Dışişleri Bakanı Ali Babacan, “301, tıpkı 501 jeans gibi dünya markası oldu, 404 gibi üzerimize yapıştı” demişti. Babacan, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun toplantısında değişikliğin kısa zamanda Meclis’e geleceği konusunda da söz vermişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, hem Dışişleri Bakanlığı döneminde hem de şimdi 301. maddenin Türkiye’nin imajını yıprattığını söylüyor ve değiştirilmesi gerektiğini her ortamda dile getiriyor.
Nihayet hükümet, bu konuda gelen tepkiler üzerine 301. madde konusunda adım atarak önümüzdeki günlerde gündemine almaya karar verdi. Hükümet özellikle AB İlerleme Raporunda bu konunun gündeme getirilmesi üzerine bir süre önce rafa kaldırdığı TCK’nin 301. maddesini yeniden gündemine almak durumunda kaldı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ocak ayı içerisinde TBMM’nin değişikliği gerçekleştirebileceğini söyledi.
Düşünce ve ifade özgürlüğünün önünde engel olan pek çok kanun var, ancak bunlardan en meşhuru Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi. Açıklanan raporlara bakıldığında 1 Haziran 2005’den bu yana 100’den fazla kişi 301. maddeden yargılandı. Sadece Temmuz-Eylül 2007 döneminde 301’den yargılananların sayısı 22’ye ulaştı.
Birinci Tayyip Erdoğan hükümeti bu konuyu gündemine almış ancak dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, adeta ayak sürüyerek topu taca atarcasına sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunarak teklif hazırlamalarını istemişti. STK’ların bu konuda teklif hazırlamayıp Başbakanlık’a göndermelerine -Erdoğan teklif gelmediğini söylüyor- rağmen seçim, referandum, cumhurbaşkanı seçimi gibi sebeplerle teklif bir türlü Meclis’e getirilmemişti.
Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nun gündemine gelmesi beklenen değişiklik teklifi için iki yol görünüyor. Değişiklik teklifi Başbakanlığa gönderilirse, kurumlarında görüşlerinin alınması gerekeceğinden kanunun çıkması zaman alabilir. Ancak “teklif” şeklinde Meclis’e sunulursa hemen gündeme alınıp çıkarılabilir.
* * *
301. madde ile ilgili hükümetin getireceği değişikliğin hem “içeriği”nin hem de dâvâ açma yetkisinin savcılardan alınarak eskiden olduğu gibi Adalet Bakanlığına verileceği belirtiliyor. Yani, madde toptan kaldırılma yerine “Türklük” ibaresi, “Türk milleti”; “Cumhuriyet” sözcüğü de “Türkiye Cumhuriyeti” olarak değiştirileceği söyleniyor. Maddedeki, “Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede işlenmesi halinde ceza 3’te 1 oranında artırılır” hükmünün ise metinden çıkarılacağı bildiriliyor. Başbakan Erdoğan da bu maddeyle ilgili sorulara muhatap olduğunda, “Türk milleti” ifadesinin değiştirilmesiyle sorunun çözüleceğini söylemişti.
Şu anda madde ile ilgili iki temel görüş bulunuyor. AB ve özgürlükçü düşünen insanlar bu maddenin tamamen kaldırılmasını isterken, hükümet AB ülkelerinde de olduğunu söylediği maddenin tamamen kaldırılmasına karşı. Hükümetin “iç siyasette doğabilecek tepkileri” göz önüne alarak maddenin ifade özgürlüğünü genişletecek şekilde değiştirilmesinin en uygun yol olduğu düşündüğü, bu yüzden bu yola başvurduğu söyleniyor.
Ancak, hem Devlet Bakanı Babacan ve hem de Adalet Bakanı Şahin “uygulamada sorunlar”ın olduğunu kabul ediyor ve maddenin değiştirilmesinden ziyade “zihniyetin” değişmesi gerektiğini vurguluyorlar. Madde 2005 yılında değiştirildiğinde “uygulamalara bakarız, gerekirse değiştiririz” denilmişti, şimdi uygulamaya bakılıp değişikliğin “bir şeyi değiştirmediği” görüldüğü işin yeniden “değiştirme” yoluna başvuruluyor.
Bu gelişmelere bakıldığında, maddenin değiştirilmesi bundan sonra da sıkıntıların olmayacağı anlamına gelmiyor. Zira, bundan önceki değişikliklerde mesele çözülememiş, sıkıntılar devam etmişti. Bugüne kadar yedi kez değiştirilmesine rağmen tartışmalar bitmedi. Birçok yazar, düşünce adamı bu maddeden yargılandı ve ceza aldı.
Burada şunu belirtmekte fayda var. Bundan önce değiştirilen maddenin 4. fıkrasında “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” denilmesine rağmen düşünceler suç olmaktan çıkmamıştı. Zihniyet değişmediğine göre, sıkıntılarında devam edeceği aşikâr.
* * *
Bütün bunlardan da anlaşılacağı üzere 301. madde, makyaj yapmakla, kelimelerle oynamakla düzelmeyecek.
Düşüncenin önündeki diğer maddelerle birlikte 301. maddenin de kaldırılarak Türk Ceza Kanunu’nun “özgürlükçü” bir yapıya kavuşması gerekiyor. Bunun ilk adımı da 301. maddenin kaldırılması olmalı. “Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır” şeklinde bir madde hazırlaması ile meseleyi kökünden çözmek mümkün. Tabiî bunun için de irade lâzım…
29.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|