Aile-Sağlık |
Evlilik programları aile yapısını bozuyor RADYO Televizyon Üst Kurul (RTÜK) Üyesi Hakim Dr. A. Vahap Darendeli, RTÜK’e yapılan şikâyetler konusunda ilk sıralarda izdivaç programlarının geldiğini, ceza ve yaptırımlarla Türk aile yapısını, millî, manevî değerleri örseleyecek boyuttaki programları önlemeyeceklerini anladıklarını belirterek, aile uzmanları ve medeni hukuk profesörlerinin de içinde yer alacağı bir komisyon aracılığıyla konuyla ilgili düzenleme yapacaklarını bildirdi. Kurul Üyesi Darendeli, Çeşme’de düzenlenen İzleme Birimleri Eğitim Semineri’nin ardından, asli görevlerinden birinin kamuoyunun şikâyet ve beğenileri doğrultusunda sektörü yönlendirmek olduğunu belirtti. RTÜK’ün müeyyideler uygulamak, cezalar kesmek gibi bir amacının olmadığını anlatan Darendeli, beğeni ve şikâyetleri içeren raporu kamuoyuyla paylaşmaya hazırlandıklarını açıkladı. En çok şikâyet alan programlar arasında haberlerin yer aldığını belirten A. Vahap Darendeli, “Bir de hepimizin bildiği evlendirme programları maalesef çok şikâyet alıyor. Türk aile yapımızı, millî, manevî değerlerimizi örseleyecek, rencide edecek seviyelere ulaştı. Bunları bir takım yaptırımlarla, cezalarla önleyemeyeceğimizi anladık” diye konuştu. İzdivaç programlarında, Türkçe kullanımından, insan onuruna, çocuk ve kadın haklarına kadar birçok alanda ihlâl tesbit ettiklerini dile getiren Darendeli, şöyle konuştu: “Bir sürü rapor düzenledik, sonuçta bunlarla yolumuza devam edemeyeceğimizi anladık, çünkü yayın özgürlüğü var. Önümüzdeki aydan itibaren bu konu kurulumuzun gündeminde. Mutlaka bir altyapı oluşturarak, üniversitelerden aile uzmanlarıyla hukukçulardan da medeni hukuk alanındaki profesörlerle bir komisyon oluşturarak neler yapılabileceğini, bu alanda nelerin sınır altına alınabileceğini gündeme getireceğiz. İnşallah Türk milletinin yapısına, millî manevî değerlerine uygun, ama çağın da gereklerini inkâr etmeyen onu yok saymayan bir anlayışla yayıncılığı düzenleyeceğiz diyorum. Ama bu konunun şöyle bir açmazı var, en çok şikâyet alınan programlar, en çok reyting alan programlar. Bu da kolay bir düzenleme olmayacak.“ Darendeli, TRT’ninde RTÜK’ün düzenleme ve denetleme yetkisi alanı içinde olacağını kaydetti. |
05.02.2010 |
Kanseri önle, 17 milyon kişiyi kurtar! TÜRK Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği, verilerin, kanserin giderek arttığını ve tedbir alınmazsa 2030 yılında 17 milyon kişinin ölümüne sebep olacağını gösterdiğini bildirdi. Dünya Kanser Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenleyen dernek, kanserin önlenebileceği; ama önlem alınmazsa 2030 yılında 17 milyon kişinin kanserden vefat edeceği bilgisini açıkladı. Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Bilgehan Yalçın ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dinçer Fırat’ın katıldığı toplantıda, dünyada her yıl 12 milyon kişiye kanser teşhisi konduğu, 7.6 milyon kişinin kanserden öldüğü bilgisi verilirken tedbir alınmadığı takdirde dünya genelinde kanser yükünün giderek artacağına, 2030 yılında 26 milyon yeni kanser teşhisi konacağına ve 17 milyon ölüme ulaşacağına dikkat çekildi. Kanserde en hızlı artışın Türkiye’nin de içinde bulunduğu düşük ve orta gelirli ülkelerde olacağını belirten Prof. Dr. Şuayib Yalçın, kanserlerin önlenebileceğini söyledi: “Bu konunun en iyi yönü ise kanserlerin % 43’ünün potansiyel olarak önlenebilir olmasıdır. Tütün kullanımı, aşırı alkol tüketimi, güneşe fazla maruz kalma ve obezite ile ilişkili kanserler için risk, bu risk faktörlerinden kaçınılması yanında sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ve enfeksiyonlardan korunma gibi sağlıklı hayat davranışlarının benimsenmesi ile önemli ölçüde azaltılabilmektedir.” Yalçın, kanserden korunmak için alınabilecek tedbirlerle ilgili olarak ise şunları söyledi: “Tütün ve tütün ürünleri kullanmayınız, pasif içicilikten kaçının. Alkol tüketmeyin. Aşırı güneş ışınlarından sakının. Sağlıklı kilo, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktiviteye dikkat edin ve kansere yol açan enfeksiyonlardan korunun.”
