Çiftçimize bir dokunun…
Anında :
Bin “ah” işitirsiniz !
Bir anda çektikleri sıkıntıları ; ürünlerinin gerçek değerlerinin altında
kaldığını…
Tarlada kalan ürünün işçi parasını karşılayamadığını anlatıverirler…
***
Bu hep böyleydi!..
Kırklı yaşlara geldim.
Benim çocukluğumdan beri bu böyle…
“Kardeş bu sene ürün nasıl , vaziyetler eyi mi ?” diye bir dokunuverin bakın nasıl ardı ardına dert yanıyor çiftçi kardeşlerimiz...
***
Aslında ise:
Çiftçiliğin kendisi zordur!
Meşakkatlidir.
Ömür törpüsüdür…
Hele işbirliği ve bilinçli bir tarım ve hayvancılık yapılamayan ülkelerde bu çok daha ayarsız gider!
***
Türkiye bu konuda kabuğunu kırmak üzere…
Yeni yeni patentin ne olduğunu kavrıyor.
İşbirliğini önemsiyor!
Kurumsallaşıyor!..
“Aile çiftçiliği”nin bilincine varıyor.
Kırk Hollanda ineğininbesiciliğini on kişiye yaptırmıyor…
Karı-koca çekiveriyorlar çizmelerini:
Pat..pat..pat takıveriyorlar pompaları; elde ettikleri sütler tankerlerle alınıyor ahırlarının önünden.
***
Bürokratlarımıza çok iş düşüyor bundan sonra…
Ve hele hele politikacılarımıza!
Bir sonraki yıl hangi bölgelerimizde, ne gibi ürünlerin elde edilmesi gerektiği..
Tarım ve hayvancılıkta master planlar!
Politik olmayan hedefler.
Çiftçimizi doğru yönlendirmeler.
Bütün bunlarla ilgili ciddi çalışmalar yapıldığını iyi biliyoruz.
En önemlisi koordinasyon ve eksikliklerin bir an önce giderilmesidir.
Sâhi üniversiteler bu işin ne kadarını göğüslemeli!
Veya göğüslemekte?
13.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|