Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Şevk “mesaj”ları |
45 yaşlarında bir bayan, yana yakıla Kocaeli Yeni Asya Bürosuna gider, “Şükür buldum” sizi der. “Ben Bediüzzaman’ı arıyorum. Nihayet sizin sayenizde bulacağıma inandım. Hani siz geçen sene Mart ayında bir Bediüzzaman eki vermiştiniz ya, onu zevk ve heyecanla okudum. Bu ülke Bediüzzaman gibi bilginlere sahip olduğu için çok şanslı. O broşürden öğrendiğime göre Bediüzzaman gerçekten bizim için büyük bir nimet. Onun görüş ve düşünceleri beni mestetti. Tekrar tekrar okudum o broşürü. Onu yakından tanımak, eserlerini okumak istiyorum. Nihayet size ulaştım.” Kocaeli temsilcimiz Salih Oral anlattı bu hatırayı. ««« Balıkesir Temsilcimiz Enver Tezer Ağabeyimizin anlattığı bir hatıra: Bir gün bir genç büroya uğrayıp, “Ben sizin gazeteniz sayesinde namaza başladım” demiş. Hapishanede gazetemizi tanımış, namaza başlamış, namazın ve sair ibadetlerin ruh ve esaslarını anlatan Risâle-i Nur'u nasıl elde edebileceğini öğrenmek için oraya gelmiş. Onun ıslah-ı hal edişi hapishane müdürünün dikkatini çekmiş, altı ayda bir dışarı çıkma izni vermiş ve bundan istifade ile büroyu bulmuş. ««« Nevşehir’den Bilal Altunbaş ve Eşref Mert kardeşlerimiz ilgililerle görüşerek hapishaneye gazeteyi ulaştırmış, her gün 160 gazete hapishaneye göndermişler. Bu hizmetten o kadar memnun olmuşlar ki, Halil Uslu’nun orada olduğu bir sırada hapishane müdürü konferans talebinde bulunmuş, o somurtkan insanların konferans sonucunda nasıl yüzlerinin gülümsediğini müşahede etmişler. Ruhlara, kalplere ve bütün duygulara hitap eden Kur’ânî hakikatler, arayış içinde bulunan, hayatın bin bir türlü sıkıntısı, cenderesi altında ezilip kalan insanlar için ne kadar rahatlatıcı; bunu bizzat görmüşler. ««« Bilal Altunbaş kardeşimiz heyecanla anlatıyor: “Bugün hapishaneden bir gardiyan geldi. Mahpuslardan birinin Yeni Asya’daki reklâmlar sebebiyle Risale-i Nur Külliyatını almak istediğini belirtti, almak için gelmiş.” Bilâl diyor ki: “Hayatımda bu kadar hiç sevindiğimi, mutlu olduğumu hatırlamıyorum.” Ne kadar sevinse yeridir. Gazetenin, diğerleri bir yana sadece şu hizmeti bile bizi gayrete getirmeye yetmez mi? ««« Kırşehir’den Şahin Tokmak güzel bir hava yakaladığımızı, aşk ve şevkle bunu devam ettirmemiz gerektiğini söylüyor. Bugün basın dünyasında Yeni Asya kadar Üstadın misyonuna sahip çıkabilen, savunabilen ikinci bir gazete var mı? Geçen kırk yılı, çınarın köklerinin yerin derinliklerine kök salması gibi kabul edin. Bundan sonraki gelişmeler yukarda, dallarda olacak. Yeni imkânlar bulacak, hata ve eksiklerimizi telâfi edecek, daha ilerilere doğru adımlar atacağız. ««« Geçmişte acısıyla tatlısıyla bazı olaylar yaşadık, bugünlere geldik. Geçmişten gerekli dersleri alıp geleceğe ümitle, şevkle yönelmemiz gerekiyor. Ama şu soruyu kendi kendimize mutlaka soralım: “Yeni Asya bu noktada mı olmalı?” Buna, “Evet” dememiz mümkün değil. “Hayır” diyorsak mutlaka birşeyler yapmamız gerekir. Hem “Üstadın basındaki dili” diyeceğiz, hem de ona şayeste bir faaliyet içine girmeyeceğiz, bu mümkün değil. Çıkaranları ve okuyanlarıyla kolları sıvamanın zamanı gelmedi mi? Yeni projelerle yeni bir Yeni Asya hedefimiz olmalı. ««« 4 Kasım’da rahmete kavuşan Şaban Döğen’in 20-27 Ekim günleri çıkan “Mesaj” yazılarındaki bu şevk anekdotlarını, Yeni Asya’nın verdiği hizmetin değerini ve ulaşması gereken hedefleri samimî bir üslûpla vurgulayan ve geride kalan bizlerin hiç hatırdan çıkarmamamız gereken mesajlar olarak tekrar dikkatlere sunuyor ve bu vesileyle yazarımızı yine rahmetle yad ediyoruz. 15.11.2009 E-Posta: [email protected] |