“SİGARA EN ÖNEMLİ KANSER NEDENİ’’
“SİGARA kullanımı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli kanser nedeni’’ diyen Özoğlu, şunları kaydetti: ‘’Sigara Türkiye’de en sık rastlanılan kanser türü olan akciğer ve bronş kanserlerinin yüzde 90’ından doğrudan sorumludur. Mide, mesane, bağırsak, gırtlak ve ağız kanserleri ile rahim ağzı kanserlerinin oluşmasında da ciddî rol oynamaktadır. Sigara dünyada halen kanserden ölümlerin yüzde 30’undan sorumludur. Sigarayla kanser ilişkisi o kadar açıktır ki tütün kontrolü yapılan ülkelerde son 10 yılda kanserlerde yüzde 10’luk bir azalma kaydedilmiştir.’’
YILLIK 2 BİN 500 VAK’A ORTAYA ÇIKIYOR
Samsun’da 2001 yılından bugüne kadar 28 bin 270 kanser vak'asının kaydedildiği, şehirde yıllık ortalama 2 bin 300 ile 2 bin 500 arasında yeni vak'anın ortaya çıktığı bildirildi. Samsun İl Sağlık Müdür Yardımcısı Erdinç Özoğlu, 2001 yılından bugüne kadar 28 bin 270 kanser vak'asının kaydedildiğini, kentte yıllık ortalama 2 bin 300 ile 2 bin 500 arasında yeni vak'anın ortaya çıktığını bildirdi. Kayıtlı vakaların 19 bin 847’sinin Samsun’da ikamet ettiğini 8 bin 423’ünün diğer illerden geldiğini ifade eden Özoğlu, Samsun’da en sık görülen kanser türlerinin erkeklerde akciğer, prostat, mesane, cilt ve mide kanseri iken kadınlarda meme, cilt, mide, kolon ve yumurtalık kanseri olduğunu kaydetti. |
SEDAT SERDAR 05.02.2010 |
Batman’da 50 bin kadın sağlık taramasından geçirilecek Batman’da 50 bin 681 kadının meme ve rahim ağzı kanseri taramasından geçirileceği bildirildi. Batman İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi (KETEM) Sorumlusu Dr. Leyla Tanrıseven, 7 aydır hizmet sunmalarına rağmen çok sayıda kadına ulaştıkların söyledi. Meme ve rahim ağzı kanseri ile ilgili çalışma yürüttüklerini aktaran Tanrıseven, meme polikliniğine başvuran 668 kadında meme, jinekoloji polikliniğine başvuran 592 kadını da rahim ağzı kanseri taramasından geçirdiklerini bildirdi. Tanrıseven, Batman’da 30-65 yaş arası 41 bin 600 kadını meme, 50-60 yaş arasındaki 9 bin 81 kadını da rahim ağzı kanseri taramasından geçirmeyi hedeflediklerini ifade etti. |
05.02.2010 |
Bitkisel hayattaki hasta düşünce gücüyle konuştu BRİTANYALI ve Belçikalı bilim adamlarının yaptıkları bir araştırmada, bitkisel hayattaki bir hasta, düşünce gücüyle doktorlarla konuşabildi. Bilim adamları, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) adı verilen beyin tarayıcısını kullanarak, 2003’te trafik kazasında ağır beyin travması geçiren hastanın, beyin faaliyetlerini bilinçli olarak değiştirmek suretiyle, doktorların sorularına karşılık “evet” ve “hayır” cevaplarını “düşünebildiğini” belirledi. Hastada bilinç işaretleri gözlemleyen doktorlar, bunun gerçek olup olmadığını anlamak için, hastaya “babanızın adı Thomas mı” gibi sorular sorarak “evet” ya da “hayır” cevapları vermesini istedi. Bu sırada doktorlar hastanın beynini fMRI cihazıyla taradı. Doktorlar, hastanın beyin faaliyetlerini değiştirerek sorulara cevap verdiğini gördü. Araştırmayı kaleme alanlardan Adrian Owen, hastanın düşünce yoluyla bütün sorulara doğru cevap verdiğini gösteren sonuçları görünce çok şaşırdıklarını söyledi. New England Journal of Medicine’de yayımlanan araştırmada, bitkisel hayatta olduğu düşünülen 23 hasta arasında yapıldı. Yapılan beyin taramasında bu hastalardan dördünde bilinçlilik işaretleri görüldü. |
05.02.2010 |