Faruk ÇAKIR |
|
‘Sohbet odaları’ mescidlerin yanında olsun! |
Son yıllarda hayatımıza giren yeniliklerden biri de büyük alış veriş merkezleri. Avrupa’da başlayan bu uygulama, kısa sürede Türkiye’yi de tesiri altına aldı. Başta büyük şehirler olmak üzere adım başı alış veriş merkezleri açılıyor, ‘büyük’ler büyürken, ‘küçükler’ de can çekişiyor. Pek çok olumsuz yönlerine rağmen dünyanın ve Türkiye’nin geldiği şartlar, AVM’siz bir şehir hayatının neredesye imkânsız olduğunu gösteriyor. Çeşitli kampanya ve programlar sebebiyle çoğu insan parasını ve vaktini ne yazık ki bu mekânlarda harcıyor. Bu uygulamanın şehre kattığı ve alıp götürdüğü değerler var. Hadisenin ekonomik yönü de ayrıca tartışılabilir ve zaten tartışılıyor. Büyük marketlerin de yer aldığı bu merkezlerle ilgili çıkarılmak istenen kanun, bir türlü son şeklini alıp uygulama imkânı da bulamadı. Medyaya yansıyan bilgilere göre bu konuda hazırlanan kanun taslağında ‘Alışveriş Merkezleri’nde (AVM) sohbet odalarının kurulmasını içeren düzenleme de olacak. Sanayi Bakanı Nihat Ergün, kanun taslağı hakkında bilgi verirken şunları söylemiş: “Bu konuda AB’de de şikâyetler var. Tedarikçi, zincir mağaza, AVM ilişkisini yeniden düzenlenmesi gerekir düşüncesiyle, hem şehir merkezlerinde bundan sonra nerede AVM olacak, otoparkı nasıl olacak, içinde kültür sanat faaliyetleri de yürütülmesini istiyoruz bu tasarıda. AVM olacaksa içinde, sohbet evi, imza günleri yapılabilecek, kitap satılacak birtakım sosyal aktivitelerin de yapılacağı mekânlar getiriyoruz.” (Radikal, 2 Şubat 2010) Alış veriş merkezlerinin ekonomik yönünü tartışmayı sonraya bırakıp, “sohbet evi” açılması teklifiyle ilgili akla gelen bir iki noktaya dikkat çekmek istiyoruz. En başta, böyle bir teklifin hayata geçirilmesini faydalı bulduğumuzu ifade etmek isteriz. Ancak ‘sohbet evi’nden daha önce her alış veriş merkezine mescit açılması lâzım. Türkiye’de faaliyet gösteren her hangi bir alış veriş merkezinde mescid olmamasını anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Herkes biliyor ki bu alış veriş merkezlerine gidenler içinde ‘namaz kılmak’ isteyenler de var. “Yüzde kaçı kılmak ister?” gibi bir tartışmanın sırası değil. “Müşteri haklı” olduğuna göre, bu taleplerin öncelikli olarak dikkate alınması lâzım. Bu vesile ile şu an itibarıyla mescid açmış olan bütün alış veriş merkezlerinin yöneticilerini tebrik ederiz. Açmayanların da en kısa zamanda, kanun çıkmasına ihtiyaç kalmadan mescid açmalarını arzu ediyoruz. Korkmasınlar, AVM’lerde mescid açılmasıyla Türkiye geri gitmez! AVM’lerde birer, hatta mümkün olsa ikişer adet mescid açıldıktan sonra; mescidin hemen yanında birer de “sohbet odası” açılması isabetli olur. Bakınız “sohbet” ihtiyacının gündeme gelmesi çok önemli. Hakikaten insanımız sohbete muhtaç hale gelmiş. Bu vesile ile “sohbet”i katleden, evlerimizden kovan, onu bize unutturan TV ve benzeri ‘belâ’ları da kınıyoruz! Sohbet, ‘insan’ların temel ihtiyaçlarından biri. Günümüz insanı ise medeniyetin seyyiatları sebebiyle sohbet edecek gerçek dost ve arkadaş bulmakta zorlanıyor. Bu noktada Risale-i Nur’un okunduğu ve mânâlarının ‘sohbet’ konusu edildiği mekânların cemiyeti nasıl ayakta tuttuğu da hatıra gelsin. O halde sloganımızı netleştirelim: Her AVM’ye bir mescid, yanına da sohbet odası açılsın! 09.02.2010 E-Posta: [email protected] |