Osman ZENGİN |
|
Şaban Döğen’den “mesaj” var! |
Aziz kardeşlerim, nur yoldaşlarım! Emr-i Hak vâki oldu, biz de def’aten, âniden, dünyamızı değiştirip, gerçek âlemimize geçtik. Vefat edenlerin çoğu gibi, biz de dünyadaki işlerimizi yarım bırakarak gittik. Gerçi bizim dünyadaki işlerimizin ekserisi de, yine âhirete bakıyordu ama, vazife tamamlandı, vakt-ı merhun geldi çattı, ne bir saniye öne, ne de arkaya, şaşmadı…. Cenaze namazımın kılındığı camiye, defnedileceğim kabristandaki, beni son yolculuğuma uğurlayan kardeşlerime, dostlarıma şöyle bir baktım da; çoğu mahzun, şaşkın bir eda ile bana bakıyorlardı. Halbuki ben memnundum, büyük seferin bir merhalesini daha geçmiştim. Âlem-i ervahtan başlayan seyahatimiz; annemin karnından dünyaya, bebekliğe, çocukluğa, gençliğe ve kemâlâta kadar uzandı. İhtiyarlığın alâmetleri yeni görünmeye başlamışken, işte biz şimdi, sizin gördüğünüz halde, buradayız. Burada da; haşir sabahını intizar edeceğiz, bekleyeceğiz. Sıratı, sırat-ı müstakîmde gidenlerle beraber geçtikten sonra, inşaallah Rabbimin vaat ettiği Cennete, Cennet-i Firdevs’e gideceğiz… Ah sevgili dostlarım, kardeşlerim! Taa nerelerden zahmet edip, buralara kadar gelmişsiniz? Sizleri böyle temâşâ edince; “Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz dünyada, birimiz ahirette de olsak, biz yine beraberiz…” hakikatinin tecelli ettiğini, buradan bakarak daha iyi idrak ediyorum. Ve Rabbime tekrar binlerce şükrettim, bizi böyle aziz bir cemaatin içine dahil ettiğinden dolayı. Aslında sizler bana son vazifenizi değil, devam eden vazifelerinizi de yapıyorsunuz biliyorum. Hemen bana, hatimler indirmek için, cüz taksimleri yaptınız. Duâlarınızda artık bana da “rahmetli” diyerek rahmetler kattınız, Fatihalarda unutmadınız, Allah hepinizden razı olsun. İnşaallah, dünyada iken istikametinizi bozmadan buraya gelince, yine sizlerle, Peygamberimizin (asm) sancağı altında, Üstadımızın çadırında yine görüşeceğiz, hatıraları yâd edeceğiz… Aziz kardeşlerim, Nur yoldaşlarım! Din-i mübin-i İslâm’a, aziz dâvâmıza hizmet edebilmek için çok gayret gösterdik. Sizlerle çok beraber olduk, ”mesajlar” yolladık. Artık bu son mesajımızla da size teşekkürler ve duâlar ederek, sizlerin de dâr-ı saadete geleceğiniz günü bekliyor, ehl-i necat ve ehl-i cennet olmanızı Rabbimden niyaz ediyorum… İmam efendi kardeşimin, musallâ başında “Haklarınızı helâl ediniz!” dediğinde, hep bir ağızdan “Helâl olsun!” dediğiniz gibi, yine hakkınızı helâl ediniz! Allah’a ve Resûlüne itaat ve inkıyadla, Üstadımızın çizdiği nurlu yoldan ayrılmadan ömrünüzü tamamlayınız İnşaallah! Allah, hepinizden razı olsun…. 15.11.2009 E-Posta: [email protected] |