"Gerçekten" haber verir 23 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Filistin’i unutmayalım



Uç hafta boyunca İsrail bombalarıyla bir defa daha tarümar edilen ve üçte biri çocuklar olmak üzere 1300’ü aşkın insanını şehit veren, binlercesi de gazilik rütbesine erişen Gazze, nihayet “sükûnet”e kavuştu gibi.

Ancak geride kalan ve Hiroşima’ya benzetilen görüntüler dehşet verici. Enkaz altından hâlâ cenazeler çıkarılıyor ve yaralılar tedavi bekliyor.

Şimdi yaraları sarma zamanı. Evleri yıkılan, okullarda veya camilerde sabahlayan insanların, başlarını sokacak bir barınağa, gıdaya, suya, ilaca ve de şefkatle kucaklanmaya ihtiyaçları var.

Ki, gerek Türkiye’de, gerekse diğer İslâm ülkelerinde bu seferberlik bütün hızıyla devam ediyor. Ekonomik krize rağmen herkes kendi gücü ölçüsünde bu seferberliğe katılıyor. İsrail’in saldırıları sürerken pasiflikle eleştirilen zengin Arap ülkeleri ise bu tavırlarını da affettirmek istercesine, kesenin ağzını ardına kadar açıyorlar.

Filistinlilerin bir damla kanının bile dünyadaki bütün paralardan daha değerli olduğunu ifade ederek Gazze’nin yeniden inşası için 1 milyar dolar bağışlayan Suud Kralı Abdullah’ın kararı bunun hayli dikkat çekici örneklerinden biri.

Görünen o ki, Gazze’nin yaralarını sarma seferberliği daha da genişleyerek ve yaygınlaşarak devam edecek. İnsanî yardım alanında küresel tecrübeye sahip ekipleri ve yardımsever halkıyla Türkiye, çok şükür, bu konuda da önde gidiyor.

Bu seferberlik, tabiî ki, saldırılarda kaybedilen canları geri getirmeyecek. Ama bizim inancımıza göre şehitler doğrudan Cennete gidecek. Geride kalanların çektiği acılar ve uğradıkları kayıplar da Rahmet-i İlâhiye tarafından fazlasıyla telâfi edilecek. Bizlerin gıptayla karşılayacağımız şekilde makamları ve dereceleri yükseltilerek, ebedî nimet ve ikramlara gark olunacaklar.

Geride kalanlar içinse imtihan devam ediyor.

Hem bu acı ve kayıplara sabır; hem de mücadelenin bundan sonraki süreçlerinde, evvelki tecrübelerden ders alarak eski hataları tekrarlamama ve doğru stratejilerle yürüme imtihanı.

Ve Gazze’nin bir daha aynı duruma düşmemesi için, İsrail saldırganlığının tekrarını önleyecek her türlü hazırlığın yapılıp buna dair tedbirlerin alınması da bu imtihanın bir konusu.

Burada öncelikle Filistin mücadelesinin öncü kadrolarına çok önemli sorumluluklar terettüp ediyor. Ve bunların başında da, ne yapıp edip, kendi içlerindeki ihtilâfları bitirerek, yekvücut bir tesanüd ve dayanışmayı başarmaları geliyor.

Bir diğer nokta, başlangıçta İslâmî şuurlanma temelli bir sosyal hareket olarak yola çıkıp Filistin halkının eğitim, sağlık v.s. gibi ihtiyaçlarına cevap veren çalışma ve organizasyonları ile gönülleri fetheden Hamas’ın, silâhlı mücadeleye yöneldikten ve siyasallaştıktan sonra yaptığı hataları bir an önce gözden geçirerek düzeltmesi.

Bunlardan biri, çok şükür epeydir vazgeçilen intihar saldırıları. Kimileri bunları “istişhad, şehadet eylemi” olarak yüceltip fetva verse de, sivil halkın içinde bomba patlatıp masumlara da zarar vermenin, savunulabilecek bir tarafı yok.

Bir diğeri, yine sivil yerleşim mahallerini hedef alan roket ve füze saldırıları. Bunlar da diğerleri gibi “Dünyanın en militer toplumunun yaşadığı İsrail’de sivil halk yok” mantığıyla açıklanmaya çalışılsa da, en azından çocuklar için hiçbir geçerliliği olmayan bir mantık ve izah bu.

Bir başkası, Hamas ve diğer Filistinli gruplarca İsrail’e karşı verilen silâhlı mücadelenin, kendi aileleri ve sivil Filistin halkıyla iç içe bir ortamda sürdürülmesi. Halbuki İslâm tarihine baktığımızda görüyoruz ki, sivil halkı savaş ortamının dışında tutmak için hep tedbir alınmış.

Bediüzzaman’ın talebeleriyle birlikte katıldığı Bitlis müdafaası öncesinde kadın, çocuk ve yaşlıların şehir dışında güvenli yerlere nakli ve aynı şekilde Medine müdafaasında şehirdeki sivillerin başka şehirlere gönderilmesi, bunun iki örneği.

Hiçbir şey İsrail vahşetini haklı göstermez.

Ama Filistin’de bir iç muhasebe de gerekli...

23.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.01.2009) - Beyaz sayfa

  (21.01.2009) - Gözler Obama’da

  (20.01.2009) - AİHM’den iki şamar

  (18.01.2009) - İnşirah dersi

  (17.01.2009) - AB’siz olmaz

  (16.01.2009) - BOP’un iflâsı ve AKP

  (15.01.2009) - Yeni Ergenekon soruları

  (14.01.2009) - AB ile gelen değişim

  (13.01.2009) - Ergenekon’da son durum

  (11.01.2009) - Belâları hizmetle aşmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır