Ali Rıza AYDIN |
|
Bir yıl oldu sizlerle… |
Huzura çıkışımız bir yılını doldurdu. “Dosthane” köşemiz 5 Mart’ta bir yaşında. Çıkmak kolay değil ya, inmek ise pek çetin! Ringe çıktık bir kere… Bir yıldır, duâlarınız bereketiyle bir şeyler yapmaya, bazı şeyler yazmaya çalıştık kararınca. İlginize hayranım; bunları okudunuz. Kimi dostlar “Daha önce neredeydin?” dedi, kimisi de “Bu adamdan bu yazı!” sözleriyle hayretini bildirdi. Açıkça, açık yüreklilikle düşüncelerini, tepkilerini bildiren; şahsen, telefonla ve e-mail ile tebriklerini ifade eden okurlarıma en içten duygularımla şükranlarımı sunuyorum. “Filân yazınızı okudum, birkaç kişiye okuttum” diyenler olduğu gibi; bir yazı konusuna da, “Züğürt tesellisi” diyen var. Biz bunları bir potada erittik; bir kalıba dökerek “fer” verecek “mum” ettik. Çünkü bizler sizlere, her zaman amadeyiz. Üstadımız: “Atmacanın serçelere tasliti, serçe kuşunun istidadını inkişaf ettirir” demiyor mu? Biz de, sizden gelecek tepkilere, teşviklere muhtacız. Ve bunu bekliyoruz; bununla şevkleniyoruz. Meraklı suallere birkaç cümlelik cevap: Yazı yazma serüvenimiz Yeni Asya Gazetesi’nin 8 Nisan 1972 tarihli nüshasında ve iç sayfaların birinde yayınlanan “Anarşinin kaynağı” başlıklı yazımızla başladı. Üstadımızın, “Yirmi sene sonra şimdiki tohumların mahsulü ıslâh olmazsa, elbette tokatları şiddetli olacaktır” diye işaret ettiği “1971 olayları”nın patlak verdiği; İzmir’de atmış iki Nur Talebesinin suçsuz yere mahpus edildikleri yıllara rastlar, o günkü kısa yazı. O günlerde PKK yoktu, ama birçok “KK” mevcuttu! Yazı yazma tutkumuz zaman zaman nüks etti. Uzun zaman aralıklarıyla da olsa birkaç yazı yazıldı: 22 Temmuz 1981’de Yeni Nesil’de “Gençliğin figânı ve geçmişin vebali”; 2 Kasım 1982’de Yeni Nesil’de, “Balı, balcıya sorduk” başlıklı ve dört gün süreyle yayınlanan röportaj; 29 Ocak 1985’te yine Yeni Nesil Gazetesinde, “Komünist Rusya ve gençlik” başlıklı yazılarımız yayınlandı. Bildiğiniz gibi Yeni Asya Gazetesi, 1980 ihtilâlinden sonra “dik” durmanın mükâfâtı (!) olarak uzun bir süre kapalı kaldı ve bu süre içinde “Yeni Nesil” adıyla yayın hayatını sürdürdü. Her ne ise… Yukarıda adı geçen röportaj, gazetemizin açtığı “Haber-Röportaj” müsabakasında dereceye girdi; finale kalan diğer çalışmalar gibi, bizimki de baş sayfadan anons edilerek, dört gün süreyle ve tam sayfaya yakın bir ölçekte yayınlandı. Bundan sonra uzun yıllar gazeteye yazı gönderemedik. Ya konsantre olamadık, ya da fırsat bulamadık. Tâ ki, 26 Kasım 2008 tarihli Yeni Asya’da yayınlanan “Sevgiliye kavuşmak” başlıklı yazımıza kadar. Bundan sonra mevziî hâlde devam etti yazılar. Sonrası sizce malûm… Her beşer gibi, biz de kusur yüklüyüz. Bilmediğimiz şeyler çok. Zaten, Bakara Sûresinin 32. âyetinde: “Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur” denmiyor mu? Cenâb-ı Hak dilerse, ilham olup geliyor; bizlere gönderiliyor. Dilemezse, kelâm etmek mümkün mü? “Dosthane”nin dostları! Sizlerle çok mutluyuz! Bizlere müşevvik olan, inanın, sizlersiniz. Bekliyoruz: Fikrinizi, ilginizi, bilginizi, tepkinizi, teşvikinizi; dahası, dualarınızı bekliyoruz. Sevgili dostlar…
04.03.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (25.02.2010) - İdeal meş’alesi! (18.02.2010) - Bir “Kudret” şâheseri: Sivrisinek (11.02.2010) - Tarihten gelen “deyim” (04.02.2010) - Hayatla hoş geçinmek! |