H.İbrahim CAN |
|
Irak’ta rüşvet zengini olan Amerikalılar |
Irak seçim sonuçlarını beklerken, ortaya çıkacak tablonun zor bir dönemi başlatacağı görünüyor. Ancak bugünkü yazımızda ancak bu ay sonuna kadar tamamlanacak seçim sonuçlarını değil, Amerikalıların Irak’taki rüşvet hikâyelerini ele alacağız. Irak’ın yeniden yapılandırılması projelerinin ihalelerinde yetkili Amerikalıların, bu ihaleleri Iraklı firmalara vermek için yüz binlerce dolar rüşvet aldığına ilişkin her gün yeni dâvâlar açılıyor. Bu konuda son altı ayda açılan dava sayısı 50. Amerikalılar bu rüşvetlerle kumar borçlarını ödüyor, lüks arabalar alıyor ve hatta estetik ameliyat yaptırıyormuş. Bazıları Gana, İsviçre, Hollanda ve İngiltere’de açtırdıkları hesaplara bu rüşvetleri yatırmışlar. Bir kısmı ise bavullarla getirip evlerindeki kasalara doldurmuşlar. 2008 yılında bir Amerikan subayı 225.000 dolar rüşvet aldığını açıklayıp, sonra intihar etmişti. Aynı şekilde geçen Ekim ayında bir dışişleri bakanlığı görevlisi on binlerce dolar rüşvet aldığı için tutuklanmıştı. Rüşvet olayları iki yönlü işliyor. Hem Amerikan firmaları Iraklı firmalara aldıkları işlerde verdikleri taşeronluk karşılığında milyonlarca dolar rüşvet alırken, öbür taraftan Iraklı sivilleri öldüren özel güvenlik şirketi Blackwater örneğinde olduğu gibi, suçlarını kapatmak için 1 milyon doları bulan rüşveti Iraklılara veriyorlar. Hatırlanacağı üzere; Siemens firmasının da Irak’ta ihale almak için kamu görevlilerine 1,7 milyon dolar rüşvet dağıttığı, bu yolla 124 milyon dolarlık ihale aldığı ortaya çıkmıştı. Irak’ın yeniden yapılanması için Amerikan Kongresinin onayladığı yardım tutarı 53 milyar dolar. Uluslar arası kuruluşlardan ve özellikle de BM’nin el koyduğu petrol gelirlerinden gelen paralar hariç. Bu kadar büyük bir pastanın dağıtımı Amerikalıları, hem bizim gibi ülkelerin klasik hastalığı olarak adlandırılan rüşvet ve yolsuzluğun pençesine düşürmüş. Tabiî bu durum Irakla sınırlı değil. Afganistan’da da aynı kurallar geçerli. Siz Karzai’nin kardeşinin Afganistan’daki haşhaş üretimini, Amerikalılara rüşvet vermeden yürütebileceğine inanıyor musunuz? Dünya Şeffaflık Örgütünün 2009 Rüşvet Algılamaları İndeksine göre; rüşvette Irak ve Afganistan son sıralarda yer alıyor. 180 ülke arasında Türkiye’nin 61. sırada olması ise üzücü. Ancak şimdi yapılan soruşturmalar aslında Amerikalıların Irak ve Afganistan’da verdikleri ve aldıkları rüşvetlerin ülkelerinin endeksine yansımadığını gösteriyor. Irak’ta yalnızca Amerikalıların değil, çok sayıda Türk inşaat firmasının da iş yaptığı dikkate alındığında, bu çarpık sistemden bizim de etkilendiğimiz aşikâr. Bu ortaya çıkan durum insanlığın ahlâkî yozlaşmasının refah düzeyi ile azalmadığını, aksine medeniyetin arttırdığı ihtiyaçlarını karşılamak için gelişmiş ülke vatandaşlarının daha çok yolsuzluğa bulaştığını gösteriyor. İşin acı tarafı ise; bu işler için Irak ve Afganistan gibi, uzun yıllar süren işgal, iç çatışma ve sistem çöküşü yaşanan ülkeleri kullanmaları. Şunu unutmayalım ki; demokrasi ve hukukun üstünlüğünün geçerli olmadığı, kamunun şeffaf olmadığı yerlerde, yozlaşma ve rüşvet de çok kolay yayılabilmektedir. Avrupa Konseyi’nin Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile ortaklaşa gerçekleştirdiği Yolsuzluğun Önlenmesi Projesi çerçevesindeki araştırmada özellikle tapu sicil müdürlükleri ve poliste rüşvetin –önceki yıllara göre azalmakla birlikte- hâlâ yaygın şekilde görüldüğü ortaya çıkmıştı. Umarız Irak, en kısa zamanda demokrasi ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülke haline gelir ve toplumsal hayatı zehirleyen bu hastalıktan kurtulur. Tabi aynı dua bizim için de geçerli. 16.03.2010 E-Posta: [email protected] |