Cevher İLHAN |
|
Irak unutulmasın… |
Referandum sürecindeki günübirlik sathî siyasî polemikler, yalnız “anayasal değişiklikleri”nin mâhiyetinin etraflıca tartışılmasını engellemekle kalmıyor. Tırmanan terörün ardındaki provokasyonu ve ortaya atılan “özerklik” taleplerinin arka plânındaki kumpası karambole getiriyor. İç gündemi gürültüye getiriyor. Başta Irak, Afganistan ve Pakistan olmak üzere Türkiye’yi yakından ilgilendiren dış gündemi de sabote ediyor. Aslında Müslüman komşu Irak’ta olup bitenler, Türkiye’nin bigâne kalamayacağı vahâmette. Okyanuslar ötesinden gelen işgalcilerin kendi küresel hegemonya ve çıkarları hesabına işgal ve talânla kıskaca aldıkları Irak tam bir çıkmazda. Aslında üzerinden üç aydan fazla zaman geçtiği halde hâlâ hükûmetin kurulmadığı ülke, işgalden sonra etnik ve mezhebî farklılık üzerine yapılan ayırımlar üzerine yönetimin kotaya tabi tutulup taksimatıyla bugünkü karmaşa ve kavga meydana geldi. İşgalcilerin yerli işbirlikçilerle dayattığı ve Amerikan Büyükelçisi’nin Irak Millî Meclisi’ne giderek bunu kabul etmeyen milletvekillerini “Şimdi yukarıya çıkın ve bu anayasaya oy verin!” taziriyle azarladığı “yeni Irak anayasası”, etnik ve mezhebî tefrikayı açıkça tahrik ediyor… Başta petrol rezervleri olmak üzere bütün yer altı ve yerüstü kaynaklarını sömürüp en az 30 senelik ihâlelerle başta Amerikan ve İngiliz şirketlerine peşkeş çeken işgalciler, siyasî yönden de iç çatışmaya iten kargaşaya ortam hazırladılar. Ülkeyi önce, “Araplar”, “Kürtler”, “Türkmenler” olarak ırka göre böldüler; ardından “Sünnî Araplar”-“Şîi Araplar”, “Sünnî Türkmenler”-“Şîi Türkmenler” olarak dilimleyip iç savaşa sürüklediler…
BİR AYDA 535 SİVİLİN KATLİ İşgalden bu yana son yedi yıl içinde büyük bir yekûnu çocuk, kadın, yaşlı iki milyondan fazla insanın katledildiği, bunun birkaç katının yaralanıp sakatlandığı, milyonlarcasının evsiz kalarak perişan edildiği Irak’ın hal-i pürmelâli, başta “büyük Ortadoğu projesi” olmak üzere ecnebilerin egemenlik ve çıkarları adına dayatılan küresel projelerin akıbetinin açık örneği… Sadece son bir ay içinde 396’sı sivil 535 Iraklının öldüğü, yine 680’i sivil 1043 kişinin yaralandığı Irak’ta, AKP hükûmetinin ABD işgaline verdiği destek ortaya konuluyor. Ne var ki aylarca “Davos çıkışı”nı tartışan Türkiye, yanıbaşında büyük bir yekûnunu çocukların ve kadınların teşkil ettiği iki milyondan fazla sivilin katledildiği kaosla kıvranan bir Irak ortada. Türkiye’nin yanıbaşında, Ortadoğu’nun ve İslâm dünyasının ortasında, ABD ve İsrail’in kullandığı sözde “bağımsız” kukla bir devlet kuruluyor. Erbil, “özerklik” ve “otonomi”yi de aşan bir pervâsızlıkla Bağdat’ı by pass ederek üçüncü ülkelerde petrol ve enerji anlaşmaları imzalıyor. Türkiye’nin baştan beri “savaş sebebi” saydığı bütün “kırmızı çizgileri” tek tek çiğneniyor. 2004’te Amerikan askerlerinin Süleymaniye’de Mehmetçiğin başına çuval geçirilmesinin hesabı sorulmadığı gibi, Ankara “Kerkük oldubittisi”ni âdeta seyrediyor. Önce nüfus ve tapu dairelerinin yağmalandığı bu Türkmen şehrine yüzbinlerce peşmerge yığdırılarak demografik yapısı değiştirildi. Barzani’nin “Kerkük Kürdistan’ın kalbidir” projesiyle peşmerge valiler atandı, şehir konseyinin hemen hemen tamamı peşmergelerden oluşturuldu. İşgal güçlerinin desteğiyle Türkmenler ve Araplar, baskıyla göçe zorlandılar…
SİYASÎ STRATEJİ YOK… 5 Kasım 2007’de Erdoğan-Bush baş başa görüşmesinde ABD’nin PKK’yı “terör örgütü” ve “ortak düşman” ilânı da boş çıktı. Washington, söz vermesine rağmen Kuzey Irak’ta serbestçe dolaşan yüzlerce terörist elebaşında bir tekini dahi teslim etmedi. Irak’ı kontrolünde tutan ABD ve güdümündeki Kuzey Irak yönetimi, terör örgütünün eğitim, para, sağlık, lojistik desteğini kesmedi. Finans kaynaklarını kurutmadı. Uyuşturucu ve silâh kaçakçılığını, nüfuz ticaretini engellemedi. Başta Kandil olmak üzere Kuzey Irak dağlarında ve terörist kamplarında yuvalanan teröristler, “açılım” sürecinde daha da azdılar, Türkiye’ye yönelik baskın ve saldırılarını daha da arttırdılar… Bu süreçte AKP hükûmeti, işgale giden Amerikan askerlerinin her türlü silâh, mühimmat, savaş malzemesi, personel ve ikmal maddesi nakil ve dağıtımı için Meclis’in devre dışı bırakılarak Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye’nin liman ve havaalanlarını tahsis etti. Bu tahsisle, başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki üslerden havalanan Amerikan savaş uçakları, Irak kent ve köyleri üzerine binlerce sorti yapıyor. Kara gözlü Iraklı çocukları katletmeye devam ediyor… Kısacası, Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsâmettin Cindoruk’un ifâdesiyle, İsrail başbakanı gibi ABD’ye—7 kez—çok giden “BOP eşbaşkanı” bir Başbakanımız var. Türkiye ABD ile NATO’da müttefik, ama Orta Doğu’da ve Orta Asya’da millî ve bölgesel politikaları ve menfaatleri çatışıyor. Ve ne yazık ki Ankara, AKP iktidarında yedi yıldır ABD’nin politik öncelikleriyle Irak’a bakıyor! Erdoğan, YAŞ karmaşasında Obama ile Irak’ı konuşuyor! Ve bütün bu olup bitenler, iktidarla muhalefet arasındaki atışmada savsaklanıyor. Bir türlü siyasî stratejiye, kalıcı gündeme ve ortak tartışma konusuna dönüştürülmüyor… Bizden ırak olmayan Irak’ı unutuluyor ya da unutturuluyor… 13.08.2010 E-Posta: [email protected] |