23 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Bediüzzaman’ın hakkı için


A+ | A-

Abdullah Bey: “Kastamonu Lâhika’sında seksen sekizinci sayfada, ‘Sakın, sakın; dünyâ cereyanları, husûsan siyâset cereyânları ve bilhassa hârice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın’ cümlesinde geçen ‘dünya cereyanları’ ve ‘harice bakan cereyanlar’ kimlerdir? Hangi cereyanlar kast ediliyor?”

Bahsettiğiniz mektuba Üstad Bedîüzzaman Hazretleri Risâle-i Nur’un kazandırdığı çok büyük kâr, kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil, istediği bir fiyattan bahsederek başlar.

Risâle-i Nur’un, gerek uhrevî amellerde ortaklık düsturuyla binler duâyı kazanmaya vesile oluşu, gerek iman hizmetini esas aldığından binler sâlih ameli ihtivâ eden bir hizmeti ikame edişi, hem ebedî Cennet’i ispat edişi, hem de ebedî Cennet saadetini müjdeleyen sırlarla dolu oluşu, gerek fikre ve amele istikamet verişi, gerekse birlik, beraberlik ve muhabbeti ön plana alarak enâniyeti mutlak surette kırması hiç şüphesiz büyük kazançlar ve kârlar kazandırmaya yönelik hareketinin kıymettar neticelerindendir.

Bu neticelerin bir fiyat istediğini belirtir Üstad Saîd Nursî Hazretleri. Bunların fiyatı Üstad Hazretlerine göre: Tam ve halis bir sadakat ile daimî ve sarsılmaz bir sebattır.1

Aksi takdirde yukarıdaki büyük neticeleri elde etmek mümkün olmadığı gibi, büyük kazanç ve kârları da-–maazallah—elimizden kaçırma tehlikesi kaçınılmaz olacaktır.

İhlâsı, sebatı ve sadakati kırabilecek en tehlikeli fiil ve davranış ise tefrikadır, ayrılıktır, gayrılıktır, ayrı baş çekmektir, ayrı çığır açmaktır, havuzda erimeye direnmektir, enaniyetini ön plânda tutmaktır, cemaatle kaynaşmamaktır, kendi benliğini ve ihtiraslarını ayrılık sebebi saymaktır. Bunun da temelinde, bir buz parçası olan enâniyetini tam bir havuzu kazanmak için, o dairedeki âb-ı hayat havuzuna atıp eritmemek yatar.

Üstad Hazretleri, “dünya cereyanları”, “siyaset cereyanları” ve “harice bakan cereyanlar” nâmında birbirini açıklayan ve birbirini tefsir eden üç mefhuma dikkat çekerek, bunların hiçbir biçimde tefrika sebebi yapılmaması konusunda talebelerini önemle uyarır. Bu cereyanlar, hedefleri bakımından Risâle-i Nur’un hedefleri ile örtüşmeyen ve uyuşmayan cereyanların tamamıdır. Meselâ, günü birlik siyasî veya dünyevî yapılanmalardır, ideolojik görüşlerdir, seküler ve dünyevî düşüncelerdir, menfaat gruplarıdır.

Risâle-i Nur’un hedefi ve maksadı bunlardan çok farklı ve çok nezihtir. Risâle-i Nur fertlerin “ruh” yapılarına yönelmiş; ruhların iman esasları ile imâr ve ihyasına ağırlık vermiş, bütün mesaisini bunun üzerine yoğunlaştırmış, kalplere “Allah sevgisi ve Allah korkusu” yerleştirmeyi hedef bilmiştir.

Böyle nezih ve pak bir vazifeyi icra esnasında, dünyevî, siyasî veya ideolojik cereyanların ve görüşlerin hiçbirisi dâhilde, yani camia içinde tefrika ve ayrılık sebebi olmamalıdır. Çünkü yolları ayrı, hedefleri ayrı, tarzları ayrı, usûlleri ayrı, mesajları ayrı, cepheleri ayrıdır, kaygıları ayrı, amaçları ayrıdır. Risâle-i Nur Talebelerinin Risâle-i Nur adına aktif siyasete girmeyişlerinin ve dünyevî cereyanlarda aktif olarak yer almayışlarının bir sebebi de budur. Aksi takdirde, çabuk cazibe merkezi olabilen dünyevî veya siyasî cereyanlar tefrikaya sebebiyet verecek, ihlâs ve uhuvvet esasını zedeleyecekti.

Oysa ihlâs ve uhuvvet her şeyden önemlidir. Bunun hiçbir biçimde sarsılmaması gerekir ve hizmetlerin devam ve bekası için şarttır. Değil haricî cereyanlar; kendisine herhangi bir haksızlık yapılmış olsa dahi, hiç kimse Risâle-i Nur dairesi içinde: “Bu kardeşim bana haksızlık etti; ben buna küstüm!” dememelidir. Böyle bir lüksümüz yoktur! Bu büyük hatâdır. Çünkü Üstad Hazretlerine göre, o arkadaşın sana bir gram zarar verdiyse, sen ona küsmekle, bunun kırk katı olarak hizmete zarar vermiş oluyorsun.2

Bedîüzzaman bu makamda ısrarla şöyle uyarır:

“Kardeşlerimden rica ederim ki: Sıkıntı veya ruh darlığından veya titizlikten veya nefis ve şeytanın desiselerine kapılmaktan veya şuursuzluktan; arkadaşlardan sudur eden fena ve çirkin sözleriyle birbirine küsmesinler ve ‘Haysiyetime dokundu’ demesinler. Ben o fena sözleri kendime alıyorum. Damarınıza dokunmasın. Bin haysiyetim olsa, kardeşlerimin mabeynindeki (arasındaki) muhabbete ve samimiyete feda ederim.”3

Üstad Hazretlerinin “Ben o fena sözleri kendime alıyorum” beyanını alalım; fena sözlere muhatap olan ve çok çabuk alınan ve gücenen nefsimizin damarını parçalayalım, kanatalım.

Bu sözün darbesiyle, iç dairede hiçbir esası ve hakikatı olmayan gurur putumuzu yıkalım. Risâle-i Nur dairesi içinde hususî haysiyetimizin ve kişisel onurumuzun olmadığına, muhakkak ve muhakkak, nefsimizi ikna edelim. Bunu Allah’ın izzeti ve celâli için yapalım! Bunu Resûlullah’ın sevgisi için yapalım! Bunu Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin üzerimizdeki hakkı için yapalım!

İstersek yaparız! Öyleyse, buyurun! Allah yardımcımız olsun!

23.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.09.2010) - Gıybetin kefareti

  (21.09.2010) - Takiyye İslâmın şiarı değildir

  (20.09.2010) - Vacipler ve nafileler

  (19.09.2010) - Cennette dünya kadınları

  (17.09.2010) - Korkunun doğru yönü

  (16.09.2010) - Şevval ayı orucu

  (15.09.2010) - Uhrevî amellerde ortaklık düsturu - 2

  (14.09.2010) - Uhrevî amellerde ortaklık düsturu-1

  (13.09.2010) - Ashab-ı Kehf üzerine

  (12.09.2010) - İbadet tamam, ama aileyi ihmal etmeden


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.