Salih Bey; lüks villasına doğru yaklaştı…
Tam otomatik garaj kapısı açılıp son model arabasını park etmek üzere iken cep telefonu çaldı!
Annesi:
“Salih oğlum bu ne gamsızlık. Baban çocukları çok özledi! Hani her hafta torunlarını babana getirecektin.
Bu mu sözünde durmak? Zaten villa diye tutturup taa nerelere taşındınız!” deyince.
Salih Bey:
“Söz anneciğim… Akşam getiriyorum çocukları babama ve sana. Doya doya sevin bıdırcıklarınızı!” deyip telefonunu kapatır kapatmaz bu defa da eşi Leyla Hanım aradı ve:
“Salih hayaaaaatım söyle bakiyim kiminle görüşüyordun öyle? Baksana hayatım akşama İsmail Beyler bize gelecek… Pencereden görüyorum, park ettin ama bir zahmet şu köşedeki pastaneden tatlı-tuzlu bir şeyler alıver akşam için…” dedi.
“Hayatım annem arıyordu. Babam çocukları çok özlemiş akşama onlara gidecektik. Ne olacak şimdi?!”
Şeklinde cevap verip öylece kalakaldı!
Eşi Leyla Hanım:
“Aşkııııııım sen merak etme. Ben annemleri arar gidemeyeceğimi uygun bir dille anlatırım. Onlar halimizi anlar…” deyince de çâresiz pastanenin yolunu tuttu!
***
Akşam…
Salih ve İsmail Beyler sohbet ediyorlar.
İsmail Bey soruyor:
“Salihçiğim işler nasıl?”
"Allah bereket versin; atıyoruz üç-beş milyar her gün kasaya…. Eski işler yok ama!”
Ama demesine fırsat kalmadan:
Zıııııırrrrrrrrrrr….
Diye acı acı çalıyor Salih Beylerin ev telefonu!
Telefonda hüngür hüngür ağlayan annesi Salih Bey’e şöyle diyor:
“Evladım yetiiiiiş… Salihçiğim baban vefat etti…
Sizlere ömür yavruuuum. Yetiş çabuk!”
***
Saygıdeğer okuyucular:
Anneniz ve babanız hâlâ hayatta iseler değerlerini iyi bilin!
Benim yerime de öpün ellerini!
27.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|