H. İbrahim CAN |
|
Domuz gribi mi yoksa küresel oyun mu? |
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın 4 Şubat Dünya Kanser Gününde domuz gribine ilişkin söyledikleri bir çok soru işaretini beraberinde getirdi. 43 milyon aşı alınması planlanmıştı. 28 milyon kişi aşılanacaktı. Peki krizin zirve yapacağı söylenen Ocak sonu itibariyle durum ne? Yüzbinlerce kişinin bu salgından etkileneceği, hastanelerin buna göre planlandığı, hatta bazı hastanelerde yoğun bakım ve ameliyathanelerin bile acil durumda domuz gribi hastaları için kullanılmasının planlandığını, bir bilgilendirme toplantısında bizzat işitmiştik. Ama şükürler olsun beklenen olmadı. Şu ana kadar 600 kişi vefat etti. Elbette bu önemli bir rakam; ancak korkulan rakamların yanında çok düşük bir rakam. Sayın Bakanın açıkladığına göre 2,5 milyondan daha az sayıda kişi aşılandı. Satın alınan aşı miktarı 8,4 milyon doz. Ödenen para ise 120 milyon liranın üzerinde. İyi haber satın alma sözleşmesinde –Sayın Bakanın söylediğine göre- satın alınmayan aşı miktarı için para ödenmemiş olması. Peki sipariş edilen geri kalan 34 milyon dozun üzerindeki aşı ne olacak? Anladığımız kadarıyla bu aşılar da peyderpey değişen aşı ihtiyacına göre satın alınacak. Bu aşıyı üreten bazı firmalar şimdi salgının beklenen ölçüde olmaması dolayısıyla ihtiyaç kalmayan aşıların parasını da ülkelerden almaya kararlı. Bir çok Avrupa ülkesi elinde kalan aşılardan kurtulmak istiyor; ancak talep yok. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın bir çok ülkesinde durum böyle. Herkes oluşturulan panik havasının gereksizliğinden, tehlikenin kasıtlı olarak abartıldığından söz ediyor. Hastalık hem tahmin edildiği kadar yayılmadı; hem de bir çok kişi tarafından mevsimsel gripten daha kolay atlatıldı. Bu durum ve Dünya Sağlık Örgütü’nün bu salgına ilişkin korkutucu değerlendirmelerini yapan bilim adamlarının ilâç şirketleriyle bağlantıları olduğu söylentileri Avrupa Konseyi’ni bu konuda soruşturma başlatmaya itti. Amerika’da bu salgından ölenlerin sayısı geçen yılın Kasım sonu itibariyle 17 kişi. Hollandalılar ilâç üreten şirketlerin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uzmanlarının toplantılarına katılmış olması, WHO’nun bağımsız uzman olarak görevlendirdiği kişilerin aynı zamanda aşıları üreten şirketlerde çalışıyor olmasını bir skandal olarak niteliyor. Peki bu işten kim kazanıyor? Aşıları üreten birkaç firma. Bu firmaların sahipleri konusunda da bir çok komplo teorisi var. Bu işin yalnızca 2009-2010 kişi için Pazar tutarı yaklaşık 4 milyar dolar. Bu yalnızca aşı piyasasının tutarı. Buna bir de domuz gribi için tek etkili ilâç denilen malûm ilâcın satışından elde edilen rakamları ekleyiniz. Öylesine bir panik havası hakim oldu ki bir çok kişi gibi ben bile eczanelerde binbir güçlükle bulunan bu ilâçtan alıp güya tedbir almak ihtiyacı hissettim. Önce kuş gribi –ki ülkemizde yüzbinlerce kanatlı hayvanın itlâfına ve millî servet kaybına neden olmuştu- şimdi de domuz gribinin bu şekilde fiyaskoyla sonuçlanması, beni komplo teorilerine inanmaya itiyor. Böylece küreselleşmenin virüslerin, krizlerin, paniğin ve komploların hızla yayılmasını, böylelikle piyasaları elinde bulunduranların bunları kolaylıkla paraya çevirebilmesini sağladığına bir kez daha şahit olduk. Umarız –eğer varsa- bu sahte paniğin dünya çapındaki failleri kısa zamanda ortaya çıkarılır ve domuz gribi balonu da kuş gribi balonu gibi çabucak patlayıp söner. 05.02.2010 E-Posta: [email protected] |