Faruk ÇAKIR |
|
Bindikleri dalı kestiler |
Çok partili dönemde iktidar yüzü görmeyen CHP, güya ‘tek parti’ devrinde yaptıklarını savunmak isterken öyle bir itirafta bulundu ki buna “ayağına kurşun sıkmak” ya da “bindiği dalı kesmek” de denilebilir. “Kürt açılımı” ya da başka isimlerle anılan yeni proje TBMM’de konuşulurken CHP adına görüşlerini açıklayan Onur Öymen, terörle mücadelede CHP’nin 1930’lu yıllardaki “Dersim uygulaması”nın örnek alınmasını istemiş. Bu konuşma ile bir anlamda sihir bozuldu ve hem CHP’nin niyeti, hem de ‘tek parti’ devrinde yapılanlar tartışılmaya başlandı. Öyle yorumlar yapıldı ki CHP’nin bundan sonra bu ‘yara’yı tedavi edebilmesi mümkün değil. Hatırlamak lâzım ki, geçmişte de benzer ‘kaza’lar olmuştu. Bir CHP yöneticisi yaşlı bir amcanın hacca gitmek için yardım istemesi üzerine çirkin sözler sarfetmiş ve ne kadar bu kabahati örtmek isteseler de örtememiş, neticede bu sözü söyleyen yönetici partinin ‘vitrin’inden indirilmişti. Gelen haberlere göre Dersim’de yapılan zulmü örnek gösteren Öymen de çıkan tarışmalar üzerine ‘özür’ dilemiş. Ama herhalde bu özür ‘iç bünye’de dile getirilmiş ki başka duyan olmamış. Tahmin ediyoruz ki CHP’nin bu yarayı sarması ve savması da mümkün olmayacak ve yakın bir zamanda Onur Öymen de parti ‘vitrin’inden geri çekilmek durumunda kalınacak. Tabiî ki hadise çok yönlü. Burada önemli olan Onur Öymen’in şahsı değil. Kendi içlerinden bir Onur gider, belki de binbir Onur gelir. Genel itibarıyla CHP’nin yapısı buna müsait. Öymen’in sözleri ‘kaza’ gibi görünse de aslında CHP’nin gerçek düşüncelerini dile getirmiş oldu. Hadisenin başka bir yönü de şu: Yıllardan beri yakın tarihin doğru bilinmediğini söyler, ‘resmî tarih’in gerçekleri gizlediğini hatırlatırız. CHP anlayışını temsil edenler de bu tesbitlere itiraz edip dururlar. İşte, Onur Öymen’in Dersim zulmünü savunması aynı zamanda kolay kapanmayacak bir yakın tarih tartışmasını da başlattı. Düne kadar Dersim’in ismini duymayan gençler devam eden tartışma sebebiyle burada yapılan zulmün ayrıntılarını öğrenmeye başlayacak. Neler olmuş neler? Dönemin şahitlerinin anlattıklarını duyan gençler kendilerine dayatılan ‘resmî tarih’i sorgulayacak ve gerçekleri öğrenmeye çalışacaklar. CHP’nin asıl korkusu da bu. Çünkü gerçek tarih öğrenildikçe bütün bir milletin nasıl uyutulmaya çalışıldığı ve bu arada kimlerin yanlış tanıtıldığı da öğrenilmiş olacak. Tahmin ediyoruz ki böyle bir tartışmayı ‘durup dururken’ meselâ “Demokrat Misyon”un başlatması mümkün olmayabilirdi. Öyle ya, birisi çıkıp “Geçmişte Dersim’de zulüm yapıldı” demiş olsaydı en basitinden; “İyi de bu tartışmayı yeniden açmanın ne anlamı var?” diyenler olurdu. Ama güzel bir ‘kaza’ ile bu tartışmayı CHP’nin kendisi başlatmış oldu. Daha ilk günde bu konuda onlarca yazı yazıldı, yüzlerce gerçek ortaya çıktı. Önümüzdeki günlerde ve aylarda konunun daha da hararetle tartışılacağı ve bu tartışmadan CHP’nin ‘kesin zararlı’ çıkacağını tahmin ediyoruz. Eh boşuna “Alma mazlumun âhını, çıkar aheste aheste” dememişler... Tek parti devrinde alınan bütün ‘ah’lar önümüzdeki yıllarda ‘aheste aheste’ çıkacak İnşallah. CHP’deki bu kırılmanın tamiri mümkün olmayacak ve başka kırılmalar da bunu takip edecek. Bir defa daha gördük ki siyasette bir gün bile uzundur... Bakalım, görelim; daha ne iyi gelişmeler olacak? 14.11.2009 E-Posta: [email protected] |