H. İbrahim CAN |
|
Hindistan gezisi |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kalabalık bir heyetle birlikte üç gündür Hindistan’da. On beş yıl aradan sonra ilk kez bir cumhurbaşkanımız Hindistan’ı ziyaret ediyor. Bu ziyaretin en önemli yönü; dünyanın hızla büyüyen ve yakın dönemde küresel ekonomide öncü güç konumuna gelecek olan Hindistan’la ticari ilişkilerin güçlendirilmesine katkıda bulunacak olması. Hindistan dünyanın nüfus bakımından ikinci (1,1 milyar), ekonomik büyüklük bakımından onikinci, satın alma gücü bakımından dördüncü büyük ülkesi. Goldman Sachs’a göre; 2043 yılına kadar Hint ekonomisi Amerikan ekonomisini geride bırakacak. Hindistan’da en hızlı büyüyen sektör bilişim teknolojileri sektörü. 2009 yılında yedi Hint firması dünyadaki bu alanda öncü 15 firma arasında yer alıyor. Geçen yıl bu sektörden elde edilen toplam gelir 60 milyar doların üstünde. Dünyanın bir çok uluslar arası devinin bilgi işlem merkezi Hindistan’da. İhracat yaptığı en önemli ülkeler ABD ev AB ülkeleri olduğu için küresel krizden en çok etkilenen ülkelerden birisi oldu Hindistan. Ama yine de geçen yıl yüzde 6.1’lik bir büyümeyi gerçekleştirdi ve göstergeler ekonomisinin hızla toparlanmakta olduğunu gösteriyor. En büyük sıkıntısı yüzde 15’e yaklaşan enflasyon ve yüzde 7,5’i bulan işsizlik. Cari açık da hızla büyüyor. Hindistan ekonomik bakımdan tam bir çelişkiler ülkesi. Nüfusun yüzde 77.7’nin günlük geliri 2,5 doların altında. Öbür yandan dünyada en çok dolar milyarderi bulunduran ülke. Dünyanın bilgi teknolojilerinde süpergücü, ama nüfusunun yüzde biri okuma yazma bilmiyor. 78 milyon eve hâlâ elektrik girmemiş. Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamasına göre 600 milyar dolarlık altyapı yatırımına ihtiyacı var. Bu da Türk inşaat sektörü için iyi bir Pazar anlamına geliyor. Hintliler ise Türkiye ile yapacakları stratejik işbirliği yoluyla üçüncü dünya ülkelerinde ortak yatırımlara girişmeyi planlıyor. Halen bir çok Hint firması özellikle petrol boru hatları inşaatında görev üstlenmiş durumda. Müteahhitlik, enerji ve konut alanları başlıca işbirliği alanları olacak. 2008 yılında Başbakan’ın bu ülkeyi ziyaretinde kurulan ortak çalışma grubu bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. İki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması da hazır. Bu anlaşmanın yapılması halinde, iki ülke arasındaki halen 3,5 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkacağı hesaplanıyor. İşte böyle bir ülkede Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Türk heyeti toplam beş gün boyunca işbirliği ve yatırım imkânlarını güçlendirmek için çaba gösterecek. Türkiye’nin müteahhitlik alanındaki güçlü kartlarına karşılık, Hindistan enerji ve özellikle de nükleer enerji alanında Türkiye’de yatırım yapabilecek konumda. Bu arada Sinan Çetin’in de heyette olmasıyla, Bollywood’a film satmak, birlikte film yapmak gibi amaçların da bulunduğunu öğreniyoruz. Herhalde şarkı ve danslarla örülü Hint sinemasına eski türkücü filmlerimizle katkıda bulunacağız. Aramızdaki tek hassas husus, Pakistan-Hindistan ilişkilerinin bölünmeden bu yana sürekli gergin olması ve Türkiye’nin Pakistan ile çok yakın ilişkileri bulunması. Bu açıdan Pakistan —ve hatta Afganistan—ile birlikte atılacak her adım, Hindistan’ı rahatsız edecektir. Nitekim İstanbul’daki Afganistan’ın dostları toplantısına çağrılmamaları Hintlileri rahatsız etti. Dileriz Hindistan’daki bu temaslardan hayırlı sonuçlar doğar. Bir zamanlar Çin’in uçak gemisinin boğazlardan geçişi esnasında kurulan “her Çinliye bir portakal satma ve milyonlarca Çinli turistin ülkemize gelmesi” hayallerinin boş çıkması gibi, Hindistan gezisi de Tac Mahal ziyaretinden ibaret hoş bir sada olarak kalmaz ve umulan işbirliği gerçekleştirilir. 09.02.2010 E-Posta: [email protected] |