H.İbrahim CAN |
|
İnsanlık Darfur’a yardım elini uzatıyor! |
Geçen Pazar günü Kahire’de hayırlı bir toplantı yapıldı. Türkiye ve Mısır’ın eşbaşkanlığında İslam Konferansı Teşkilatı tarafından Sudan’ın iç savaşla harap olmuş bölgesi Darfur’un yeniden hayata döndürülmesi için Uluslar arası Darfur Donörler Konferansı yapıldı. Konferansın amacı bölgenin imarı için 2 milyar dolar toplanması idi. Ancak yalnızca 850 milyon dolar toplandı. Türkiye de 75 milyon dolar ile bu rakama katkıda bulundu. Bu yardımın en büyük kısmını İslam Kalkınma Bankası’nın 355 milyon dolarlık katkısı oluşturuyor. En büyük yardımı yapan ülkeler arasında Brezilya’nın da bulunması, insanlığın ölmediğini göstermesi bakımından etkileyici idi. Rakamın beklenenin yarısını bile bulmaması bir çok kimsede hayal kırıklığı yarattı. Avrupa Birliği son anda 100 milyon dolar yardım yapacağını açıkladı. Avustralya, Katar ve Fas diğer katkıda bulunan ülkeler oldu. İbretlik olan ise Batılı ülkelerin tutumu idi. Toplantıya katılmalarına rağmen Amerika, Kanada, Norveç ve İngiltere hiçbir bağışta bulunmadılar. Bu tavırlarının gerekçesini de “orada henüz önerilen çalışmalar için güvenli bir ortam bulunmaması” olarak açıkladılar. “Ama burada bulunmamız siyasî bir mesaj oluşturuyor” sözleriyle cimriliklerini savundular. Bir başka ilginç durum ise; Konferansın eşbaşkanlığını üstlenen Mısır’ın da herhangi bir taahhüde girmemesi idi. Bölgede öncülük konusunda Türkiye ile rekabet içinde bulunan Mısır, “biz zaten her yönden yardım ediyoruz” havası içindeydi. Suudi Arabistan da sesini çıkarmayan ülkelerden oldu. Bütün bunlara rağmen sonuçta toplanan 850 milyon dolar, Darfur’un yeniden imarına ve iç savaş yüzünden yerlerinden edilmiş 2,7 milyon kişinin evlerine dönebilmesine zemin hazırlayacak. İç savaşa katılan gruplarla hükümet arasında Katar’da imzalanan ateşkes ve başlatılan barış görüşmelerinin başarıya ulaşması ile BM rakamlarına göre yaklaşık 300 bin kişinin ölümüne neden olan savaş duracak ve bölgeye barış ve huzur egemen olacak. Nitekim Dışişleri Bakanı Davutoğlu da, varılan ateşkesin önemini kabul ederken, Darfur’da asıl çözümün siyasî değil, insanî ve kalkınma amaçlı olacağını vurguladı. Burada halen Uluslar arası Ceza Mahkemesi’nin Batının önyargısı yüzünden hakkında tutuklama kararı çıkardığı el Beşir’e büyük iş düşüyor. Gerçek barışı istediğine hem uluslar arası toplumu hem de savaş yüzünden yurtlarını terk etmek zorunda kalan yüzbinlerce insanı inandırması gerekiyor. Halen egemen olan güvensizlik havası yüzünden, taahhüt edilen yardımlar Sudan hükümetine verilmeyip, doğrudan projelere harcanacak. Bu güvenin oluşması zaman alacak. Tüm eksikliklerine ve hayal kırıklıklarına rağmen, bu konferans Türkiye ve Mısır’ın İslâm âlemini harekete geçirmede önemli bir işbirliği potansiyeline sahip olduklarını ortaya koydu. Umarız bu işbirliği, Filistin ve Somali başta olmak üzere diğer dost ülkelerin sorunlarının çözümüne de katkıda bulunur.
24.03.2010 E-Posta: [email protected] |