Osman ZENGİN |
|
Kurumlar, kurumlaştı |
Gazetemizin karikatüristi İbrahim Özdabak, geçenlerde yine güzel bir karikatüre imza atmıştı; kurumları karartan, kurum bağlayan kurumları yansıtan... Aslında uydurukça kelimeleri kullanmayı pek sevmem. Tabiî bu sevmeyişim keyfimden değil. İfsad komiteleri yıllardır bu milletin benliğini bozup, dejenere ettiği gibi, lisanını da bozarak nesiller arasında uçurum meydana getirmek istiyor. Ama bazı kelimeleri öyle çok zikrediyorlar ki, artık millete kelimenin aslını unutturuyorlar. Bu kelimelerden biri de, ”müessese” yerine ihdas edilen “kurum” kelimesidir. Sanki baca kurumu, soba kurumu… Müessese deyince başka bir şey anlamazsınız. Ama kurum deyince, (köksüz ve uydurma olduğundan) kaç çeşit dayanaksız türeme kelime yapabilirsiniz ondan. İşte bu kelime kullanılarak “kurumlar arası mutabakat/ uyum”dan dem vurmalarını ben hiç anlayamıyorum. Ne kurumu, ne kurumlar arası mutabakatı? Sen kimsin, o kurumlar kim? Bu millet, kendisine kan kusturan o kurumları hizaya getirsin diye seni iktidara getirmiş, oy vermiş. Yani demokrasinin gereği, hani halkın kendi kendisini idare etmesinin gereği sana o yetkiyi vermiş, ama sen, o yetki ve salâhiyeti kullanamıyorsun… Kanunsuzluk yapan mı var? Hemen millet adına olaya el koymak gerekir. Durup, durup böyle millet aleyhine tezahür eden işler olunca, nasıl oluyor da “Onlarla bizim aramız gayet iyidir, kurumlar arasında uyum vardır” diyorsun? Hangi kurumlar o, uyumla çalışan? Başbakanlıkla, genel kurmay başkanlığı mı? Başbakanlık ne, genel kurmay başkanlığı ne? Birisine millet salâhiyet vermiş, seçmiş. Diğeri ise, devletin işleyiş şemasında bir memuriyet makamı. Yani devlet memuru. Devleti meydana getiren, onun işleyişini millet adına sağlayan en büyük parçası da hükümetler değil mi? Her zaman milletin emrinde olduklarını söyleyen müesseseler, o zaman o emrin icrasını sağlayan hükümetlere tabi olacaklardır, işin gereği o. Yani herkes yerini bileceği gibi, hükümet de yetki ve salâhiyetini kullanmayı bilecektir. “Kurumlar arası mutabakat” sözü temelsizdir. Milletin dediği olmalıdır. İktidar, milletten aldığı yetkiye dayanarak işler yapacak ve bu işleri yaparken de kimsenin ne diyeceğini, nasıl davranacağını düşünmeyecek. Ama tabiî, hükümet etme de bir san'attır. Bu yetkileri kullanmak da bir cesaret işidir. 30.12.2009 E-Posta: [email protected] |