Dünkü makalemizde neden sevinmemiz gerektiği üzerinde durmuştuk. Bugün de meseleye devam edelim.
Nasıl bir dünyada yaşadığımıza şöyle bir göz atalım. Milyarlarca ışık yolu mesafede nice galaksiler içerisinde samanyolu denilen iki yüz milyar yıldız içerisinde tek bir yıldız güneşimiz. Güneşimizin de on iki gezegeni içerisinde bir tanesi dünyamız. Güneşin bir milyonda biri kadar küçüklükte bir gezegen…
Ama harika bir gezegen… Manen ve san’aten kâinatın kalbi, merkezi… Herbiri birer mû’cize olan san’at eserlerinin sergisi. O kadar önem ve değer verilmiş ki küçüklüğüne rağmen koca göklere, “Göklerin ve yerin Rabbi”1 buyurularak denk tutulmuş. Tâbir yerindeyse özene bezene yaratılmış, antika eserlerle süslenmiş. Göz kamaştırıcı, akıllara durgunluk veren bir san’at galerisi hâline getirilmiş. Muhteşem bir saray…
Öyle düzenlenmiş ki gökten yere âb-ı hayatı indirilerek misafirleri olan insanların rızıklarını yetiştirmek için yer ve gök iki hizmetçi şeklinde insanın emrine verilmiş. Misafirlerin istifadesi ve geçimleri için Arz bir gemi, nehirler ve ırmaklar birer nakil aracı yapılmış. Güneş ve ay gezdirilerek mevsimler, mevsimler dolaştırılarak çeşit çeşit, renk renk rızıklar ikram edilmiş. Sonra gece dinlenmek için istirahat vakti ve gündüz de geçim için bir ticaret vakti yapılmış.
Kısaca insan yaratılışı ve kabiliyeti itibarıyla nelere ihtiyaç duymuşsa hepsi ona ihsan edilmiş, emrine verilmiş, âyette belirtildiği gibi2 sözü ve hâliyle istediği her şey ona lütfedilmiş. Nimetler o kadar çok ki, Allah’ın nimetlerini saymaya kalksa saymakla bitiremez insan.3
Koca dünya gemisi bin bir çeşit nimet ve hazineleriyle emrine sunulan insanın, Yaratıcı katındaki değerinin bir ifadesidir bu. Konutu olduğu dünyası bütün göklere denk tutulmuş, kendisi de o saraya efendi yapılmış.
Demek Yaratıcımız bize o kadar değer vermiş, bizi o kadar sevmiş ki koca dünyamızı bir uzay gemisi gibi fezada gezdiriyor, turistik seyahat yaptırıyor. Hayatı vermiş, hayatın devamı için gerekli olan rızıkları bu seyahat gemisinde stoklamış.
Seyahat ettiği gemisine bu kadar değer verildiğine göre siz gelin o gemide seyahat eden yolcuların gemi sahibi yanında ne kadar değerli olduklarını hesap edin. Her halde bu seçkin misafirleri anlatan en güzel ifadelerden birisi şu olmalı. Yüce Kitap’da şöyle buyurulur: “Şüphesiz ki Biz insanoğlunu şerefli kılmışızdır.”4
Daha fazla söze ne hacet! Bu âyet bile yetiyor insanın şerefini anlatmak için.
Dipnotlar:
1- Ra’d Sûresi: 26; İsra Sûresi: 16; Kehf Sûresi: 14.
2- İbrahim Sûresi: 34.
3- A.g.s.
4- İsra Sûresi: 70.
05.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|