Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

Nereden nereye?



Bir yılın daha sonuna geldiğimiz şu günlerde gazete sayfalarında yılın bilânçoları çıkarılmaya başlandı. Biz de geçtiğimiz yılın ekonomik göstergelerine bakarak hal-i pür melâlimizi görmeye çalışalım.

Başbakan Tayyip Erdoğan ekonomik durumu değerlendirirken, “neredeen nereye” cümlesini kullanır. Biz de, “ekonomide nereden nereye gelinmiş, neler hedeflenmiş, bu hedeflerden ne kadarı tutturulmuş?” bir bakalım Erdoğan, bu hafta partisinin grup toplantısında, ekonominin hemen bütün göstergelerinin geçmiş yıllara oranla çok hızlı bir iyileşme gösterdiğini, 2004 yılıyla birlikte bu göstergelerin artık rekora doğru koşmaya başladığını, 2005 ve 2006 yıllarında ve bu yıl sürekli olarak kendi rekorlarını kırdıklarını söyledi. “2008 yılında da Türkiye milletçe çalışacak, üretecek ve 2003 yılından beri olduğu gibi tarihî rekorlarına yenilerini ekleyecektir” diye konuştu.

Peki durum öyle mi? Bu konuda kafa yoranlar, raporlar hazırlayanlar durumun hiç de öyle olmadığını söylüyor. Geçen dönem AKP milletvekilliği yapan ve Erdoğan’a yakın isimlerden olan Turhan Çömez’in Türkiye ekonomisinin şu anki durumu ile ilgili yaptığı analizde durum net bir şekilde ortaya çıkıyor.

“Türkiye’de her gece 1 milyon kişi aç yatıyor. 18 milyon insan yeterince beslenemiyor. Cari açık 2002 yılında, 1.5 milyar dolar, 2006 yılında: 31.8 milyar dolar. Neyle kapatıldı? Sıcak para, kara para, banka satışları, KİT satışları, hizmet sektöründeki işletmelerin satışlarından elde edilen gelirlerle kapatıldı. Yabancıların Türkiye’deki sıcak para stoku 2002 yılından sonra tam 12 kat arttı. 2002 yılı sonunda 6,6 milyar dolar olan Türkiye’deki sıcak para bu yıl Mayıs ayı sonu itibariyle 88,1 milyar dolara ulaştı. Sıcak para kaçmasın diye Türkiye, dünyanın en yüksek faizini ödeyen ülke durumuna geldi. Türkiye’nin 2002 yılında 15,5 milyar dolar olan dış ticaret açığı, 2006 yılında 53 milyar dolara ulaştı. Bu yıl ise 55 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor. Türkiye son beş yılda toplam 207 milyar dolarlık dış ticaret açığı verdi. Önceki 79 yılda verilen dış ticaret açığı 231 milyar dolardı. 5 yılda bu rakama yaklaşıldı. Toplam borç,  2002 yılında 221 milyar dolar, bugün 400 milyar doları aştı. İç borçta yüzde 114, dış borçta yüzde 64 artış var.”

(Geniş bilgi: www.ankaraenstitusu.org)

* * *

Neredeen nereye geldiğini gösteren birkaç örnek vermek gerekirse…

Yapılan araştırmalara göre, 2007, büyümenin fren yaptığı, işsizliğin kronikleştiği, enflasyon ile dış ticaret ve cari işlemler açıklarının ise büyüdüğü bir yıl oldu. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,8, ikinci çeyrekte yüzde 4.1 olan GSMH büyüme hızı üçüncü çeyrekte yüzde 2’ye kadar geriledi. Merkezi yönetim bütçesi yılın ilk onbir ayında 9 milyar 714.8 milyon YTL açık verdi.

Elektrik ve doğalgaza yapılan zamların ardından pek çok mala yeni zamlar da yolda. Buna karşılık 2008 yılında memurlara 2+2’lik bir zam ile birlikte enflasyon farkları verilecek.

2008 yılı programı verilerinden yapılan hesaplamalara göre, gelir dağılımındaki eğilimin 2008’de de aynen sürmesi halinde zengin ile fakir arasındaki farkın 7.28 kata çıkması bekleniyor.

İşsizlik sosyal bir tehlike olarak önümüzde duruyor. ATO’nun TÜİK işgücü istatistikleri veri tabanından yararlanarak hazırladığı “Sessiz İşsizler” raporuna göre, 2003-2006 döneminde bir yıldan uzun süredir iş arayanların sayısı yüzde 49, üç yıldan uzun süredir iş arayanların sayısı yüzde 98 arttı.

İstikrarı sağlayan temel göstergelerde son dönemde bozulmalar görüldüğünü ifade eden TÜSİAD, enflasyon, bütçe açığı, cari işlemler açığı ve borç dinamiklerinde iyileşmelerin durduğunu, hatta yer yer geriye gidişler başladığına dikkat çekmeye başladı.

* * *

Bütün bu göstergelerden sonra vatandaş soruyor: “Ekonomide madem büyük iyileşmeler var, niye bizim durumumuzda iyileşme yok?”

Ekonomiden anlayanlar diyor ki: Faiz, borsa, döviz, Türk ekonomisinde etkili olduğu sürece düzelme olmayacak, düzelme oluyor gibi gözükse de kalıcı olmaz. Ancak, yatırım, üretim ve istihdam eksenli politikalar uygulanırsa ekonomideki düzelme kalıcı olur…

Evet, neredeeen nereye…

28.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.12.2007) - Ne sayarsan Say

  (21.12.2007) - Operasyon ve demokratik açılımlar

  (16.12.2007) - “Gel ananın, babanın yanına…”

  (15.12.2007) - Özgürlüklerin yanında yer almak

  (14.12.2007) - “Özgür anayasa” tartışması

  (08.12.2007) - Aslında ne oldu?

  (07.12.2007) - Bir dönem kapanırken “dehşet notlar!”

  (03.12.2007) - Kippa ve başörtüsü

  (01.12.2007) - Ekonomi ne oldu?

  (30.11.2007) - YAŞ ve yargı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri