Güneydoğu’da terörlü mücadele kar ve soğuğa rağmen devam ederken, “pişmanlık yasası” olarak isimlendirilen çalışmalar da Türkiye’nin gündeminde. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2. AB-Afrika Zirvesine katılmak üzere Lizbon’a giderken açıkladığı “PKK’yı dağdan indirme plânı” günlerdir tartışılıyor.
Erdoğan bu açıklamanın öncesinde bu çıkışının ilk işaretlerini partisinin il başkanları toplantısında vermiş, “Biz, dağa çıkışı engellemek ve dağda da bu kanlı teröre karışmamış, bulaşmamış olanlara da ‘gel ananın, babanın’ yanına…” demişti. Başbakanın bu sözleri “eve dönüş yasası” hazırlığı olarak değerlendirilmişti.
* * *
Gelişmeleri özetlersek bazı soruların olduğunu görebiliriz.
Konu geçtiğimiz haftanın gündemini belirlerken, tepkiler birbiri ardına sıralanmıştı. Meclis içinden CHP, MHP ve DTP girişimi eleştirirken, Meclis dışından sadece SHP destek verdiğini açıklamıştı. MHP “Teröristlerin önünde diz çökmek”, CHP “aymazlık”, DTP ise “uygulayamazlar” diyerek tepki göstermişlerdi. Hem CHP hem de MHP’nin geçmişte hükümet ortağı oldukları dönemde 4 tane pişmanlık yasası çıkardıklarını unutmamak gerekir. Birçok aydın ise bu girişimi desteklediklerini gerekçeleriyle birlikte açıklamışlardı.
Başbakanın ortaya attığı düzenleme de neler olduğu bile söylenmişti. Kısa sürede yürürlüğe sokulması öngörülen düzenlemeyle, PKK’nın büyük oranda çözülmesi hedeflendiği, dağa çıkışı önlemeye yönelik sosyal politikalar üretileceği, dağdan inişi hızlandırmak üzere yasal düzenlemeler yapılacağı bile yazılıp çizilmişti.
* * *
Bütün bunlar yazılıp çizilirken, Erdoğan’ın yeni bir yasanın çıkabileceğini söylediği de belirtilmişti. Hatta onun ağzından “Evet, yeni bir yasa çıkartılabilir. Birçok boyutuyla ele alacağız. Ona göre hazırlıklarımızı yapacağız. En yüksek verimi nasıl elde ederiz, bunu nasıl bir yasayla sağlayabiliriz, ona bakacağız” diye yazılmıştı.
Üstüne üstelik Erdoğan, “Bu çalışmaları Türk Silahlı Kuvvetleri ile yürütüyoruz” demişti. Ancak Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu’nun ardından yaptığı açıklamada bu konuda bir girişim olmadığını dile getirmiş, peşinden de Erdoğan açıklama yaparak, yeni bir yasal düzenlemenin kesinlikle gündemde olmadığını söyledi. Erdoğan, söylediklerinin sadece, TCK’nın 221. maddesinin güncelleştirileceğini ve yapılan çağrının sadece insanî bir çağrı olduğunu açıkladı.
Şunu da burada hatırlamakta fayda var. Başbakan’ın bu çıkışı DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın geçtiğimiz yıl Mardin ve Diyarbakır’da yaptığı “Dağda silâhla gezeceklerine, düz ovada siyaset yapsınlar” sözlerini hatırlatmıştı. O zaman başta Erdoğan olmak üzere AKP sözcüleri sert bir şekilde bu sözü eleştirmişlerdi…
* * *
Bu konuda yapılan son açıklamalar bir tavır değişikliği mi, yeni bir gelişme mi bilemiyoruz? Ya da Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın “PKK/Kongre-Gel Terör örgütüne yönelik ideolojik ve ekonomik desteğin kesilmesi” konulu sempozyumun kapanış konuşmasında “Terörde iç destekle dış destek birbirini tetikliyor. Terör hem siyasallaştı hem legalleşti” sözleri mi etkili oldu, bilemiyoruz. Burada Erdoğan’ın “Bu çalışmaları Türk Silahlı Kuvvetleri ile yürütüyoruz” sözlerini de tekrar hatırlamakta fayda var.
Ancak Büyükanıt’ın dikkat çektiği bir husus vardı ki, dikkatle incelenmesi gerekir. Büyükanıt, “Biz ortaya çıkan terör mücadelesinde insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve barış gibi bazı değerleri elimizden kaçırdık. Bunlar bize silâh olarak geri döndü. Bu kavramlar elimizden çıktığı için şimdi bunlara karşı kendimizi savunmaya çalışıyoruz. İnsan haklarını dikkate almayan, barıştan nefret eden bir ülke gibi gösteriliyoruz. İşte biz bu psikolojik harekâtı elimizden kaptırdık…”
İşte mesele burada düğümleniyor.
* * *
Terörle mücadele edilirken bu tür girişimlerden geçmişte sonuç alınmamış olmasına rağmen konu iyi tahlil edilip, geçmişten ders alınıp çalışmalar yapılırsa sonuç alınabilir. Şurası da bir gerçektir. Yıllardır görüldü ki, sadece silâhla mücadele terörün bitmesine yeterli olmuyor.
Öte yandan bu yasa (TCK, 221) güncellense de altı doldurulmadığı sürece diğer yasalar gibi neticesiz kalır. Bunun için bölgenin ekonomik, kültürel, sosyal yapısı göz önüne alınarak ciddî, kalıcı politikalar üretilmeli, terör örgütünün istismar sahaları yok edilmeli, dağa çıkışı önleyecek tedbirler alınmalıdır. Yani, demokratik açılımlar sağlanmalıdır.
Özetle önce devlet millet kucaklaşması sağlanmalı, ardından yasalardan sonuç beklenmeli…
16.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|