14 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Gıybet ve hüsn-ü zan


A+ | A-

Isparta’dan okuyucumuz: “Gıybeti açıklar mısınız? Kişinin arkasından hüsn-ü zan edilse gıybet olur mu?”

Gıybet, Müslümanın gıyâbında hoşuna gitmeyecek ölçülerle konuşmaktır. Hüsn-ü zan ise, Müslümanın davranış ve hareketlerini iyiye yormaktır. Bir başka ifâdeyle Müslümanın hareketlerini kötüye tevil etmek gıybet, iyiye tevil etmek hüsn-ü zandır. Veya Müslümanı arkadan çekiştirmek gıybet, arkadan davranışlarında aslında yanlış anlaşıldığını, niyetinin kötü olmadığını, öyle yapmak istemediğini... vs belirtmek ve iyiliğine şahitlik etmek hüsn-ü zandır. Ya da yarısı dolu bir bardağın boş kısmını gösterip “Bardağın yarısı boştur!” demek—yerine göre—gıybet; dolu kısmını gösterip “Yarım bardak su var!” demek hüsn-ü zandır. Gıybet haramdır. Hüsn-ü zan helâldir.

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “Ey îman edenler! Zannın çoğundan sakınınız. Zîra zannın bir kısmı günahtır. Bir birinizin günahını araştırmayınız. Bir kısmınız bir kısmınızı gıybet etmesin. Sizden biriniz ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mı? Ondan tiksinirsiniz! Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah tevbeleri dâimâ kabul eden ve acıyandır.”1 Bediüzzaman Hazretlerine göre bu âyet, gıybetten, altı derece şiddetle sakındırıyor.2 Yani gıybet: 1- Aklen, 2- Kalben, 3- İnsâniyeten, 4- Vicdanen ve fıtraten, 5- Asabiyeten, 6- Milliyeten reddedilmiştir.3

Bu âyette sakınılması emredilen “zannın çoğu”ndan maksat gıybettir. Müslümanların birbirlerinin gizli ve özel hallerini ve günahlarını araştırmaları ve birbirlerini çekiştirmeleri haramdır. Çünkü öyle günahlar vardır ki, kul ile Rabb’i arasında bir sırdan ibârettir. Kul pişman olmuş; Rabb’i setretmiştir, yani örtmüştür. Kul nedâmet duymuş; Rabb’i bağışlamıştır. Kul tevbe yapmış; Rabb’i affetmiştir. Üçüncü bir şahsın araya girip, kulun günahlarını tek yanlı ve keyfî olarak deşifre etmesi İlâhî hikmete, irâdeye, rahmete, inâyete, mağfirete ve muhabbete uygun değildir. Cenâb-ı Hakk’ın bir ismi Settâru’l-Uyûb’dur ve bu isim kullarının günahlarının gizli kalmasını ve ifşâ edilmemesini iktizâ eder. Gıybet ise bu İlâhî sır ve hikmetle bağdaşmaz ve çelişir. Çünkü gıybet, günahı ifşâdan başka bir şey değildir. Günahların ifşâsında zâten hiçbir feyiz ve kemâlât yoktur.

Cenâb-ı Hakk’ın “zannın bazısı” ifâdesiyle hâriç tuttuğu kısım ise, bardağın dolu kısmı olan hüsn-ü zandır ki, günah değildir, teşvik edilmiştir, hayırdır, kemâlâttandır, feyiz vericidir, sevaptır.

Bedir muhârebesi mücâhitlerinden Ka’b bin Mâlik (ra) Tebük harbinde İslâm ordusundan geri kalmış, daha sonra da harbe iştirak etmemişti. Tebük’e varıldığında Allah Resûlü (asm): “Ka’b bin Mâlik nerede?” diye sorunca, orada bulunan bir adam: “Kibirle cübbelerine bakıp durması onu savaştan alı koydu!” dedi. Buna ilk tepki gösteren Muâz bin Cebel (ra) oldu ve: “Ne çirkin şey söyledin...! Yâ Resûlallah! Biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyoruz!” dedi.

Sonrası mâlûm. Tebük seferinden dönen Allah Resûlü (asm), bu harbe iştirak etmeyen ve Allah’tan korktukları için mazeret de uydurmayan Ka’b bin Mâlik’le (ra) berâber üç kişi hakkında: “Allah sizin hakkınızda hüküm verene kadar bekleyin!” buyurmuş, Müslümanları da onlarla konuşmaktan alıkoymuştu. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (asm) bu kararı üzerine, Ka’b bin Mâlik (ra) ve iki arkadaşının dünyaları kararmış, hüngür hüngür ağlamaya başlamışlardı. Bu ağlayış geceli gündüzlü tam elli gün sürdü. Ellinci gün Cenâb-ı Hak şu âyet-i kerîmeyi nâzil buyurdu: “Ve seferden geri kalan üç kişinin de (tevbelerini Allah kabul etti.) Bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihâyet Allah’tan başka sığınacak kimse olmadığını anlamışlardı. Allah, tevbe ettikleri için onların tevbesini kabul etmiştir. Çünkü O, tevbeleri kabul eden, Rahîm olandır.”4

İşte, elli günlük gözyaşları ve bir günahın affı.

Burada kısa bir tahlil yapmamız gerekirse; Tebük harbi esnasında adamın yaptığı gıybet girişimine karşı, Muâz bin Cebel’in (ra) tavrı hüsn-ü zandır. Harp dönüşünde Peygamber Efendimiz (asm) hakem olmuş, kararı Cenâb-ı Hakk’ın İlâhî irâdesine arz etmiştir. Ka’b bin Mâlik (ra) iki arkadaşıyla birlikte tövbekâr olmuşlar; fakat tövbe sorumluluğu içinde elli gün süre ile ağlamaktan dünyaları başlarına yıkılmıştır. Cenab-ı Hak da affetmiştir.

Dipnotlar:

1- Hucûrât Sûresi, 49/12.

2- Sözler, s. 344.

3- Sözler, s. 345.

4- Tevbe Sûresi, 9/118.

14.11.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.11.2009) - Ölüm, rahmet ve nimettir

  (11.11.2009) - Kişi sevdiğiyle beraberdir

  (10.11.2009) - Allah’ın rahmeti herşeyi kuşatmıştır

  (09.11.2009) - Namazda sütre

  (08.11.2009) - Camide konuşulur mu?

  (07.11.2009) - Müfritane irtibat üzerine

  (06.11.2009) - İnna lillah ve inna ileyhi raciun

  (04.11.2009) - Zekât verme âdâbı

  (03.11.2009) - Ahiret yurduna giderken

  (01.11.2009) - İnsanın derin yükümlülüğü

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.