Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

Meşrû limitlerde kalmak



Cenâbı Hakk’ın haşmetini gösteren kâinattaki numuneler, sermedi oldukları zaman bir kıymet ifade ederler. Fani olan dünyanın sakinlerine tahsis edilen bu misafirhanenin, büyüklüğü, azameti ve san'atça pek harika oluşu, daimiliği ile değer kazanır.

Rububiyetin terbiye edici haşmeti, süreklilik içinde nimetlerin devamını ister. Yaratılanların, zevale gitmeden, zail olmadan ve zelil duruma düşmeden lâyık oldukları şekliyle muhafaza ve mutlulukları buna bağlı.

Kışın ölüm getiren beyaz kefeni, bütün varlıkları kış kabrine alırken, onları bahar haşrinde tekrar dirilten kudret, elbette ahiret yolculuğunda hususiyetlerini koruyacaktır. Hafızalarını tazelerken, tekrar hayat verirken, ne aynısı ne de gayrısı olmayan bir letafet, san'at ve farklılık içinde birlik mührü ile halk etmektedir. Bu kudret tercümesi olan mahlûkatın halka ve hakka bakan cihetiyle hikmetli ve maksada uygun yaratılışları, bir duânın, bir rızanın tecellisidir. Elbette başıboş değiller. Onları bekleyen bir büyük mahkemeye hazırlanıyorlar.

Cennet misal çekirdekleri meyve veren tubay-ı cennet neticeler olduğu gibi, zakkumi bir cehennemi netice veren asi ruhların günah defterinden alınmış kayıtlar da bulunmaktadır. Saadetin kaynağı, mutluluğun pınarı olan cennet köşklerinde tahsis edilmiş özel mekânlar, huzur vadilerinde sonsuz nimetler ve kudret elinden hemen sudur eden ikramlar ve lezzetler, dünya hayatında ahiretini unutmamış ve hakkını vermiş mü'minlere hastır.

Diğer tarafta, dünyadaki numunelere emirler ve nehiyler dışında tasarruf eden insanlar ise, söz dinlememenin ve emre itaatsizliğin cezası olarak, hesap günü de hesabını vereceklerdir.

Yevm-i mahşer/ mahşer günü, bu maksadın tahakkuku için kurulacaktır. Madem söz verilmiş ve haklı hakkını alamadan, haksız zulmünü bırakmadan bu dünyada yaşıyorlar, sonuçta bunu telâfi edecek bir muhasebe yapılacaktır.

Hayırların fazla geldiği, günahlarımızın affa mazhar olduğu bir temenni ve duâ ile bu günden hazırlanmanın zarureti önümüzde duruyor. Bir envanter önümüze konulacak. Yaptıklarımızla yüzleşeceğiz. Çünkü her şey kaydedilmiştir.

Celâl ve Cemal isminin tezahürleri bunu gerektirmektedir. Azametin yansımaları ceza ve tedibi zarurî kıldığı gibi, rahmetin tecellisi de mükâfatlandırılmayı ister.

Bunu bize taahhüt eden Rabbimiz, bizi bununla haşredecek. Huzuruna alacak. O anı, o heyecanı şimdiden duyup, ona göre içinde yaşadığımız, fazlasıyla lezzetlendiğimiz vücut, hayat ve nimet hakkını idrak ederek hazırlanmak, asli sorumluluğumuzdur.

Bu dünya sergisi, sürekli dolup boşalmaktadır. Her defasında yeni ürünlerle bizi karşılamaktadır. Rengârenk, iç içe ve birbirine karıştırılmadan gayet mahir bir sanatkârın kudret elinden çıkmış bu kadar mahlûkat, bir amaca hizmet için gönderilmişlerdir.

Vazifelerini Rabbine karşı yaparken, onları görmek, tanımak ve bu vesileyle Rabbine sığınıp şükretmek ve ibadetle bunu ifa etme makamındaki insan, bu vazifelerinden dolayı yüksek bir mertebede durmaktadır.

Hayatın akışı içinde bu görevinden kopmadan ve Allah’ı unutmadan geçici dünyevî ödevlerini yapmakla mükelleftir. Amel defterinin okunacağı, günah yükünün tartılacağı, sevap hanesinin görüleceği bir ahiret mahkemesine bu günden hazırlanmak, mahcubiyet verecek hallerden şimdiden uzak durmak, bu dünya sınavının en önemli önceliğidir.

Hayat nimetini tatmış, vücut elbisesini giymiş ve akıl emanetiyle yaşamış biri, isteklerini karşılamak, sorumluluklarını yerine getirmek mukabilinde, cennet ödüllü bir tecelli insana takdim edilecektir.

O takdim gününe, o diploma merasimine, o mezuniyet anına hazırlanmak, şimdiden hayalen oraya gitmek ve ona göre bu günleri sıkı tutup doğru planlamak, insaniyetin muktezasıdır. Neticeleri önümüze konulacak şekilde davranışlarımız kaydedilmektedir. Radardan kurtulma şansımız yok. Hız limitini aştığımız her noktada kayıtların desteğinde cezası alınacaktır.

İyisi mi? Meşrû limitlerde hayat yolculuğumuzu sürdürmek ve suç teşkil edecek fotoğraflar oluşturamamaktır. Çünkü er veya geç, hesabı görülecektir.

30.12.2007

E-Posta: [email protected].


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.12.2007) - 2007’nin bitmeyenleri

  (26.12.2007) - 2007’yi uğurlarken

  (25.12.2007) - Tanışma ve yardımlaşma seferberliği

  (24.12.2007) - Anayasa mahkemesine ferdi başvuru

  (23.12.2007) - UNESCO 2018 Bediüzzaman yılı

  (20.12.2007) - Her anlamda bayram

  (19.12.2007) - Bugün yer gök Arafat

  (18.12.2007) - Haclanmak

  (17.12.2007) - TÜBİTAK bilim olimpiyatı ve Elif Büşra

  (16.12.2007) - Resulullah’a (asm) koşmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri