Kudüs toplantısı bazı medya kuruluşları için sadece eleştiri oklarının yöneltildiği bir toplantı oldu. Filistindeki Müslümanların ve Hıristiyanların maruz kaldığı işgale ve saldırılara hiçbir şekilde değinilmedi. Bunlardan biri Milliyet muhabiri İpek Yezdani’nin toplantıda haremlik selamlık vardı çarpıtma haberiydi. Haberin çıktığı ertesi gün Yezdani’ye görevliler 'Toplantıda resmî olarak haremlik selâmlık var mıydı?' diye sordular. O da hayır yoktu, tabiî ama genel görüntü o şekildeydi. Haberin başlığını zaten ben atmadım ama genel tablo bu yöndeydi” dedi. ‘Protokol olarak böyle birşey olmamasına rağmen neden böyle bir başlık attınız?’ denildiğinde “Bizim de olaya bakışımız bu yönde” deyiverdi. Evet bazı basın kuruluşlarının olaya bakışı Hıristiyanların ve Müslümanların İsrail tarafından zulme uğraması değildi... İpek Hanımın toplantıyı yanlış aktarışı bununla da bitmemiş Hamas’ın önemli isimlerinden Musa Ebu Merzuk’un basın toplantısına alınmadığı yönünde çarpıtıcı bir haber daha yapmış. Halbuki kendisinin alınmadığı toplantıya hiçbir Türk medyası alınmadı çünkü toplantının o bölümü Arap basınına açıktı. Daha sonra İpek Yezdani’nin dahil olduğu Türk medyası içeri alındı ve Yezdani Merzuk’un sağına oturdu... Gazeteciler belli bir görüşe taraf olabilirler, ancak yalan söylemeye hakları olamaz. Yalanlar üzerine kurulu Filistin-İsrail haberleri yüzünden barış gecikiyor diye düşünüyorum... Ayrıca böyle yalan haber yapan muhabirlerden de utanç duyuyorum.
Ertuğrul Özkök de Kudüs toplantısına dair eleştirilerini sıralamış ve toplantının yapıldığı mekânda canlı bomba olarak tasvir edilen bir çocuk fotoğrafını eleştirmiş. Evet bu konuda Özkök haklı olabilir ancak demokrasi ülkemiz için şarttır, ama başörtülüler bunu siyasî simge olarak kullanıyor anlayışını burda da sergilemesini isterdik. Filistinliler çocukları canlı bomba olarak kullanıyor ama İsrail de haddini aşıyor demesini beklerdik. BM kararına göre ülkesi işgal altında olan kesim Filistin, onca çocuğu gözünü kırpmadan öldüren İsrail. Bunun yanında Lübnan’a atılacak bombaların üzerine çocuklarına mesajlar yazdıran İsrail. Nedense Özkök bu konulara değinmemiş ve faturayı Filistin'e kesmiş. BM kararlarına uymayan onlarca çocuğu öldüren, hergün Filistin halkını haritadan silen Peres, Meclise dâvet edilirken Filistinlilerin İstanbul’da toplantı yapmasını kabul edemiyor Özkök. Bu bir lâf salatası bile olamaz ancak siyasî bir körlük ve vicdanî problem olabilir. Kimbilir İsrail’i bu kadar kutsayan bir anlayış yüzünden insanlar her türlü yöntemi kullanıyor... Ortodoks Papazı Ataalla’ın dediği gibi işgalci İsrail’in yanında olmak barış getirmiyor. Ataallah’ın belirttiği İsrail “Gazetecilerin çoğuna para verip İsrail lehine ve Filistindeki direnişin aleyhine yazılar yazdırabiliyorlar.” İnşaallah o gazeteciler arasında bizimkiler yoktur... Toplantıya, Hıristiyan ve Müslümanların İsrail’in işgali karşısında zulme uğradıkları ve Batı dünyasının bunu görmezden gelmesi damgasını vurdu.. Biz de Kudüs Ortodoks Kilisesi Papazı Ataallah Hanna Atallah ve Kudüs İslâm Yüksek Konseyi Başkanı İkrime Sabri’yle görüştük...
* İsrail’in Filistin’de Hristiyanlara karşı tavrı Müslümanlara olan tavrından farklı mı?
Aslında Hristiyan Müslüman ayrımı yapmıyorum hepimiz bir ailenin evlâtlarıyız. İşgalciler Hıristiyan Müslüman ayrımı gözetmiyor, işgal karşısında sıkıntımız aynı. Biz Filistinli Müslümanlarla birlikte işgalin bitmesi ve Kudüs’ün kurtarılması için mücadele veriyoruz. Konferansa Hıristiyan ve Müslüman birlikte gelerek Kudüs’e olan bağlılığımızı göstermek istedik. İşgal, bırakın Müslüman ve Hıristiyan ayrımını, ağaçla taş arasında ayrım yapmıyor, hepsine karşı zulüm uygulanıyor.
*Sizce Filistin’e barış nasıl gelir?
Barış isteyen kimse İsrail’e taraf olamaz, İsrail’e taraf olmak barış getirmez. Tüm barış görüşmeleri İsrail’e taraf olunduğu için çıkmaza girdi, yani İsrail’e yandaş oldukları için barışa ulaşamadık. Biz barışın Filistin’i tekrar bize kazandırmasını istiyoruz. Filistin’den göçenler yeniden dönme hakkını elde etsinler.
*Filistin’de yaşayan bir Hıristiyan olarak siz Hamas’ı radikal bir grup olarak algılıyor musunuz?
Bizim bütün Filistin örgütleriyle güzel ilişkilerimiz var. Filistinli siyasilerle olan ilişkilerimiz dışarda yazılanlardan etkilenmez. Biz bu konuda Batıdan talimat almıyoruz. Bizim tavrımızı belirleyen Filistin halkının maslahatı. Bizim mesajımız hepsinin bir araya gelmesi ve birlikte hareket etmeleri... Kudüs bütün Hrisitiyanlar ve Müslümanlar için kutsal bir mekândır. Hz. İsa Kudüs’te doğdu ve Hıristiyanlık buradan yayıldı. Hz. Ömer Kudüs'e geldiğinde patrik Safranyus karşıladı. Bizim ilişkilerimiz dostanedir. O günden bugüne Filistin’de ilişkiler dayanışma içinde gelişti.
* Peki dünyadaki İslâmı terör dini olarak algılatma çalışmalarına ne diyorsunuz?
Bize göre terörün dini yoktur. Terörist biri herhangi bir dine mensup olabilir. Bir terörist o dini temsil etmez. İnsanlar dinlerini yaşarken hatalı olabilir, ne İslâm böyle birşeye cevaz verir ne de Hıristiyanlık. Özünde Yahudilik de buna cevaz vermez. Din adına yanlış yapanlar dini etkileyemez din bundan beridir. İslâm terörü destekler görüşüne kesinlikle karşıyız. Bizim bildiğimiz İslâm barış dostluk dinidir. Tarihimiz bunu gösteriyor.
*Yahudilerden nasıl bir baskı görüyorsunuz?
İsrail bütün dinî kurumları istismar etmeye çalışıyor. İsrail, Kudüs’teki mücadeleyi Yahudilerle Müslümanlar arasında bir mücadele olarak algılatmak istiyor. Kudüs'teki mücadele hak sahibiyle haksız olan arasındadır. Burada iki taraf var işgalci olan İsraille toprak sahibi olan Müslüman ve Hıristiyanlar. Bizim gibi düşünen siyonist olmayan Yahudiler de var. Ancak onların sayısı az. İsrailliler 1948’den bu yana binlerce Ortodoks vakıflarına ve mallarına el koydular. Kudüs'ü Kudüslülerden arındırmak istiyorlar.
*Sizce Kudüs’teki statü ne olmalı?
