09 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Sosyal bir olgu olarak cemaatleşme


A+ | A-

Cihanşumûl/evrensel bir din olan İslâmiyet; bireyi öne çıkarmakla birlikte; aynı zamanda sosyal hayatı ve dolayısıyla cemaatleşmeyi de hayatlandırır. Ferd, âile, cemiyet, hattâ milletlerarası münâsebet, sorumluluk ve görgü kurallarını detaylı olarak açıklar.

İmân şartları, bütün mü’minleri aynı inanç ve temel fikir etrafında toplar. Kur’ân, mü’minleri “Kurşunla kaynatılmış binalar”1 olarak vasıflandırarak “cemaat” olgusuna derin mânâlar yükler. “Cemaatteki ferdin, bir cesedin organı gibi” olduğuna dikkat çeken Hz. Peygamber (asm) “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın” 2 âyetindeki “Allah’ın ipi” tâbirini “cemaat” olarak yorumlamış ve “Cemaate sarılın” emrini vermiştir.3 Yine, daha önce semâvî kitap verilenlerin ayrılığa düşüp parçalandıklarını, kendi ümmetinden de tefrikaya düşecekler olacağını, “Cemaate sarılanların dışındakilerin ateşte olacaklarını” haber vererek; cemaatleşmenin önemini vurgular.4

Peygamberimiz (asm), yine “Size cemaat hâlinde bulunmanızı tavsiye eder; ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zîrâ, şeytan, yalnız başına yaşayan insana yakın olup beraber bulunan iki kişiden daha uzaktır. Kim Cennetin tâ ortasında yaşamayı isterse cemaat halinde bulunmaya baksın; Allah’ın yardım ve inâyeti cemaatle beraberdir”; “Müslüman Cemaatinden bir karış da olsa ayrılan kimse, boynundaki İslâm bağını çözmüş demektir”; “Cemaatten ayrılmayınız. Şunu bilin ki, sürüden ayrılan koyunu kurt kapar!”5

İslâm şartları/ibâdetler ise; cemaatleşmeyi pratiğe geçirir. İlâhî fermanın tertip sırasının ilk sûresi Fâtiha, ilk iki âyette inananları ulûhiyet ve rubûbiyet (İlâhlık ve her şeyi terbiye etme) ekseninde yoğurduktan sonra; bu iki mânânın karşısındaki durumlarını vurgular: “Ancak Sana ibâdet ederiz, ancak Senden yardım dileriz.”

Bu bize, ibâdetlerin “cemaat” hâlinde olmasının fazîletini hatırlatırken; sosyal hayattaki konumumuzun da “cemaat” hâlinde olmasını ihtar ediyor olmalıdır. Tek başına namaz kılınırken bile, en az kırk sefer, “E’budu” (Ben ibâdet ederim) değil, “Na’budu” (Biz ibâdet ederiz) dememiz de mânidardır. Bu, toplanmayı ve cemaatleşmeyi gerektirir. Bediüzzaman, bu anlayışı daha da ileri götürerek, yeryüzünün bir mescid hükmünde olduğunu söyler. Doğudan batıya kadar namaz kılmak için dizilmiş olan bütün Müslümanların aynı düşünce, aynı şuûr etrafında halkalandıklarını belirtir. Cemaate, diğer bütün varlıkları da katar.6

Cuma, bayram ve cenâze namazları cemaatleşmeyi gerektirmektedir. Ve yine Hac meselesinde de, herkesten eşit olarak ve birlikte Allah’ın evinin ziyaret edilmesi ve onun prensiplerine uyulması istenir. Oruç, insanların toplum hayatında önemli bir yardımlaşma ve kaynaşma işlevi görür. Oruç tutan, aç kalmanın ne demek olduğunu anlar ve diğer insanlara yardım eder.7 Yine İslâm şartlarının en mühim erkânlarından olan zekât, sosyal dayanışmayı ve kaynaşmayı gerektirir. “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne!” gibi dehşetli bir anlayışı “zekâtın farziyeti”; “Sen çalış ben yiyeyim!” felsefesini “faiz yasağı” kökünden keser. Bu düşünce ve uygulama ferd ve toplumun mutluluğuna hizmet eder.8

Dipnotlar:

1- Saff Suresi: 4; 2- Al-i İmrân Suresi: 103; 3-Taberî, IV, 30-31; 4-Kurtubî, 1V, s. 160; 5-Tirmizi, Fiten, 7.; Age, 78; Ebû Dâvûd, Salat, 46; 6-Mesnevî-i Nûriye, s. 63; 7-Mektûbât, s. 387; 8-Age, s. 265

09.02.2010

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (08.02.2010) - İdarecilik de bir sanattır

  (05.02.2010) - Duygusal çatışmalar ve kulluk görevi

  (04.02.2010) - Supresyon mekanizması ve inkârcılık

  (03.02.2010) - Huzur, kadere iman ile mümkündür

  (01.02.2010) - Benlik dâvâsından vazgeçip Allah’a iman etmek

  (28.01.2010) - Savunma mekanizmaları ve sırat-ı müstakîm

  (27.01.2010) - Dar dairede en ehemmiyetli ve daimî vazife var

  (26.01.2010) - Niçin ibadet ediyoruz?

  (25.01.2010) - Kişilik ve karakterimiz nasıl oluşur?

  (23.01.2010) - Kötü alışkanlıklardan kurtulmanın yolları

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl