zorlukları bulunuyor. Daha önce İstanbul’da böyle bir toplantı yaptık. Aslında güzel oluyor, tanışıp dertleşmek. Bu yılki çalışma programımızda öğrencilerle bölgesel toplantı yapmayı düşünüyoruz.
Onlardan beklentilerimize gelince öğrenciliğinden kurtulup bir işe başladığında bu vakfa, Koyulhisar’a ve Koyulhisarlıya sahip çıkmalarıdır. Daha önce burs alan öğrencilerden meslek sahibi olmuş olanlar başka bir öğrenciye burs vermeye başlayanlar oldu. İşte bu sevindirici, budur Koyulhisarlıya sahip çıkmaları.
* Hemşehrilerinizle hangi vesilelerle bir araya geliyorsunuz?
Vakıf çalışmalarımız içinde birçok zamanlar hemşehrilerimizle bir araya geldiğimiz gibi, Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı ve diğer derneklerin etkinliklerinde bir araya geliyoruz. Vakfımız her yıl hemşehrilerimizle bir araya gelmek maksatlı şehir dışında özellikle Bolu gibi yerlerde birkaç günlük geziler düzenlemekte.
Ama bunun yanı sıra bir hemşehri vakfı olmamız sebebiyle mutlu, acı ve dini günlerde günlerde yani düğün, cenaze ve bayram günlerinde birlikte oluyoruz.
* Vakıf denilince aklınıza ne geliyor? Türkiye’deki işleyişi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Vakıf denilince sivil toplum kuruluşu aklıma geliyor. Hayır işleri aklıma geliyor. Vakıf denince aklıma karmaşık bir vakıflar mevzuatı geliyor. İşin içinden çıkılmayacak şekilde karmaşık olan vakıf mevzuatı düzeltilmeye çalışılıyor. Bu mevzuat bilindiği gibi tekrar ele alınarak yeni bir yasa çıktı. Henüz Cumhurbaşkanlığı onayı olmadı, ancak vakfın kelime anlamına gelince vakfetmekden geliyor. Osmanlı tarihimize baktığımızda vakfeden kişilerin olduğunu ve bu vakıf bünyesinde düşkünlere yardım, yoksulara yardımın ve eğitimle ilgili vakıfların yürüdüğünü görüyoruz. Bu da insanların birbiriyle olan değişimleri yani yoksula bakışı, varlıklının yoksulla olan ilişkisini ortaya koyuyor. Gerçekten dinimizce de, insanlık anlamında da böyle bir kurumların var olması lâzım. Vakıflar o dönemlerden bu döneme geldiğinde bence biraz kendi özelliğini kaybetmiş gibi, ancak kıt kanaat, eski dönemlere göre daha aktif çalışılıyor. Vakıf Türkiye’de bir ihtiyaç. Ancak vakıfların kötü niyetlerle değişik boyutlara çekilme düşüncesi de olduğundan hükümetler, buna daha iyi çeki-düzen vermek için mevzuatla ilgili sürekli değişiklikler yapıyor. Koyulhisar Vakfı da aynı bu düşündüğümüz vakıflardan bir tanesidir.
* Vakıf olarak Türkiye’nin AB uyum çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz. Biliyorsunuz bu konuda Vakıflar Yasası değiştiriliyor. Meclis gündeminde?
Türkiye de son dönemlerde AB uyum çalışmaları hızla ilerlemekte. Vakıflar Kanunu da AB uyum yasalarından nasibini almakta. Bilindiği gibi bu yasa daha önce Cumhurbaşkanından geri döndü. Bunun için yasa bugünlerde yeni hâliyle TBMM’de tekrar görüşülerek kabul edildi. Buna göre, Yabancılar Türkiyede yeni vakıflar kurabilecek. Vakıflar şube ve temsilcilikler açabilecek. İzin almadan taşınmaz alabilecek.
* Dernek ve vakıfların ileyişi bakımından ortak noktaları ve ayrıldıkları noktalar nelerdir?
Dernekler ve vakıfların yasaları değişik olduğu gibi statüleri de değişik, ancak işleyiş şekilleri aynı gibi, yani seçilen yöneticiler, denetçiler, yönetimin kendi içindeki bölünmesi, Vakıflar Yasasının yeni haliyle de derneklere benzemiş gibi. Ayrılan noktaların en önemlisi dernekler üye kayıt ederler, vakıflarda bu yoktur. Vakıflarda mütevelli heyet bulunur.
* Sivas denince aklınıza ne geliyor?
Sivas denince öncelikle doğduğum yer geliyor, vatanım aklıma geliyor. Biraz durarak düşününcede vatanı vatan yapan Cumhuriyetimizin temel taşları aklıma geliyor. Bu yüzdende Sivaslı olmamın gururu aklıma geliyor. Daha derin düşününce de Sivas’ın tarihi ve tarihi eserleri aklıma geliyor.
* Mustafa Karsavuran kimdir? Kendinizi tanıtır mısınız?
