Star’da yeni bir program start aldı: Hayalin İçin Söyle!
İlerde çok da tartışılacak bir program olduğunu söyleyebiliriz.
Sebebine gelince.
Doğrudan insan istismarına yönelik bir format belirlemişler. Jüri koltuğuna oturan, müthiş egolarıyla yarışmacıları adeta ezen “sultan”, “duayen” ve “imparator” stüdyoda hazır bulunuyor.
Kim bu “duayen”: Muazzez Abacı…
İmparator: İbrahim Tatlıses!
Ve sabahların sultanı: Seda Sayan.
Maşallah kendilerine biçtikleri misyonlarla birbirine iltifat yağmuruna tutuyorlar. Sonra da dönüp, yarışmacıların duygularını eziyor, dürüstlük primi topluyorlar.
Bu programlar, müthiş bir duygu sömürüsü yaşanırken, onlar da yalancıktan “es, pes geçtin” diyerek eleştiri yapıyor.
*
Entresandır, gerek Popstar Alaturka’nın, gerekse Herkesin Hayalleri Var programının jüri üyeleri “süyük sanatçılar” son zamanlarda kendi meslekleriyle ilgili bir şey üretmediklerini görüyorsunuz.
Evet, üretim yok.
Var olan tek şey; tüketim.
“Duayenler”, ama üretimde eksi sıfırın altına düşmüşler.
Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Ebru Gündeş, İbrahim Tatlıses, Seda Sayan, Müslüm Gürses... say sayabilirsen.
Ferdi Tayfur’un son çalışması satmadı. Dizi yaptı, tutmadı. Bunalıma girdiği bir gerçek… Sıkıntısını “boşanarak” atmaya çalıştı. Bir hafta bürosundan çıkmadı. Şimdi de Asya ülkelerine uçarak bunalımını aşmaya çalışıyor.
Müslüm Gürses bile artık kaset çıkarmıyor… Reklamlarla idare etmeye çalışıyor.
Söyler misiniz, ismini saydığımız çok saygı duyulan şarkıcıların doğru dürüst albümü çıkıyor diyebilir misiniz?
Peki ne yapıyor, nasıl geçiniyorlar?
Çok basit… Üretmek zor geldiği için, magazin programlarına malzeme oldukları sansasyonel haberlerle gündeme geliyorlar. Sansasyon demek, bedava reklam demek. Böylelikle stüdyolara girip üretim yapmaktansa, bir format altında yarışma programında jüri üyeliği yapmak daha cazip… Çünkü oturdukları yerden paraları cukkalıyorlar.
Yani, eski şöhretin sermayesini tüketiyorlar. Tüketim, aynı zamanda sansasyonu, kokuşmuşluğu ve tahribatı beraberinde getiriyor. Her gün magazin sayfalarında ahlâksızca yazılıp çizilen “beraberlikler” tüketim toplumunu daha fazla tahrip ediyor.
“Duayen”miş, “İmparator”muş, “Sultan”mış… Hadi canım sen de!
27.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|