14 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Şeflik devrinin "Dersim Kànunu"


A+ | A-

Tıpkı "yağmurdan kaçarken doluya tutulma" misâli gibi, "Kürt açılımı"ndan kaçan CHP, yakıcı "Dersim ateşi"nin tam orta yerine düştü.

Meclis'te partisi adına konuşan Baykal'ın yardımcısı Onur Öymen, 1937'deki "Dersim hadisesi"yle ilgili olarak öyle bir lâf etti ki, buna gâf demek bile çok, ama çok hafif kalır.

Bugünkü terörle mücadele için, o tarihte yapılan katliâma varan "devlet terörü"nü kıyas–ı misâli şeklinde nazara veren Öymen'in düştüğü azim hata, öyle görünüyor ki, Dersim (Tunceli) bölgesi başta olmak üzere, Türkiye'deki tüm Alevî kesimleri açısından CHP'nin sonunu getirmiştir.

Tuncelililer, dedelerini teröristlerle bir tutan Öymen'i Hitler'e benzetmişler. Öymen'in söylediklerine alkış tutan, dolayısıyla "karizmayı çizdiren" Kemal Kılıçdaroğlu'na gösterdikleri tepkiler de çığ gibi büyüyor.

Dikkat edin, bu fevkalâde bir gelişmedir. Elli sene müddetle Halk Partisine destek verme hatasına düşen Aleviler, bundan böyle muhtemelen çok farklı bir kulvarda siyaset yapmak durumunda kalacaklar.

Dersim mıntıkasında 1937 yılı baharında (Mart–Nisan) devlet kuvvetleri ile Alevî aşiretleri arasında başlayan ve aylarca devam eden kanlı çarpışmalar, yakın tarihimizin çok hazin ve bir o kadar da ibret verici safhasını teşkil ediyor.

Üst yönetim kadrosu tarafından "Vergilerini vermiyorlar. Devlete karşı geliyorlar. Bunlar zaten Rafizi–Kızılbaş..." denilerek harekete geçirilen devlet kuvvetleri eliyle, bölge halkının üzerine topyekûn bir taarruz harekâtı başlatıldı.

Savaş uçakları, ilk dahilî bombalamayı Tunceli'de yaptı. Sabiha Gökçe'nin kullandığı uçaktan halkın üzerine—suçlu suçsuz ayrımı yapılmadan—bomba yağdırıldı. Bunun adı elbette ki "katliâm"dır.

Keza, Bediüzzaman'ın talebesi Albay Hulusî Beyin şehadetiyle, yukarıdan gelen emir "Canlı namına birşey bırakılmasın; tamamı imha edilsin!" şeklinde olmuştur.

Hele, "isyancıların elebaşılarından" diye tutuklanan Seyit Rıza ve oğlunun idam edilmesi esnasında yaşananlar, insanlık adına cidden utanç verici şeyler.

Seyyit olduklarını, Evlâd–ı Resûl, Evlâd–ı Kerbelâ olduklarını söylemiş, ancak bunun hiçbir tesiri olmamış, taşlaşmış kalplerde.

Dahası, "Hiç olmazsa, oğlumu benden sonra asın. Onun idamını görme bahtsızlığını yaşatmayın bana" demiş Seyit Rıza. Demiş ama, zalimler bu dediğinin tam tersini yapmışlar. Babanın kahredici bakışları arasında oğlunu asmışlar, ardından da onu darağacında sallandırmışlar.

Öyle anlaşılıyor ki, Öymen ve Kılıçdaroğlu gibi, Şeflik devrinin mirasçısı Halk Partisi mensuplarının çoğu Dersim hadisesinin mahiyetini de, Tunceli Kànunun ne anlama geldiğini de bilmiyor.

Göreceksiniz, bundan sonra sadece Halkçılar değil, herkes bilecek, bilmek zorunda kalacak Şeflik devrinde Dersim'de neler olup bittiğini...

Tarihin yorumu 13/14 Kasım 1960

Cunta, 14'leri tasfiye etti

On yıllık Demokrat Parti hükümetini silâh zoruyla devirerek ülke yönetimine el koyan askerî cunta üyeleri, aradan daha altı ay bile geçmeden bu kez birbirlerine düştü.

13/14 Kasım (1960) gecesi, cunta üyelerinin yarısına yakını tasfiye edilerek hudut haricine sürüldü.

Kendilerini "Millî Birlik Komitesi" diye isimlendiren bu karmaşık cunta, toplam 38 kişiden oluşuyordu.

Aralarında sadece bir tek orgeneral (Cemal Gürsel) vardı. O da emekliye sevk edildiği halde son anda cuntaya monte edilmişti.

Geriye kalanlar ise, iki tuğgeneral ile bir tek korgeneral dışındakilerin tamamı albay, binbaşı ve yüzbaşı rütbeli subaylardı.

Bu düşük rütbeli cuntacılar, kendilerini generallerin üstünde görüyor, hatta canları sıkıldığında üstlerine küfredip tokat atabiliyorlardı.

Nitekim, darbe mağduru Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun Paşaya bile iğrenç muamelede bulunmaktan çekinmediler.

Birlik halinde Said Nursî'nin mezarını bir meçhûle naklettikten ve Demokratları da Yassıada cehennemine sevk ettikten sonra, kendi aralarında anlaşmazlığa düşen cunta üyeleri arasında ciddi bir tasfiye hadisesi yaşandı.

İsmet Paşa, askerlerin bir an evvel Demokratların işini bitirerek iktidarı kendisine devretmelerini istiyordu. Gürsel ve Madanoğlu'nun tercihi de bu yöndeydi.

Bu sebeple, iktidarın daha uzun süre cuntanın elinde olması gerektiğini savunan sağcı–Türkçü kanattakiler ile aralarında anlaşmazlık çıktı.

Akıl hocaları İsmet Paşanın tavrından da cesaret alan sol kanat, bir gecede Türkeş'in başını çektiği 14'lerin işini bitiren bir karar aldı.

Cuntanın başında görünen Gürsel, MBK'nın aldığı kararı açıklayan bir bildiriyi okudu ve 14'lerin dış ülkelere "hükümet müşaviri" sıfatıyla gönderildiklerini söyledi.

Cuntanın solcu üyeleri ise, bilâhare "tabiî senatörlük"le ödüllendirildi.

14.11.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.11.2009) - Diriliş örnekleri

  (11.11.2009) - Kitle/merkez partileri

  (10.11.2009) - Demokratlık sağcılık mı?

  (09.11.2009) - De Gaulle'ün çıkışı, dönüşü ve gidişi

  (07.11.2009) - Vicdanımız rahat mı?

  (05.11.2009) - İnna lillâh...

  (02.11.2009) - Cuntayı ihbar cezası (2)

  (29.10.2009) - Öngörü zayıf, döngeri pekiyi

  (28.10.2009) - Şeffaflık kaçınılmaz oldu

  (27.10.2009) - Belgeler konuşuyor

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.