1952 yılında Sivas’ın Koyulhisar ilçesi Karaçam Köyü’nde doğdum. Ailem 1956 yılında yani ben 4 yaşındayken İstanbul’a göç etmiş. Burada işçi olarak çalıştı babam. Zor şartlarda gecekondu hayatlarıyla Gaziosmanpaşa’da yaşadık. İlk, orta ve lise ve üniversite eğitimimi burada aldım. O yıllar içerisinde bankacılık yaparak hayata başladım. Üniversiteyi bankacılık yaparken gece okudum. Ticarî İlimler Akademisi Beyazıt Maliye Muhasebe Yüksek Okulunu bitirdim. Ve o dönemden sonraki zamanlarda muhasebe mesleğine atıldım. Muhasebenin Türkiye içinde örgütlenmesinde yer aldım. Hâlen Yeminli Malî Müşavir olarak mesleğimi yürütmekteyim. 1974’den bu yana çeşitli dernek, vakıf, siyasî parti ilçe başkanlığı yaptım. İki çocuk babasıyım.
* Bundan sonraki hizmet hedefleriniz ve başta İstanbul’daki hemşehrileriniz olmak üzere hemşehrilerinizden vakıf adına istekleriniz nelerdir?
Bundan sonraki hizmet hedefleriniz sorusuna cevap olarak ise: yönetim olarak öncelikle sağlık, eğitim, kültürel çalışmalara odakladık çalışmalarımızı. Burslarımız devam ederken okullarımıza yardım götürmek, Kadın Kolları çalışmasını yeniden hayata geçirmek istiyoruz. Mütevelli Heyeti ve dernek yönetimindeki, Koyulhisarlı kadınlarımızın aktif görevlerde bulunmasını sağlayacağız. Koyulhisar’da yaz aylarında kadın emeğiyle yapılan ev ve süs eşyalarının pazarlanacağı bir ortam pazar oluşturarak onlara maddi gelir elde edilmesi ve oradaki kültürün İstanbul’a taşınmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bununla birlikte köylerimizi ziyaret edip oradaki eksiklikleri yerinde görerek çözüm bulmaya çalışacağız.
EĞİTİM:
Millî Eğitim Müdürlüğüyle işbirliği yaparak konferanslar, seminerler, sohbetler, tiyatro, folklor, müzik ve eğlence çalışmaları olacak. Bu projemizi kaymakam ve milli eğitim müdürüyle konuşacağız. Koyulhisar merkez ve köy okulu öğrencilerine yönelik kitap-kırtasiye, eğitim yardımımız olacak. Nitekim devletimizden aldığımız yardımlarımız köylerimize inmiyor. Bu bana göre çok ciddî bir problem.
SAĞLIK:
Sağlık çalışmalarını yapmayı düşünüyoruz. Koyulhisar’ımızda bir hastane arazisi var, orada yapılacak bir çalışmamız olacak. Vakfın ismini taşıyan bir hizmetimizin olmasını istiyoruz.
TANITIM:
Vakfımızın tanıtımı, çalışmalarımızı haber vermek, iletişimi kolaylaştırmak için internet sitemizi hazır hale getirmek istiyoruz. Özellikle Koyulhisar’da bir belgesel, Koyulhisar’ı tanıtan bir video gösterimi hazırlayıp televizyon kanallarına, internet sitelerine vererek Koyulhisar’ı tanıtmak istiyoruz. Böylelikle Koyulhisar’ın dışarıya tanıtımı için önemli bir araç olacaktır. Bununla birlikte Koyulhisar’ı tanıtan el broşürü dağıtarak bu tanıtımını sağlamak istiyoruz. Koyulhisar’ın tarihçesine baktığımız zaman herhangi bir kaynak bulamıyoruz. Cumhuriyet Üniversitesi’nden bir tarihçi hocamızla bir kitapçık haline getirmek istiyoruz. Böylelikle kalıcı bir kaynak olmuş olacak. Belediye ve kaymakamlıkla birlikte Koyulhisar’ın belgeseli çekimi için çalışmalarımız olacak. Bu biraz iddialı olacak ama Koyulhisar, Eğriçimen’e belediye, kaymakam işbirliğiyle hotel, motel veya bir devre mülk şeklinde bir konaklama yeri yapılması lâzım. Koyulhisarlı olsun ya da olmasın Koyulhisar’a gittiği vakit kalacak yeri olabilmeli. Koyulhisarlı hemşehrilerimizden vakfımıza desteklerinin sürekli olmasını istiyoruz. Yardım ve bağışlarının eğitime, kültüre ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında aracılık yapacağımızı söylüyoruz.
5 bin yıllık ilçe
Sivas’a bağlı Koyulhisar ilçesinin kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmalarda ilçenin bulunduğu yerde M.Ö. 3000 ve 2000’den itibaren yerleşim izlerine rastlanmıştır. İç Anadolu’nun kuzey doğusunda batıdan doğuya doğru uzanan Kelkit Vadisini, kuzeyden güneye doğru dikine kesen bir vadi üzerinde kurulu bulunan Koyulhisar, Tokat, Ordu ve Giresun üçgeninde yer almaktadır.
Koyulhisar’da karasal iklimden Karadeniz iklimine geçiş görülür. Tabiî bir güzelliğe sahip olan ilçe, zengin çam ormanlarıyla kaplıdır. Sivas ili sınırları içerisinde bulunan verimli ormanların yüzde 72’si, bozuk ormanların ise yüzde 21’i Koyulhisar’da bulunmaktadır. Sivas’a 180 km mesafede olan ilçe yaylalarıyla meşhurdur. İlçede yetişen domates, adeta Koyulhisar ile özdeşleşmiş
bir üründür.
|