Dünden kalan mektuplara devam etmek istiyorum. Bir okurumuzun tepkisi bu…
Okuyalım:
“Sayın Davut Bey, Yeni Asya Gazetesini devamlı takip ediyorum. Sizin yazılarınızı da kaçırmıyorum. Sizden ricam, televizyonlardaki dizi filmlerde yapılan kokuşmuşluğu ortaya çıkarmanız… Bu küstahlara hadlerinizi bildirmeniz… Sihirli annem, Bez Bebek, Kara İnci, gibi diziler çocuklar için çok tehlikeli… Ebeveynleri aydınlatırsanız sevinirim.”
Notumuz: İnşallah… Biz o yüzden bu sütunlarda elimizden geleni yapıyoruz.
Her fırsatta bu sihirli dizileri eleştiriyor ilgili kurumlara çağrımızı tekrarlıyoruz.
Aslında gerçekten bu ekranların bir yarasıdır.. Batının üflediği film ve diziler ülkemizi etkiliyor ve bu diziler özellikle çocuklarımızı hedef alıyor. Etkisi birkaç yıl geçmiyor ve kimbilir kaç kuşağı etkiliyor.
Burada anne ve babalara görev düştüğünü tekrarlamak istiyorum. Ebeveynler bu dizi belasına karşı öncelikle kendilerinin izlememesi gerektiğini bilmeli. Çocukları sihirli dizilerden koruyorum derken, kendileri bu sefer “pembe” dizilere müptela olmasın, olmamalı. Çünkü yağmurdan kaçarken doluya tutulma tehlikesi var.
*
Bir mektup daha:
“Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Yalnız bazı şeyler çok dikkatimi çekiyor. Hangi kanalda neyin oynadığını, ne olduğunu hangi gazetenin ne yazdığını çok iyi biliyorsunuz. Kendi kendime düşünüyorum, ‘Bir insanın bütün bunarlı bilmesi için bütün vaktini televizyona ve gazetelere ayırması lazım. Okuyucularınıza da şiddetle televizyon izlemeyin filan diyorsunuz… Ki haklısınız. Son yıllarda lüzumsuz programlar arttı. Yani demek istediğim bizi izlemeyin diyorsunuz. Ama sizin her şeyden haberiniz var. Bunun dışında eleştirilerinizi çok beğeniyorum ve hak veriyorum… Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar… Acaba size hiç soruşturma açmadılar mı merak ettim… İkinci sorum, günümüzde internet kullanımı hızla arttı. İlerde kimsenin gazete okuyacağını sanmıyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?”
Notumuz: Önce birinci sorunuzdan başlayalım. Bu güne kadar hamdolsun bana herhangi bir soruşturma açılmadı. (Aman nazar değmensin). Çünkü biz aslında şahıslardan çok meselelerin özüne inmeyi ve kurumların yanlışlıklarını dile getirmeye çalışıyoruz. Yoksa şahısları hedef alıp karalamak veya rencide etmek gibi bir kastımız yok, olamaz da. Bir iki yanlışlığımız olduysa da kendileriyle birebir görüşerek, meseleleri halletme yoluna gittik. Bu yüzden medyada sağlıklı dostluk kurduğumuz isimler bile oldu.
İkinci sorunuza gelecek olursak:
Doğrudur. İnternet, gazete kullanımın önüne geçecek… Ki, bu konuda Amerika’nın önde gelen gazeteleri, sayfalarını azaltarak, internet tasarımlarına öncelik vermeye başladı. Bununla birlikte okur profili de değişiyor, değişecek… Ama bizim medyada işler nasıl gelişir bilemeyiz. Nasıl seyir takip eder kestirmek zor. İnşallah teknolojiyle birlikte ahlaki yozlaşma durur ve bu konuda olumlu gelişmeler yaşanır.
*
Son not:
Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Bayramın size ve İslâm Alemine hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Duanızı ve duamızı esirgemeyelim.
20.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|