El attığı her alanda dehşetli bir enkaz bırakan Bush’un ardından ABD Başkanlığına seçilmesi hem Amerika’da, hem de dünyada temkinli bir iyimserlikle karşılanan Obama’nın, bir milyonu aşkın insanın katıldığı bir törenle görevi devralırken verdiği mesajlar da genel hatlarıyla bu ümitleri kuvvetlendirdi.
Onlara geçmeden önce törenin dikkat çeken birkaç önemli detayına işaret etmekte fayda var.
Bunlardan biri, pişkinlikle, hâlâ başkanlığında yaptıklarından gurur duyduğunu ve aynaya baktığında kendisiyle gurur duyan bir surat gördüğünü söyleyebilen Bush’un ve tören günü tekerlekli sandalyeye mahkûm olan yardımcısı Cheney’nin, alanı dolduran yüz binlerce Amerikalı tarafından “yuhalanarak” yolcu edilmesi.
Bir diğeri, törene hakim olan dinî atmosfer.
Obama’nın, oraya eşiyle birlikte katıldığı kilise ayininden sonra gelmesi; yemin faslından önce bir rahibin uzunca bir dua okuması; yeminin, ABD'deki ırk ayrımıyla mücadele uğruna canını vererek Obama’nın buralara gelmesinin yolunu açan eski Başkanlardan Lincoln’ün İncil’ine el basarak yapılması; Obama’nın yemin sonrası bir cümleyle Allah’tan yardım dilemesi; ve ilk konuşmasında yine Allah’ın verdiği güç ve nimetlere atıf yaparak dinî motifler serpiştirmesi...
Bütün bunlar, bizdeki mâlûm lâikçi zihniyetin inanılmaz şekilde ruhsuzlaştırdığı yemin merasimleriyle mukayese edildiğinde çok daha farklı ve enteresan bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Gelelim yeni Başkanın ilk konuşmasında verdiği mesajlardan bazı önemli satır başlarına.
Seçim kampanyası boyunca verdiği “değişim” mesajıyla ipi göğüsleyen Obama, “eski nefretlerin geride bırakıldığı bir barış dönemine önderlik etmeleri” gerektiğini söyleyerek, bütün dünyaya “yeni bir beyaz sayfa açma” işareti verdi.
Bunu yaparken evvelâ Amerikan toplumunun yapısına atıfta bulunarak, “Hıristiyan, Müslüman, Yahudi, Hindu ve inançsızlardan meydana gelen” bu toplumdaki farklılıkların ABD’yi ABD yapan bir zenginlik kaynağı olduğunu ifade etti. Farklı din mensuplarını nüfuslarına göre sıralayan bu ifade, 11 Eylül sonrası ABD’nin kendi içindeki Müslümanlara da yönelen rahatsız edici politikalarına son verileceğinin işaretini de taşıyor mu, bunu zaman içinde göreceğiz.
Aynı şekilde Obama’nın Müslüman dünyasına seslenirken “Müşterek çıkar ve karşılıklı saygıya dayanan yeni bir yol arıyoruz” çağrısında bulunması ve ardından liderlere “Sıkı yumruklarınızı yumuşatın ki elimizi uzatalım” mesajı vermesi, en çok konuşulacak hususlardan biri.
Bu çağrıya karşı İslâm dünyasının “Siz de Irak’ı kendi halkına bırakma ve Afganistan’daki ‘barış’ı güvence altına alma taahhütlerinize ilâve olarak, Filistin’deki trajediye âdil ve hakkaniyetli bir çare bulunması için İsrail’e baskı yapın ki, biz de elimizi açalım” cevabı vermesi beklenir.
Umalım ki, Beyaz Saray’daki siyah başkanın verdiği ilk mesajlarla oluşan “Dünyada yeni bir beyaz sayfa açılıyor” izlenimi, bu sayfayı daha açılmadan kirletecek gelişmelerle bozulmasın...
22.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|