Faruk ÇAKIR |
|
Eğitimde model 4X4 olsun |
Eğitim sisteminin sıkıntılarını masaya yatıran kongre, şûrâ ve toplantılar, sık tekrarlanan faaliyetler arasındadır. Bu toplantılarda umumiyetle güzel sözler sarf edilir, doğru tesbitler de dile getirilir. Fakat bu tesbitlerin hayata geçirilmesi her zaman mümkün olmaz. Geçen günlerde de böyle bir şûra toplandı ve eğitim sistemimizin sıkıntıları tartışıldı. Toplantıda her zaman olduğu gibi doğru ve uygulanması mümkün olan teklifler dile getirildiği gibi, uygulanması zor olan konular da konuşulmuş. Millî Güvenlik dersinin tamamen kaldırılması, bu mümkün olmuyorsa asker olmayan ‘öğretmen’lerce verilmesi gibi doğru teklifler gündeme gelerek kayıtlara geçmiş. Aynı şekilde okullarımızdaki din dersi eğitiminin de daha kaliteli olması için çareler sıralanmış. Bunların yanında şu anda kesintisiz olarak 8 yıl uygulanan zorunlu eğitim süresinin arttırılması da konuşulmuş. Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa şûrada; 1+4+4+4 şeklinde ve toplam 13 yıl mecburi/zorunlu eğitim verilmesi benimsenmiş. Elbette daha çok kişinin ve daha çok uzun süreli eğitim alması doğru olur. Fakat bu kararlar alınırken Türkiye ve dünya şartlarını da dikkate almak gerekir. Bugün itibarıyla 8 yıl olarak uygulanan ‘zorunlu eğitim’in başarılı olduğu söylenebilir mi? Önümüzdeki yıllar için büyük hedef ve idealleri ortaya koymak iyi, fakat bunların nasıl ve ne zaman yapılacağını da planlamak gerekmez mi? Öncelikle, 8 yıl olarak uygulanan bugünkü sistemin mahzurlarını ortadan kaldırabildik mi? Asıl yapılması ve konuşulması gereken konu bu değil mi? Tamam, toplamda 13 yıl, bu yeterli olmayacaksa 15 yıl mecburî eğitim olsun; ama önce bugünkü sıkıntılara kesin ve kalıcı çare aransın... Görmezden gelsek ve problemleri ötelemeye çalışsak dahi şu sıkıntıların kapımıza dayandığını görmek durumundayız: 8 yıl olarak uygulanan eğitimin ‘kesintisiz’ olması başlı başına bir problemdir. Meslek eğitimi için bu sürenin ‘kesintili’ olmasında fayda var. Çocuklarımız daha erken yaşlarda meslekî eğitime yönlendirilse ne kaybederiz? Aynı şekilde 1. sınıf öğrencileriyle 8. sınıf öğrencilerini aynı mekânda bulunduran sistem de problemlere sebep oluyor. Bugün için savuşturulmuş görülse de, kız ve erkekler için ayrı liselerin açılması talepleri de görmezden gelinemez. Geçici ve kısmen çözüme kavuşmuş görünen üniversitedeki başörtüsü uygulaması aynı şekilde ilköğretim ve lise eğitiminin de gündemine gelecektir. Eğitim kongreleri asıl bunları konuşmalı ve bugünden çözüm ve çareler sunabilmelidir. Bazıları kız ve erkeklerin ayrı sınıflarda ya da ayrı okullarda okutulması taleplerini çok garip karşılıyor. Onlara hatırlatmak lâzım ki, böyle bir uygulamanın okullara ve öğrencilere başarı getirdiği ilmen ispatlanmış durumda. Şu anda, bu sistemi Avrupa ve Amerika’da uygulayan okullar var. Misâl olsun diye hatırlatalım: Japonya’da bile sadece kız öğrencilerin devam ettiği üniversite vardır! “Bu talepler artık uygulanamaz. Biz çağdaş olduk” diyenler ve yanlışta ısrar edenler hem kendileri kaybeder, hem de Türkiye’ye kaybettirir. Yine hatırlatmak isteriz ki CHP de kendi kulvarında Türkiye’deki gelişme ve değişime direndi ve bakın ne hallere düştü? Kendi kulvarlarında benzer hallere düşmek istemeyenler; Türkiye ve dünya gerçekleriyle yüzleşmeli, haklı talepleri dikkate almalı ve gereğini yapmalıdır. Yoksa; eğitim sistemi 4x4 olsa da sıkıntılara çare olamaz! aaa 07.11.2010 E-Posta: [email protected] |