H.İbrahim CAN |
|
Arap Birliği Zirvesi ya da Kaddafi şovu |
Kaddafi’nin ev sahipliği yaptığı Arap Birliği Zirvesi fare doğurdu. İsrail’in Doğu Kudüs’te yeni yerleşim yerleri kurması ve yenilenen Gazze saldırıları dolayısıyla, bu ülkeye karşı Arap dünyasının birlik mesajını vermeyi amaçlayan Arap liderler kendi aralarında birleşemediler. Kaddafi’nin ‘İngiliz soyu’ diyerek hakaret ettiği Suudî Arabistan Kralı Abdullah, halen hasta olan Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek, Kaddafi’nin Baas Partisi temsilcilerini kabul etmesine kızan Irak lideri, Yemen ve Umman devlet başkanları dahil toplam 7 Arap lideri toplantıya katılmadılar. Kaddafi ise desteklemek için toplandıkları ülkenin lideri Mahmud Abbas’ı karşılamaya havaalanına bile gelmedi. Kaddafi’nin doğduğu şehir Sirte’de havaalanından toplantının yapılacağı yere uzanan yol üzerine “Şimdi Birlik Zamanı”, “Arapların çıkarı bütün farklılıkların üstündedir” afişleri asmak birliği sağlamaya yetmedi. Hatta Hamas ile el Fetih arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde bile önemli bir adım atılamadı. Zaten anlaşmazlığın taraflarından Hamas lideri Halid Meşal’in dâvet edilmemesi çözüm şansını son derece azaltmıştı. 22 Arap liderin, Başbakan Erdoğan’ın, İtalya Başbakanı Berlusconi’nin katıldığı zirveyi İsrail kıs kıs gülerek izliyor. Netanyahu Amerika’yı bile takmadan Doğu Kudüs’teki yeni inşaatları sürdürüyor ve “Kudüs bir yerleşim yeri değil, bizim başşehrimiz” diyor. Yeni inşaatları asla durdurmayacağını söylüyor. Peki böyle bir toplantıda Berlusconi’nin işi ne? Kaddafi’nin dostu ve Libya’nın eski sömürge patronu olma dışında İtalya’nın Arap Birliği ile hiçbir ilgisi yok. Zaten asıl katılması gereken Arap liderleri katılmazken, Berlusconi’nin katılımı tuhaf kaçıyor. Libya lideri Kaddafi’nin şov alanı olarak kullandığı zirveden –sert açıklamalar dışında- çıkan tek olumlu karar Kudüs’e 500 milyon dolar yardım yapılması kararı. Bunun dışında bu zirvenin maalesef hiçbir olumlu sonucu olmadı. Aksine İslâm dünyasının kendi arasındaki ayrılıklar ve çatışmaları daha belirgin bir şekilde dünya kamuoyuna yansıttı. BM Genel Sekreteri Ban ki Moon ise ABD’nin İsrail-Filistin dolaylı görüşmeleri girişimine destek sağlamaya çalışıyor. Yıllarca doğrudan görüşmelerden bir sonuç alamayan tarafların, şimdi bu dolaylı görüşmelerle –hem de İsrail dünyaya rağmen bildiğini okurken- bir sonuç alınması imkânsız. Ama ortada başka bir girişim yok. Bir Batılı diplomat “statükoyu sürdürmek en iyi görüş” diyor; “İsrail ABD’nin baskısı altında ve Mitchell görüşmeleri piyasadaki tek şov”. Böylece Kaddafi’nin “Kudüs Zirvesi” diye duyurduğu Arap Birliği Zirvesi’nden Kudüs ve Filistin için önemli bir karar çıkmadı. Belki de bu zirvenin en kârlı isimleri şov fırsatı bulan Kaddafi ile uluslar arası destek arayışındaki Sudan Devlet Başkanı el Beşir oldu. İslâm birliği mi? O rüya bir başka bahara, İslâm âleminin sırtlarını Batıya dayayan liderlerinin asıl kurtuluşun İttihad-ı İslâm’da olduğunu görecekleri zamana kaldı.
29.03.2010 E-Posta: [email protected] |