H.İbrahim CAN |
|
Irak seçimleri |
Yarın Irak’ta genel seçimler yapılacak. Meclisin 325 milletvekili seçilecek. Bu seçimin en önemli yönü, oluşacak parlamentonun ABD güçlerinin çekilmesinden sonra ülkenin birlik ve beraberliğinin sağlanması, yeniden imarı görevlerini üstlenecek hükümeti çıkaracak olması. 500 Sünnî adayın veto edilmiş olması, Sünnî ve Şiîlerle Şiî grupların kendi arasındaki çatışmalar, Kerkük’ün durumu, ABD güçlerinin halen ülkede bulunması, seçim öncesinde yaşanan kanlı saldırılar, seçimlerden istikrar çıkmasını zorlaştırıcı unsurlar olarak öne çıkıyor. Kerkük’te 2004 seçmen listelerinin mi yoksa Kürtlerin demografik yapıyı göçlerle değiştirdiği 2009 seçmen listelerinin mi esas alınacağının netleştirilmemiş olması, sonuçların bu vilayet için geçici sayılması ve bir yıl içinde yeniden değerlendirilmesi yönünde yasa çıkarılmasına yol açtı. Kürt seçmenlerin, yerlerinden edilmiş Iraklıların seçim hakları konusunda da önemli sıkıntılar var. 1,5 milyon Iraklı ülke dışında. Bunlar da oy kullanacak. Bu arada Türkmenler ciddî sıkıntılarla karşı karşıya. Halen mecliste yalnızca 1 parlamenterleri var. Beşe bölünen Türkmenler Irakiye Listesinde seçime girecek. Bu sorunlar yumağı içinde yarın Iraklı seçmen sandık başına gidecek. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Başbakan Maliki’nin Kanun Devleti İttifakı yüzde 30 ile ilk sırada yer alıyor. Onu Sünnîlerle birlikte seçime giren eski Başbakan İyad Allavi’nin listesi yüzde 22 ile izliyor. Kafa karıştıran listeler ve hesaplamalardan Maliki liderliğindeki listenin ilk sırayı alabileceği, ancak Irak Ulusal İttifakı’nın da birinci olabileceği, ancak hiçbir koalisyon ya da listenin tek başına iktidar olamayacağı tahminleri çıkıyor. Sonuçları birkaç gün içinde göreceğiz. Türkiye; İran ve Suriye ile birlikte Irak seçimleriyle yakından ilgili ülkeler arasında başta yer almaktadır. Bir diğer yönden ise bölgesel liderlik konusunda İran ile gizli bir rekabet içinde olduğumuz inkâr edilemez. Bu yönüyle seçimlerin ülkemiz açısından önemli birkaç sonucu olacak. Birincisi; Irak’ta istikrarın sağlanması, ticaret ve yatırım imkânlarını arttıracaktır. Birlik ve beraberliği sağlayacak bir yönetim, ülkenin yeniden yapılandırılmasına hız verecek, bu da ikili ilişkilerimizi güçlendirecektir. Ancak Türkiye’nin her kesime eşit mesafede olduğu izlenimi verme çabalarına rağmen, Sünnîleri desteklediği kuşkuları bir çok Şiî çevrede sürmektedir. Bu durumun kurulacak Şiî ağırlıklı hükümetle ilişkileri olumsuz etkileyecek bir unsur olmamasını diliyoruz. İkincisi; Kerkük’ün özel durumu ve Türkmenlerin hakları ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Seçim sonrası Kerkük’teki seçim sonuçlarının nasıl değerlendirileceği ve ne şekilde sonuçlandırılacağı tartışmalı bir konu olmayı sürdürecektir. Demokratik açılım yoluyla Kürt sorununu çözmek isteyen Türkiye’nin, PKK’yı tasfiyede işbirliği yapmak zorunda olduğu Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile ilişkilerini de bu seçim sonuçları etkileyecektir. Üçüncüsü; ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi sonrasında, bölgede oluşacağı—ya da oluşturulacak—istikrarsızlık ve çatışma ortamının önlenmesi de bu seçimden istikrar çıkmasına bağlıdır. ABD’nin ‘biz çekilirsek kaos olur’ tezinin aslında tezgâhlanan bir kandırmaca olduğu, aynı merkezden planlandığını düşündüğümüz intihar saldırıları ve bombalı saldırıların, güçlü bir Irak yönetimiyle birlikte ortadan kalkacağı dikkate alındığında, seçim sonrası dönemin Irak’ta sanıldığı kadar kaotik bir dönem olmayacağına inanıyoruz. Dileğimiz yarınki seçimlerin komşumuz ve bir çok alanda kader ortağımız Irak’a huzur ve istikrar getirmesidir.
06.03.2010 E-Posta: [email protected] |