Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
YAŞ ve terfîler |
Ağustos ayının ilk günlerinde olağan toplantısını gerçekleştirecek olan Yüksek Askerî Şûrâ’nın gündemini ve alacağı kararları, evvelce benzeri hiç görülmemiş olağanüstü gelişmeler tayin edecek gibi görünüyor. Bunların başında, Balyoz iddianamesinin, şûrâya günler kala mahkeme tarafından kabul edilmesi geliyor. Aralarında emekli kuvvet ve ordu komutanlarının da bulunduğu sanıklar içinde 12 muvazzaf general ve amiral de mevcut. İddianamenin kabulüyle bunlar artık resmen sanık durumuna düştükleri için, TSK Personel Kanununun “tutuklu bulunan ya da tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya duruşması devam eden veya hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanlar”la ilgili dosyaların YAŞ’a giremeyeceğini öngören 65. maddesi gereğince, terfî dosyaları işleme konulmayacak. Kural böyle, ama bakalım işleyecek mi? Geçen seneki YAŞ toplantısında, Ergenekon şüphelisi olarak ifade vermiş olan bazı isimlerin terfî ettiğine dair haberler çıktığını hatırlıyoruz. O isimler 65. madde kapsamına girmediği için mi terfî ettirildi, yoksa kanunun açık hükmüne rağmen mi terfî kararı alındı; pek anlaşılamadı. Bakalım, bu sene durum ne olacak? Bu konunun, özellikle komuta kademesindeki değişiklikler açısından da özel bir önemi var. Meselâ Erzincan’daki mâlûm dâvânın iddianamesinde, adı sanık listesinin ikinci sırasında yer alan 3. Ordu Komutanı için ne karar verilecek? Ciddî iddialarla yargılanan bir isim olarak göreve devam ediyor olması dahi eleştirilen bu komutanı, Ağustos’ta boşalacak Jandarma Genel Komutanlığı koltuğunun en güçlü adayı olarak gösteren iddialar nereden kaynaklanıyor? Dahası, bu iddiaların, aynı isme Genelkurmay Başkanlığı yolunun dahi açık olduğunu öne sürecek raddelere götürülmesi ne anlama geliyor? Bu haberlerle, Org. Başbuğ’un bir tatbikat vesilesiyle onunla bir araya gelerek verdiği ve “Bu komutanın yanındayım” mesajı çıkarılan görüntüler arasında bir ilişki ve irtibat mevcut mu? Bir diğer konu, Genelkurmay Askerî Savcılığının evvelâ hakkında takipsizlik kararı verdiği Albay Dursun Çiçek’i, sonradan tanzim ettiği iddianame ile ağır şekilde suçlaması; ancak bunu yaparken, suçu sadece ona inhisar ettirmesi. Bu durum, Çiçek’in ıslak imzasını taşıdığı nihayet kabul edilen mâlûm belgeyle ilgili olarak adı geçen bazı üst kademe komutanların korunup kollanmak istendiği yorumlarına yol açtı ve onlardan biri de, Ağustos’ta boşalacak Kara Kuvvetleri Komutanlığının en güçlü adayı olarak gösterilen şu andaki Birinci Ordu Komutanı. Önümüzdeki YAŞ toplantısında Genelkurmay Başkanı da değişecek. Başbuğ emekli olacak, yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Koşaner gelecek. Orada bir sürpriz beklenmiyor. Ama Kara Kuvvetleri ve özellikle de Jandarma Genel Komutanlığına getirilecek isimler konusunda “derin” çalışmalar yapıldığı anlaşılıyor. Bu noktada merak edilen hususlardan biri, YAŞ’tan çıkacak terfî kararlarında hiç değilse bu defa hükümetin ağırlık koyup koy(a)mayacağı. Bazı iddialara göre, kanuna rağmen Ergenekon ve Balyoz sanıklarının terfîleri gündeme getirilirse Başbakanla Millî Savunma Bakanının buna karşı tavrı, şimdiye kadar ihraçlarda yaptıkları gibi yine “şerh koymak”tan ibaret olacak. Başbakanken “başkanlık yaptığı” tek YAŞ toplantısında “şerh koyma geleneğini” başlatmış olan Gül ise, Cumhurbaşkanı olarak, şerhten de vazgeçerek, önüne gelen kararları onaylayacak. Böylece şerhler pratikte hiçbir sonuç doğurmayan atraksiyonlar olarak kalırken, YAŞ kararları yine askerin belirlediği şekilde oluşacak. Anayasa paketi referandumda kabul edildiği takdirde ise, terfî ve kadrosuzluktan emeklilik kararlarına yargı yolu kapalı olmaya devam edecek, ihraç kararlarına ise yargı yolu açılacak.Tabiî, yine ihraç kararları verilirse... 22.07.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (17.07.2010) - Paketin tahlili (4) (16.07.2010) - Paketin tahlili (3) (15.07.2010) - Paketin tahlili (2) (14.07.2010) - Paketin tahlili (1) (13.07.2010) - Bu işi Mecliste bitirin |