H.İbrahim CAN |
|
Asıl nükleer tehdit nerede? |
Hafta başında Ankara’da NATO’ya bağlı Terörle Mücadelede Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen Küresel Terörizm ve Uluslar arası İşbirliği Sempozyumu vardı. NATO ülkelerinden 700’den fazla üst düzey misafirin katıldığı sempozyumda ilginç konuşmalar da vardı. Harvard Üniversitesinden ünlü terör uzmanı Prof. Dr. Graham Allison, konukların sandalyelerine Ankara’ya bir nükleer saldırı yapılırsa nerelerin etkileneceğini gösteren birer de harita koydurdu. Günümüzde devletler için en büyük tehdidin terör örgütlerinden gelebilecek nükleer saldırı olduğunu söylüyordu Dr. Allison. İlginçtir ki; bu konuşma ABD’nin İran’a karşı Türkiye dahil bir çok ülkeye füze savunma sistemleri ve SM-3 füzeleri yerleştirmeyi planladığı günlerde yapılıyor. Ayrıca Avrupalı beş NATO üyesinin asıl tehdidin ABD’nin Avrupa’ya yerleştirdiği NATO nükleer bombalarından geldiğini, bu yüzden bu bombaların Avrupa’dan çıkarılması için çağrıda bulunmayı planladıkları günlere denk geldi bu sempozyum. Belçika, Hollanda, Almanya, Norveç ve Lüksemburg, Obama’nın nükleer silâhsızlanma vaadine güvenerek, Avrupa topraklarındaki bütün ABD nükleer silâhlarının kıtadan çıkarılmasını istemeye hazırlanıyor. Hesaplamalara göre Avrupa’da150 ila 200 taktik nükleer silâh bulunuyor. En fazla nükleer bomba nerede biliyor musunuz? Uzağa gitmeyin; İtalya ve Türkiye’de. Her iki ülkede 50 ila 90 arasında nükleer bomba bulunduğu tahmin ediliyor. Hepsi de Amerikan üslerinde. Yani kontrolü büyük ölçüde bizim dışımızda. Yunanistan bile Araxos üssündeki nükleer bombaları 2000 yılında tahliye ettirmişken, ülkemizde bu bombaların tahliyesi konusu tartışılmıyor bile. Peki bu bombalar bizi kime karşı koruyor? Eğer ilk planlandığı gibi Rusya’dan gelecek bir saldırıya karşı ise, bu bizi aynı zamanda Rusya’nın ilk hedefi haline getirmeyecek midir? Bakın Dr. Allison ne diyordu Ankara’daki sempozyumda: “Nükleer bomba nerede patlatılırsa patlatılsın yüz binin üzerinde insan öldürür. Bu ülkenin ekonomisini, yaşam biçimini sarsar, değiştirir”. Peki 90 nükleer bomba ne yapar? Amerika ile Rusya bir yandan bir nükleer silâhsızlanma antlaşması yapmaya çalışırken, öbür taraftan ABD, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan ve Türkiye’ye SM-3 füzeleri yerleştirmeyi planlıyor. Güya hedef İran. Ama herkes biliyor ki; bu füzelerin nihaî hedefi Rusya. Bu yüzden Ankara’daki sempozyumda konuşulanların aksine, küresel terörizme karşı işbirliğinin en iyi yöntemi, teröristlerden gelecek nükleer saldırılar için kaygılanmaktan çok, halen Avrupa’ya yerleştirilmiş 200 nükleer bombayı ortadan kaldırmaktır. Zaten ancak uçaktan atılabilen bu nükleer bombaların yerleştirilmesi ve hedeflerine gönderilmesi—o da füze savunma sistemleri ile uçakların kalktığı ülke üzerinde vurulmazsa—birkaç günü bulacaktır. Bu süre de uydularla her hareketi izleyen karşı devletin önceden harekete geçmesi için fazlasıyla yetecektir. Öyleyse; küresel köye dönen dünyada nükleer saldırılardan korunmanın yolu; bir an önce nükleer silâhların imhasından başka bir yerden geçemez. Bu yüzden kimse bizi teröristlerden ya da komşumuz İran’dan geleceğini iddia ettikleri muhtemel tehditle korkutmasın. Korumak istiyorlarsa önce bizi bu 90 civarındaki nükleer bombadan kurtarsın.
17.03.2010 E-Posta: [email protected] |