"Gerçekten" haber verir 10 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Hüseyin GÜLTEKİN

Okuyucuya muhatap olmak



Tahkik ehli insanlara muhatap olmanın, onlara karşı serd-i kelâmda bulunmanın zorluğunu ancak bizim gibi yaşayanlar bilir. Şuurlu, yeterli kültüre sahip, basiretli okuyucuların karşısına çıkıp, fikir beyanında bulunmanın zorluğunu anlatmaya gerek var mı bilemiyorum.

Okuyucunuz sıradan insanların ötesinde belli bir bilgi birikimine sahip, çok okuyan, araştıran ve bir de uyanık ve duyarlı insanlar ise, işiniz iyice zorlaşıyor... Ve işte bunun için diyorum ki, Yeni Asya’da kalem oynatmak, hiç de kolay değil. Bu gazetenin okuyucusu, en küçük bir hatayı, en basit bir yanlışı hemen fark ediyor ve bunu çekinmeden yazarına karşı beyan ederek ikaz edebiliyor.

Yaklaşık yirmi beş yıldan beri arada sırada bu gazetede bildiklerimi değerli okuyucularımla paylaşmaya çalışıyorum. İtiraf etmeliyim ki hâlen bu işin zorluğunu yaşıyorum. Her bir yazıya oturduğumda kendimi çok ağır bir yük altında hissediyor ve bazen sebebini bilemediğim stres ve sıkıntılara giriyorum. Sonradan bu gerginliklerin ve streslerin, en etkili sebebinin meselelere vakıf, duyarlı bir okuyucuya muhatap olmanın zorluğundan kaynaklandığını anlıyorum.

Böyle bir gazetede, böylesine nadide ve seçkin bir okuyucu kitlesine muhatap olmanın önemini ve ciddiyetini belirttikten sonra, Yeni Asya’da yazma işine talip olanlar gibi, benim de her zaman için göz önünde bulundurmaya çalıştığım bazı hususlar var elbette:

* Nurlardaki hak ve hakikatler, prensip ve düsturlar ışığında olayları görüp, değerlendirip, o paralelde ifade etmeye çalışıyorum.

* “Mürşidâne” söz ve ifadelerin soğukluğunu ve iticiliğini göz önünde bulundurarak, ahkâm kesmekten öteye bir çok yönüyle okuyucudan hiçbir farkımızın bulunmadığını kabul ediyorum.

* Hissî düşüncelerimi; bana ait zaaflarımı; mizacımdan kaynaklanan, yüklendiğimiz kudsî dâvâmızla uyuşmayan fikir ve düşüncelerimi bir tarafa koyduktan sonra yazmaya başlıyorum.

* Günü birlik, gelip geçici olayları yazmaktan kaçınıyorum. Kurum veya şahısları haksız yere rencide edecek ifade ve beyanlardan kaçınmayı prensip ediniyorum.

Beğenmesem dahi kişi veya cemaatlerin görüş ve düşüncelerine saygılı olmaya çalışıyorum. İnançlarımıza, kudsî dâvâmıza bir saldırı olduğunda ölçülü cevaplar vermeye çalışıyorum. Cevabında en çok zorlandığım husus da, ehli dinin bize olan haksız tenkitleri oluyor. Çünkü mesleğimizin önemli bir gereği olan ihlâs ve kardeşlik düsturlarını muhafaza etme gereğinden dolayı gazete diliyle cevap vermek hiç de kolay olmuyor.

Bilindiği gibi bize ihtiyaç olmadığından, siyasî konulara da hemen hemen hiç girmiyoruz. Yalnız bu noktada siyasîlerin dinî yaşantımızla alâkalı bazı yanlış tutum ve davranışlarını gördüğümüzde, dolaylı da olsa, bir şeyler ifade etmeye çalışıyoruz.

Malûmu ilâm etmek kabilinden olan konuları yazmamaya itina gösteriyorum. Çok fazla iktibaslara yer vermemeye çalışıyorum.

Ayrıca bazı yakın dostların; “Yazdıklarınızı yaşıyor musunuz?” gibi suâllerine de, söylediklerimizi, yazdıklarımızı harfiyyen yaşamanın zorluğunu ifadeden sonra, hayata geçirmenin gayretinde olduğumu söyleyebilirim. Bu konudaki hata ve kusurlarımı da itiraf etmeliyim.

Husûsî mânâdaki bu ifadelerden sonra yine ifade etmeliyim ki, samimî dost ve okuyucuların tenkit ve değerlendirmelerine ihtiyaç var. O sayede nerede olduğumuzu, neler söyleyip, neler yazdığımızı daha doğru, daha objektif görebiliyoruz. Taltif ve tebriklerini duâ ve teşvik; tenkit ve ikazlarını da yol gösterici ifadeler olarak görüp, isabetli ve istikametli yolu birlikte bulmaya çalışıyoruz.

10.08.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.08.2008) - Elimizin altındaki nimetlerin farkında mıyız?

  (30.07.2008) - Dünyalık zevkler ve uhrevî saadet

  (21.07.2008) - Bir gezinin düşündürdükleri

  (13.07.2008) - Hasenelerimiz tehlikeli olur mu?

  (06.07.2008) - Geçmişten günümüze yetki kargaşası

  (29.06.2008) - Ahlâkî yozlaşma sınır tanımıyor

  (22.06.2008) - Evlilikte kriterlerimiz ne olmalı?

  (15.06.2008) - Hâkimin yakasına yapışılır mı?

  (08.06.2008) - Hizmetlerimizin dinamosu

  (01.06.2008) - Yaşanmış bir darbe hikâyesi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır