H.İbrahim CAN |
|
Irak'ın yeniden parlatılan karanlık politikacısı: Ahmet Çelebi |
Amerika’yı Irak’ı işgal etmeye ikna eden adamdı. Kendisi bunu önceki gün New York Times’a verdiği mülâkatta itiraf ediyor: “ABD’yi Saddam’dan kurtulmaya ikna etmek için herkesten fazla çalıştım.” Amerika’nın Saddam’ın kitle imha silâhlarına sahip olduğu yalanlarını dayandırdığı ‘sözde’ bilim adamlarını da o ayarlamıştı. Böylece onlara istedikleri bahaneyi sağlamış, karşılığında 1 milyon dolar almıştı. Aslında bu rakam onun başında olduğu Irak Ulusal Konseyi’ne Mart 2000’den Eylül 2003’e kadar ABD tarafından ödenen 33 milyon doların yanında küçük bir rakam. İşgal öncesi kurulan Irak Ulusal Kongresi’nin başına işgalden hemen sonra geçmişti. Bu yalanı ortaya çıkınca gözden düştü. Hemen taraf değiştirdi ve Şiîlerin savunuculuğuna soyundu. Bu arada Ürdün’deki bankasının içini boşalttığı için 22 yıl hapse mahkûm edildi; İsviçre onun bankacılık lisansını iptal etti. 2004 yılında Amerika’nın İran hakkındaki bütün sırlarını İran’a sattığı iddia edildi. Ama bir yolunu buldu ve 28 Nisan 2005’de Başbakan Yardımcılığı makamına getirildi. Aynı zamanda petrol bakanlığına vekâlet ediyordu. Ancak 2005 seçimlerinde hezimete uğradı. Böylece bakanlık koltuğunu kaybetti; ama hırsını kaybetmedi. 2007 yılında sekiz bakandan oluşan Bağdat’ın yeniden inşası komitesinin başına getirildi. Amerikalıların güvenini yeniden kazanmıştı. Zamanın Koalisyon Güçleri Komutanı General David Petraeus onu destekliyordu. 2009 yılı sonuna yaklaşıldığında Ahmet Çelebi bu kez saf değiştirdi. ABD güçlerinin Irak’tan çekilmekte olduğu, seçimlerin yaklaştığını gören Çelebi, bu kez Murtaza el-Sadr’ın Şiî koalisyonu içinde yer aldı. Amerikan karşıtlığını işlemeye başladı. Bağdatlı siyasal bilimler profesörü Hazım el-Nueymi Çelebi için ‘ülkede ve Ortadoğu’da Amerika’nın rolünün azaldığını gördü ve başka bir kazanacak karta yöneldi; İran kartına” diyor. Ancak bu Amerikan karşıtlığına rağmen ABD derin devletinin adamları Paul D. Wolfowitz ve Richard N. Perle ile yakın dostluğunu sürdürüyor. Öbür yandan da geçen hafta kendi kurduğu vakıfta protez yardımları yaptığı, savaşta sakat kalmış bir grup Iraklıyı topladığı törende, “Bu insanları Amerikan askerleri vurdu” açıklaması yaparak, yeni politik planını sürdürüyordu. İlginçtir ki; Amerikan karşıtlığına rağmen, daha önce ABD yandaşlığında birleştikleri Kürtlerin desteğini hâlâ almayı başarıyor. Bu arada seçim komisyonuna sızmayı da başararak, Baasçıları eleme bahanesiyle 500 Sünnî adayın yasaklanmasını sağladı. Amerika şimdi onun İran yanlısı olarak bu elemeleri yaptığını söylüyor. Görünen o ki, Malikî ve Allavî’nin çoğunluğu alamaması halinde, Çelebi’nin içinde yer aldığı Sadr grubu 40’tan fazla milletvekili ile kilit parti durumuna gelecek. Hatta bazıları aylarca sürecek pazarlıktan başbakan olarak bile çıkabileceğini söylüyor. İşte size tuhaf bir Iraklı politikacı portresi. Hiçbir ilkesi, sınırı olmayan Çelebi’nin tek hedefi kazanan tarafta olmak. Bunun için her şeyi yapabilecek kapasitede. Yaşının altmış beşe gelmesi içindeki hırsı azaltmamış. Umarız yeni dönemde bu hırsı aklını kör etmiş karanlık politikacı, Irak’ın kontrolünü ele geçirmez. Bunun ne Irak’a ne de ülkemize yarar getirmeyeceği açıktır.
22.03.2010 E-Posta: [email protected] |