Efendim, Şehir Tiyatrolarına oyuncu alımı için ilk kez bir ihale açılmış. Sanatçılar buna tepki göstermiş.
Diyorlar ki: İhaleyle sanatçı olunmaz.
Niye olmaz.
Bal gibi olur.
Nitekim yıllardır oluyor da.
Örnek mi:
Ayhan Işık… Güzel Sanatlar Resim Mezunuydu. Ama bir derginin açtığı yarışmada birinci olup sinemaya girdi. Yıllardır ona “Taçsız Kral” dendi.
Fikret Hakan:
Asıl adı Bumin Gaffar Çıtanak olan “sanatçı”, Taksim Lisesi birinci sınıftan terk… Lisede okurken İstanbul Ekspress’te gazeteciliğe başladı… Ses Tiyatrosu’nda (1950) Üç Güvercin oyunuyla profesyonel oldu. Sonrasını biliyorsunuz zaten.
Cüneyt Arkın:
300’den fazla filmi bulunan ve asıl adı Fahrettin Cüreklibatur olan Arkın, Artist dergisinin açtığı bir yarışma ile Türk sinemasına adım attı. Asıl mesleği ise doktordu.
Adile Naşit:
Ünlü tiyatro oyuncusu Amelya Hanım ile komedyen Naşit’in kızı olan Adile Naşit, babasının ölümü üzerine öğrenimini yarım bıraktı ve 1944’te İstanbul Şehir Tiyatrolarında oyuncu olmaya karar verdi.
Fatma Girik:
Türk Sineması’nın ünlü kadın yıldızlarından Fatma Girik, orta ikiden terktir… Okulu bıraktıktan sonra 60’lı ve 80’li yılların filmlerine damgasını vurdu.
Ya Türkan Şoray:
Fatih Kız Lisesi orta bölümden terktir. Karagümrük’teki ev sahiplerinin kızı ile bir film setine gider ve keşfedilir! 1965’ten sonra Türk sinemasının en iyi dört kadın oyuncusundan biri kabul edilir. Yani Şoray, sokaktan gelme bir “sanatçıdır.”
Daha sayalım mı?
Filiz Akın:
Ankara Maarif Koleji mezunu, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji bölümünü üçüncü sınıftan terk etti. Bir “artist” dergisinin açtığı yarışmayla sinemaya geçti.
Dizi yıldızlarını saymıyoruz. Hasbelkader yönetmenin dikkatini çeken öyle çok örnek var ki…
Daha çok misal sayabiliriz. Bu kadar kâfi…
Ancak “sanatçı” geçinen sanatçılar geçmişlerine bir baksın. Hem Popstar’la ünlü olan şarkıcılar da bir nevi “ihaleli sanatçı” olmuyor mu? Bir de meseleyi bu yönüyle değerlendirsinler.
26.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|