Kudüs Araplara verilmelidir. Bağımsız Filistin’in başkenti olmalı. Açık kent olmalı askerî duvarlar kaldırılmalı ve insanlar dinlerine ait mekânları rahatlıkla gezebilmeli. Biz Kudüs tamamen Arapların hükümranlığına geçmedikçe barış kabul etmiyoruz. Başka bir alternatif kabul etmiyoruz.
*Yahudilerin, Filistindeki ve dünyadaki nüfusu az olmasına rağmen nasıl böyle davranabiliyorlar?
Arkasında ABD ve bazı Batılı ülkeler var. Gazetecilerin çoğuna para verip İsrail lehine ve direnişin aleyhine yazılar yazdırabiliyorlar. Her şey değişmeye açık her zaman ne güçlü kalır ne de zayıf....
Kudüs İslâm Yüksek Konseyi Başkanı İkrime Sabri:
Batı dünyası Kudüs’teki
Hıristiyanları görmezden geliyor
* Geçtiğimiz hafta Abbas’la Peres Türkiye’de görüştüler siz bu toplantıdan ne bekliyorsunuz?
İşgal idaresinden hiçbir şey beklemiyoruz. Batı basını Filistin meselesinde ilerleme olduğunu söyleyerek dünyayı kandırmak istiyor. Bütün bunlar vehimden ibaret. İsrail hâlâ işgalini genişletmeye ve utanç duvarını yükseltmeye devam ediyor. Mescid-i Aksa’nın altındaki kazılara devam ediyor. İsrail barış istemiyor kendi projelerini yürütmek için zaman kazanmaya çalışıyor.
*İçerdeki konuşmanızda Filistinlilerin sabit duruş sergilemesi gerektiğini söylediniz. Abbas’ın bu girişimleri sabit duruşunuza zarar verir mi?
Hayır bu görüşmelerin sabitelerimizi değiştirmez. O ziyaretlerin tavrımızı esnetme imkânı yok.
*Abbas belli bir kesimi temsil ediyor peki son gelişmelerde Hamas’ın tavrı nasıl?
Sabiteler konusunda aynı şeyleri paylaşıyorlar. Biz birlik dâvetçileriyiz. Eğer birlik olmazsak tutumumuz tavrımız zayıf olur...
*İsrail tarafından Filistin’de bazı sembollerin değiştirildiğini söylediniz. Örnek verir misiniz?
Mağripliler Faslılar sokağı vardı tamamen ortadan kaldırıldı. Binaların altında yapılan hafriyat yüzünden çöküntü oldu. Meselâ sokaklardaki İslâmî isimleri Yahudi isimleriyle değiştiriliyor. Doğu Kudüs'ün içine Müslüman mahallelerine Yahudi mahalleleri inşa ediliyor.
*Peki Hıristiyanlarla ilişkileriniz nasıl?
Bizim Hıristiyanlarla ilişkimiz Hz. Ömer döneminden bu yana ideal bir şekilde devam ediyor. Yahudiler Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında tefrikaya sebep olmak istediler ancak başaramadılar. Bizim Hıristiyanlarla bir sorunumuz yok, hatta çoğu kilisenin karşısında camilerimiz var. Bu bir hassasiyete sebep olmuyor.
* Komşunuz olan Hıristiyanlar, Batı dünyasına asıl sorunun İsrail'den kaynaklandığını söylemiyorlar mı?
Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Bizim kitabımızda Meryem Sûresi var. Yahudiler Hz. İsa’yı tanımadıkları gibi Hz. Meryem’e de kötü gözle bakıyorlar. Nasıl oluyor da onları destekliyorlar benim için cevapsız bir soru. Benim şahsî yorumum ise Batı'daki Hıristiyanların Müslümanlardan intikam almak için Yahudileri kullandıklarıdır. Şark Hıristiyanları bu çağrıyı yaptılar ama kulak veren yok... Biz Müslüman ve Hıristiyanları bir cephe olarak göstermeye çalışıyoruz. Batıdaki Hıristiyanlara şark Hıristiyanlarının bizim tarafımızdan zulme uğramadıklarını göstermeye çalışıyoruz.
|