Yapılan kamuoyu baskısı ve eleştiriler neticesinde AKP nihayet yeni anayasa çalışmaları ile ilgili hazırlıklarını kamuoyu ile paylaşmaya başlıyor.
Terörle mücadele ve sınır ötesi operasyon tartışmaları sebebiyle gündemin gerisine düşen sivil anayasa tartışmaları, yeniden hız kazanıyor. AKP’de bugün başlayacak üç günlük kamp süresince milletvekillerinin taslakla ilgili görüşlerinin alınması bekleniyor, son kararın da burada verileceği dile getiriliyor. Erdoğan’ın Aralık ayı içerisinde buradan çıkacak taslakla ilgili siyasî parti liderlerine bilgi vereceği, katkı ve desteklerini isteyeceği de belirtiliyor.
Bu arada hükümetin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Barolar Birliği gibi bazı kuruluşlarında hazırladığı anayasa teklifleri de beraber kamuoyuna açıklayacağı bildiriliyor.
Yapılan anketler hükümetin sivil anayasa yapmak için yürüttüğü çalışmalardan halkın yüzde 53’nün habersiz olduğunu ortaya koyuyor. ANAR tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’nin “sivil anayasaya ihtiyacı olduğunu” söyleyenlerin oranı yüzde 53.5 civarında… Sivil anayasa halka anlatılırsa, bu oranın çok daha yüksek çıkacağı da kesin.
* * *
Temel sağlam olursa yapı da sağlam olacağından, anayasanın temelinde neler olmalı? Anayasa’da, olmazsa olmaz denilebilecek maddeleri şöyle sıralamak mümkündür:
Öncelikle sivil olmalı. 12 Eylül 1980 ihtilâlinin izlerini taşıyan 1982 anayasasında ilgili maddeler ayıklanmalıdır. Siyasî partiler için “sivilleşme kriteri” haline gelen geçici 15. madde kaldırılmalıdır. Birçok mağduriyete yol açan ve hukuk devletinin de gereği olarak Yüksek Askerî Şûrâ ve HSYK kararları yargı denetimine açılmalıdır.
Özgürlükçü olmalı. Mevcut anayasa birçok özgürlüğü kısıtladığı için pek çok eleştiri sonucunda bazı maddeleri değiştirilmiş ancak bir türlü düzeltilememiştir.
İnsan hak ve hürriyetlerini dikkate almalı. Bunun için inanç, din, vicdan, düşünme, ifade özgürlükleri alabildiğince geniş tutulmalı.
Net ifadeler yer almalı. Yürürlükte olan anayasada yoruma açık ifadeler olduğu için herkes kendisine göre yorum getirmiş, bu da pek çok sıkıntılar meydana getirmiştir. Bu yüzden muğlâk, karmaşık ifadeler kullanılmamalıdır.
Kısa ve öz olmalı. ADAG Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy’un tesbitine göre, üniversitelerle ilgili Alman Anayasasında 10 kelime, 1961 anayasasında 260 kelime, 1982 anayasasında ise 500 kelime yer almış. Yani, kelimeler arttıkça mesele daha iyi anlaşılmıyor, daha da çetrefilli hale geliyor.
Demokrasi tam hâkim kılınmalı. Moda tabirle yeni anayasada sözde değil, özde demokrasi olmalıdır.
İfade özgürlüğü alabildiğine geniş tutulmalı. İnsanlar ifadelerinden dolayı yıllardır sıkıntı çekiyor. Bu özgürlük alanı anayasa ile teminat altına alındığında kanunlarda bunu uygun hale getirilmelidir.
Evrensel insan hakları yeni anayasada yer almalı. AB kapısındaki Türkiye’nin, AB’ye entegrasyonunu sağlayacak bütün özgürlükleri kapsamalıdır.
Devleti değil, kişiyi koruyan anayasa yapılmalı. 1982 Anayasası, millete karşı devleti güçlendirme ve korumayı hedeflemiştir. Anayasalar millet için yapılmalıdır. Herkesin benim diyebileceği bir anayasa hazırlanmalıdır.
Anayasanın ideolojisi olmalıdır. Prof. Dr. Eser Karakaş’ın dediği gibi, anayasanın ideolojisi insan hakları ideoloji olmalıdır.
Kurumların tarifleri doğru yapılmalı. Yasama, yürütme ve yargı birbirlerini engelleyen değil, vatandaşa hizmeti ön plânda tutan bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Meclis tarafından hazırlanmalı. Sivil anayasa taslağını hazırlayan altı kişilik bilim heyetinde bulunan Prof. Dr. Yavuz Atar, “insan haklarını gözeten bir anayasadan hiçbir şekilde vazgeçilemeyeceği”ni söylerken, Anayasa değiştirme yetkisinin Meclis’e ait olduğunun altını çiziyor. “Meclis bir maddesini değiştirebiliyor, 10 maddesini değiştirebiliyorsa, yeni bir anayasa da hazırlayabilir” diyor.
* * *
Artık Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu anlaşıldı. Yeni anayasa yapılırken de başta partiler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, hatta başkanlığa veya bakanlıklara gelen kişisel mailler, mektuplar dikkate alınmalı.
Yeni anayasa hazırlanırken, kısır çekişmeler bırakılıp, geniş perspektiften ve demokrasi penceresinden bakılmalı. Tartışmalar, eleştirilen yapıcı ve verimi arttırıcı yapılmalı.
Özetle, Türkiye yamalı bohça haline gelmiş mevcut anayasadan bir an önce kurtulmalı. Bu artık net şekilde ortaya çıkmıştır. Özgürlükçü, sivil, temel hakları gözeten yeni bir anayasa kısa zamanda hazırlanmalıdır. Bu değerlerden de kesinlikle geri adım atılmamalıdır.
23.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|