“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz O da size yardım eder ve size sebat verir.”
Muhammed Sûresinin 7. âyetinde böyle buyuruluyor. Görüldüğü gibi Cenâb-ı Hak dinine yardım edenlere yardım edeceğini bildiriyor.
Peki, Allah dinine yardım edenlere nasıl yardım eder?
Gönül huzuru, kolaylık, rahatlık, bereket vererek…
Kur’ân’ın tefsirlerini okumak, onu anlamaya çalışmak ve ona hizmet etmek de Kur’ân’a hizmettir. Kur’ân’ın bu asra bakan seçkin bir tefsiri olan Risâle-i Nur’u okumak nice tecrübeyle kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket ve vücuda sıhhat verdiği bilinmektedir.1 Bu hakikate dikkat çeken büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Hazretleri bizzat kendinden örnek vererek şöyle der: “Ben kat’î bir surette ve bine yakın tecrübelerim neticesinde kat’î kanaatim gelmiş ve ekser günlerde hissediyorum ki, o hizmetin derecesine göre kalbimde, bedenimde, dimağımda, maişetimde bir inkişaf, inbisat, ferahlık, bereket görüyorum.”2
1962’de Nurlarla tanışan 1926 doğumlu, yıllarca berberlik yapan, halim ve selim fıtratıyla, kendisinin de ifade ettiği gibi “sessiz Nurcu”luğuyla dikkat çeken, birçok Nur Talebesi gibi Risâle-i Nur’un bereketine nail olan, “Kazancımız az bile olsa rahat yaşadık” diyen Çorum Kargılı Adnan Küçükyazıcı Ağabeyimiz de birkaç gün önce Hakka yürüdü.
İçinde çocukluktan beri dine karşı bir muhabbet duyan, namazını kılan, ama arayış içerisinde olan Adnan Ağabey arkadaşı Muharrem Genç vasıtasıyla Nurları tanımış, vefatına kadar sebat ve sadakatiyle hizmetlerin içinde yer almıştı. Herkesin sevgisini kazanan bu muhterem insanın hayatındaki gibi vefatında da yüzünden tebessüm eksik olmamış. Allah engin rahmetiyle muamele etsin, makamını Cennet eylesin, yakınlarına da sabr-ı cemiller versin.
Ender hizmet erlerinden biri olan Rıdvan Akçil de merhumun damadı idi. Kızını vermeden önce babası istihare yapmış, onu iyi hal üzerinde görmüşler ve kızlarını vermişler. Hukukta okuyan Rıdvan için “Konuşmasını iyi bilirdi. Hatipti. Etkileyiciydi. Kur’ân’ın birçok yerini de ezbere bilirdi” diyordu Adnan Ağabey. Üstadı birçok defalar ziyaret eden Rıdvan Ağabeyden dinlemiştim. “Üstadla birlikte bir sabah dersine katılmıştık. Ders yapılıyordu. Bir yere geldik, bize, “Kardeşlerim, burayı ben yeni anladım’ dedi” demişti. Bu da Nurların bir ilham, bir sünûhat ve tulûat eseri olduğunun örneklerinden olsa gerek.
Kısacası en kazançlı insan Allah’ın dinine hizmeti gaye edinen, dünyada olduğu gibi ahirette de rahata eren insan.
1. Şuâlar, s. 410.
2. Kastamonu Lâhikası, s. 148.
04.05.2009
E-Posta:
[email protected]
|